ALEDA 2 || Mor Şehrin Koruyucuları

A.M.Ş.K || 1.Bölüm

~Merhabalar, ikinci seri ile sizlerleyim. Umarım bu seriyi de beğenirsiniz. ~ ✳️

Medya : Karakterler (şimdilik)

Şuraya bir Tarih ve Saat alayım lütfen. 💚

✳️✳️✳️

~YAZAR'DAN~

Bugün Büyücü temsilcisi olan Elvis, bu yıl takım da olacak kişilerin isimlerini açıklayacaktı. Prens Austyn, Aleda ile kessin takım da olacağını biliyordu ama bir sorun vardı. Aleda yaklaşık bir yıl önce, önce kendisini sonra da sarayı terk etmişti. Bunu hatırladıkça öfke duyuyordu. Yumruğunu sıktı. Hala neden terk edildiği hakkında bir fikri yoktu. Elvis kapıdan içeri girince düşüncelerinden sıyrılıp yerinden doğruldu.

"Evet, sonuçlar geldi." dedi Elvis.

Sonuçlar zaten belliydi prens Austyn için.

"Austyn, Felix, Cerelia ve Lucky."

"Aleda neden yok?" dedi birden Savaşçı Felix.

Prens hızla arkadaşına baktı. Amacı neydi? Diye düşünmeden edemedi. Aleda yokken nasıl takıma girecekti.?

"Konsey de onun takımda olmasını istedi ama malum, o yok." dedi büyücü Elvis.

"Yine de isminin olması lazım ama."

Prens daha fazla dayanamadı.

"Felix, dostum derdin ne? O yok tamam mı?! Artık yok!"

Hızla yanlarından ayrılan prens yine Aleda'yı aklına getirmiş ve sinirlenmişti. Bir yanı hala onu sevip, merak ederken diğer yanı ondan nefret ediyordu. Derin bir nefes aldı. Aleda gittiği günden beri Element Krallığı 'nda değil Ateş Sarayı' nda toplanıyorlardı. "Hala aklım almıyor, neden beni terk edip gitmişti?" diye mırıldandı prens. Düşünceli bir şekilde yürürken annesinin ona doğru geldiğini gördü.

"Austyn, tatlım neden bu kadar düşüncelisin? Yoksa yine mi aynı konu ?" dedi kraliçe Freya.

Aleda sayesinde tekrar bir ailesi olmuştu. Kral Rainier ile yeni bir sayfa açmışlardı. Ama Aleda gittiğinde oğlu sarsılmıştı ve bu yüzden biraz olsun ondan nefret etmiyor değildi.

" Hayır anne. Bu arada babam nerede? "

" Taht odasında seninle konuşmak istediği bir mesele vardı. Bir ara uğra."

Prens annesini onaylayıp taht odasına doğru ilerledi. Babasının onunla ne konuşmak istediği hakkında bir fikri yoktu. Düşünceli bir şekilde ilerlerken taht odasına yaklaşmıştı. Askerler selam verip kapıyı açarken prens dirke içeri girdi. Hemen babasına selam verip yanına ilerledi.

"Austyn, gel oğlum."

"Kral Rainier 'a selam. Beni görmek istemişsiniz."

"Evet." dedi kral derin bir nefes vererek.

Kral oturduğu yerden kalkıp oğlunun karşısına geçti. Elini omuzuna koydu.

"Bak oğlum, sen de biliyorsun ki İlkbahar mevsiminin birinci haftası bitti bitecek ve sarı çiğdemler hala açmadılar."

"Baba direk söylesen."

Başını salladı kral.

"Diyeceğim şu ki, Aleda bu saatten sonra gelmez. Senin onu unutup kendine bir eş seçip tahtaya geçmen."

Prens çattığı kaşlarını gevşetip bir adım geriye çıktı.

"Aynı fikir de olduğumuzu düşünmüyorum Kralım. Tahta çıkmak için düşünürüm ama eş seçmek aklımın ucundan bile geçemez."