~ALEDA'DAN~
Dönen başım ile gözlerimi hızla kapatıp açtım. Bitkiyi yeşertmeyi başarmıştık. Ama bir sorun vardı, anılarımız daha doğrusu anılarım... Kaybolmamıştı. Hepsini hatırlıyordum, bakışlarımı Cer'e çevirdim.
"Anılarını hatırlıyor musun?" Dedim.
Bir süre bana baktı. Başını 'evet' anlamında salladı. Gözlerim Lucky 'e takıldı. Yüzü sapsarı olmuş, çenesi kasılmış bir şekilde bana bakıyordu. Görmüşlerdi her şeyi, hamile olduğumu, prensten neden ayrıldığımı, neden gittiğimi, her şeyi... Sertçe yutkundum. Elimden tutan Cer' in ellerini bırakıp ayağı kalktım. Bakışlarım karşımdaki prense gidince beynimden vurulmuşa döndüm. O da görmüş müydü her şeyi? Artık biliyor muydu? Nefes alışverişlerim düzensizdi.
"Aleda"
Sesin geldiği yöne döndüğüm de karşımda tanımadığım biri vardı. Bir kadın. Bir süre baktım, hafif gülümseyince anlamıştım. Aslında kendisinin sarsalar bitkisi olduğunu. Aslında bitki bir insandı. İnsan formunda bir bitki. Kulağa çılgınca geliyordu ama öyleydi.
"A-anılarımız hala duruyor." dedi Cer.
"Evet Cerelia, anılarınızı silmedim. Çünkü, benim tabiatımda fedakarlık her şeyden önce gelir ve siz insanlık için her şeyi göze alıp fedakarlık yaptınız. Bu yüzden anılarınız duruyor."
Şuan herkesin hafıza kaybı yaşamasını o kadar istiyorum ki, Lucky ile gözlerim kesişti. Gözünden düşen yaşı görünce alt dudağımı dişledim. Austyn 'e baktı. Başımı hızla iki yana salladım.
" Aleda, senin için çok üzgünüm. Unutma ki hayat mucizelerle doludur."
"Bu da ne demek?"
Hızla Austyn' e baktım.
"Benim sürem doluyor, size vereceğim bu sarsalar tozu sayesinde Karay 'ları yenebileceksiniz."
Elindeki kutuyu bana uzatınca aldım. Saçlarımı okşayıp ortadan kayboldu. Kutuyu Sam' a verip hemen bir kapı açtım. Hepsi tek tek geçerken Lucky öylece duruyordu. Hemen yanına gittim.
" L-Lucky bu gördüklerini kimseye söylememelisin. "
" Bilmeye hakkı var."
"Yalvarırım Luck. Bunu öğrenirse yıkılır."
"Ona anlatacaksın hemen, enstitüye dönünce."
Hızla kapıdan geçerken arkasından gittim. Enstitünün içine girerken Austyn ile göz göze geldik. Hızla yanıma gelip sarılırken elimi boynuna doladım.
"Sözünde durdun. Şimdi diğer sözünü tut."
Ondan ayrılıp baktım. Elinden tutup kendimle beraber sürükledim. Luck haklıydı, her şeyi bilmeye hakkı vardı. Belki biraz yıkılacaktı, belki biraz kızacaktı ama gerçekleri bilecekti. Öğrenecekti bazı şeyleri, anlatacaktım. Beraber asansöre bindik. Teras katına basıp bekledim. Aramızda derin bir sessizlik vardı, içimi ürpertiyordu. Elim terlemişti, titriyordum. Asansör birden durup kapısını açınca hızla inip terasa doğru ilerledim. Temiz havayı içime çekebildiğim kadar çektim. Nefes alamıyordum.
"Aleda, neler oluyor?"
Ona döndüm.
"Sana her şeyi anlatacağım ama, ama lütfen sakin ol tamam mı? Bunu söylemeye hakkım yok ama kızma da."
"Peki, artık anlat. Seni dinliyorum."
Derin bir nefes verip başımı gökyüzüne çevirdim.
~MİR FESTİVALİNDEN 4 GÜN ÖNCE~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEDA 2 || Mor Şehrin Koruyucuları
FantasyALEDA ~HÜKÜMDAR~ Kitabının 2. Serisidir. Tüm telif hakları saklıdır.! ~~~ "Öncelikle hepinize merhaba. Yeni görevimiz diğer görevlere oranla çok değişik. Bu sefer gidip gelmeyeceğiz." "Daha açık olur musun?" dedi prens, Aleda'nın sözünü keserek. "Bu...