Rosas And Fire | Taekook

3.KISIM|31. Bölüm: "Bir Başkasıyla Mutlu Oldun Mu?"

Sonunda çok beklediğiniz o olay yaşanıyor... Evet... Evet o olay! Bu bölümde! Hem de şu dakikada... (Her bölüm bunu söylüyorum galiba, emin değilim...)

Keyifli okumalar dilerim *Mariah'dan Sonsuz Kalplerle*

---------

3. KISIM: KÜLLER

31. Bölüm: Bir Başkasıyla Mutlu Oldun Mu?

Uzun zamandır ortalıkta görünmeyen genç oyuncu Kim Taehyung'un büyümekte olan göbeği, medyanın yeni favorisi olmuştu. Onunla yanlışlıkla poz veren genç koruması Park Seo Joon ise kendini hiç beklemediği bir evcilik oyununun ortasında bulmuştu.

Taehyung'un annesi, gazetecilere dil döküyor, hatta onlara para teklif ediyordu. Yirmi birinci yüzyılda ne yazık ki internete bir kez düşen haberin önüne geçilmesi oldukça zordu. Haberciler, internet sitelerindeki haberleri yüksek miktarda rüşvetler sayesinde kaldırsalar da sosyal medya kullanıcıları Taehyung'un fotoğraflarını her yere yaymışlardı. Binlerce kez paylaşılmış, çok fazla beğeni ve yorum almıştı. Artık bu işin geri dönüşü yoktu. Taehyung açıklama yapmadığı sürece kimse hiçbir şeye inanmayacak, dedikoduları da sürdüreceklerdi.

"Tek isteğim," diyerek söze girdi Seo Joon. "Taehyung'un güvende olmasıydı."

"Biliyorum." dedi Taehyung'un babası. Evde gergin bir ortam vardı. Taehyung yine sessizdi, çünkü her ağzını açtığında suçlanıyor, ardından büyük bir kavga çıkıyordu. Aile üyeleri ona destek oluyormuş gibi görünseler de aslında oğullarının imajının zedelenmesinden ve bir daha banka hesaplarını parayla dolduramayacağından ötürü endişeliydiler.

Kimse Taehyung'a o fotoğraflar çekilirken neden perişan bir halde olduğunu sormamıştı. Ailedeki ilişkileri onlar farkında olmadan sadece paraya bağlanmıştı. Haberler, dalgalı bir denizin kıyıya sertçe vurarak kumdan kaleleri yıktığı gibi Kim Ailesi'nin fazla sağlam olmayan ilişkilerini de yıkıp geçiyordu.

Taehyung, üzerindeki gözlere daha fazla tahammül edemediği için koltuktan kalktı. Elbette babasından bir azar işitti. Midesinin bulandığını söylemeye vakti yoktu zavallı omeganın. Bulunduğu kattaki banyoya girdi ve klozete kustu.

Telefonu henüz kapatan annesi ise oğlunun banyoya gittiğini fark etti. Seo Joon'a çarpmadan hızlı adımlarla ilerledi ve alfadan önce banyoya girdi. "Sorun yok." dedi, oğluna karşı. "Ben her şeyi hallettim. Üzülme."

Taehyung, soluklarını düzene sokmaya çalışırken tekrardan kusmamak için arada sırada yutkunuyordu. "Sen..." dedi annesine karşı. "Neden üzüldüğümü bile bilmiyorsun ki." Kendi kendine güldü. Annesi ise onu anlamadı.

"Neden üzüldün oğlum?"

Oğlan, uzun, kahverengi ve ağlamaktan ötürü ıslanmış olan kirpiklerini kırpıştırdı. Soluk pembe tonlarına bürünmüş olan dudaklarını araladı ve tek kelime bile edemeden öylece kalakaldı. Babası hızla banyoya dalmış, kulağına dayadığı telefonu işaret ederek, "Şirketin CEO'su arıyor." demişti. "Haberlerden ötürü çok kızgın."

Taehyung, klozetin önünde dizlerinin üzerinde otururken kendini yalnız hissetti. Bedenini saran soğuk, ona geçmişi hatırlattı. Çaresizce odasında yorganın altında titrediği, mevsim fark etmeden üşüdüğü o günleri gözlerinin önüne getirdi.

İstemsizce yalnızlığı ve hüznü soğuk hava ile bağdaştırıyordu. Bu sağlıksız hisler onu her ziyaret ettiğinde de bir fırtınanın ortasındaymış gibi üşüyor ve titriyordu. Ne tuhaftı ki Jungkook ile birlikte olduğu vakitlerle bedeni her zaman sıcaktı. Alfanın feromonlarından ciddi anlamda etkilenmese de Jungkook'un varlığı ve kucağı onu sıcak tutuyordu. Fakat bu eşsiz sıcaklık, Taehyung'a başka çeşit hastalıklı hisleri getirmişti. Takıntılı bir aşk, özgürlüğün kısıtlanması, kıskançlık ve daha nicesi... Taehyung'un tam anlamıyla huzurlu bir sıcaklığa ulaştığı yalnızca bir an vardı. O anı da uzun zamandır arzuluyordu. Fakat o güzel an, sadece bir kez yaşanmıştı.