18. Bölüm: "Kıyamet Habercisi"

16.2K 2.2K 6.2K
                                    

Aranızda feminen giyinen Taehyung'u görünce kendini yerden yere atıp rahatsız olan insanlar varsa onlara gerçekten kötü bir haberim var... ;)

Yorumlarınızı ve oylarınızı heyecanla bekliyorum.

Keyifli okumalar dilerim. *Mariah'dan Sonsuz Kalpler*

----------

2. KISIM: ATEŞ

18. Bölüm: Kıyamet Habercisi

Gökyüzü canlı rengini kaybettiğinde gökte yalnızca ay vardı. Gökteki yıldızların yerini şehir ışıkları almıştı. Etrafta, dev ekranda gösterilen film/dizi afişleri, sokak lambaları ve evlerden gelen ışıklar vardı. Namjoon'un arabası, düz yolda, sabit bir hızda ilerlerken yıllardır şehre inmemiş olan alfaya da etrafı incelemesi için güzel bir fırsatı sunuyordu.

Jungkook'un büyük gözleri, dev ekranlardan birini buldu ve orada öylece kaldı. Taehyung'u görmüştü. Ekranda yüzü çok daha beyazdı. Omega, dizi afişinde biraz önde dururken hemen arkasında ise ondan daha uzun olan bir adam vardı. Ona da, tıpkı Taehyung'a yaptıkları gibi, adeta suratına un dökmüşlerdi. Afişteki pembe renkli yazı tipinden ve karakterlerin üniformasından anlaşılacağı üzere bu, lise ortamında geçen romantik bir gençlik dizisiydi.

"Taehyung..." diye mırıldandı Jungkook. Omzunda dinlenen esmer adam ise gözlerini açtı. Jungkook'un gösterdiği yöne bakmak yerine öylece karşıya baktı. "Ne oldu?" diye sordu boğuk çıkan sesiyle.

"Seni gördüm. Bir film afişi gibi görünüyordu." Jungkook tekrardan işaret parmağıyla bir başka dev ekranı gösterdi, "Oh, yine sen varsın." Taehyung, bir başka ekranda vitamin haplarının reklamını yapıyordu. Jungkook ise heyecanla dev ekrandaki Taehyung'u izliyordu. Böylesine parlak bir ekrandan sevdiği adamı görmek ona zevk veriyordu.

Taehyung sakindi. Ağzını ve burnunu kapatan maskesi ve beyzbol şapkasıyla Jungkook'un omzunda dinlenmeye devam ediyordu. Etrafa bakmıyordu. Nereye gittiğinin bir önemi yoktu. Jungkook'un yanındayken özgür olamayacaktı zaten.

Araba, ekranlardan biraz uzaklaştığında, "Bütün şehirde senin reklamların ve film afişlerin var." dedi Jungkook. Neşeli görünüyordu. Şehir hayatı hakkında hiçbir şey bilmeyen birine göre bu tavırları gayet normaldi.

"Dizi." diyerek alfayı düzeltti Taehyung. "Yakın zamanlarda bir dizi ve birkaç reklam çekimine gittim." Aniden durdu ve düşündü. "Dur biraz..." diye mırıldandı. Aklına gelenlerden sonra dik oturdu ve Jungkook'a baktı, "Dizinin yayın tarihi ne zamandı?"

"Dikkat etmedim." dedi Jungkook. Taehyung'un bu ani tavrı karşısında şok olmuş ve şüpheye düşmüştü. Kaşlarını çatarak, "Neden sordun?" dediğinde ona cevap veren kişi Namjoon oldu, "Basın konferansının yakın olup olmadığını anlayacak."

Jungkook, onun neden bahsettiğini bilmiyordu. Dikiz aynasından arka koltuktaki ikiliyi izleyen Namjoon, bu durumdan oldukça keyif aldı. Sırıtarak devam etti, "Dizi başlamadan önce bir basın konferansı düzenlenir. Dizinin başrol oyuncusu konferansa katılmazsa bu durum epey dikkat çekecektir. Sanırım Taehyung da sizin elinizden kurtulmak için artık medyanın dikkatini çekmek istiyor." Aynadan Taehyung ile göz göze geldiğinde, "Ah üzgünüm..." dedi. "Planını ortaya mı çıkardım?"

"Sadece dizinin ne zaman yayınlanacağını öğrenmek istemiştim." dedi Taehyung. Ardından başını tekrardan Jungkook'un omzuna yerleştirdi. Göz ucuyla yukarıya doğru baktığında Jungkook'un arabanın camından dışarıyı izlediğini fark etti. Alfa sessizdi. Duyduklarına rağmen tek kelime etmemişti.

Rosas And Fire | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin