ALEDA 2 || Mor Şehrin Koruyucuları

A.M.Ş.K || 9.Bölüm

~ALEDA'DAN~

Alex'in elini çözüp Michael 'a döndüm. Kasadan önemli şeyleri alıyordu. Birden içeri bir vampir ve Cerelia girdi.

"Michael, lider geldi."

"Beni hemen buradan çıkarman lazım."

"Lideri görmeden olmaz."

"Delirdin mi sen? Hepimizi öldürecek!"

"Pekala, siz gidin hemen arkanızdan geleceğim."

"Aleda sensiz hiçbir yere gitmiyorum." dedi Cer.

Onları dinlemeden hızla kapı açtım.

"Gidin, en fazla yarım saate gelirim."

"Dikkatli ol."

Michael 'a bakıp gitmelerini işaret ettim. Hepsi kapıdan geçerken hızla değişim büyüsü yapıp çıktım. Dans edenlerin arasında yanında altı yedi korumayla bu tarafa doğru gelen lidere baktım. Hızla görünmezlik büyüsü yapıp gelmesini bekledim. Yanımdan geçip içeri girecekken başka bir vampir onu durdurdu.

"Efendim, Michael gitmiş."

"Her yeri didik didik arayın ve onu bana getirin. Kanı kuruyana kadar işkence çektireceğim."

Yüzündeki öfke ve kin kalbine de işlemişti. Michael 'ı öldürecekti bu bir gerçekti. Ama ben olduğum sürece asla dokunamayacaktı bu da bir gerçekti. Derin bir nefes aldım, lider barın çıkışına doğru giderken arkasından ilerledim. Dans edenler deli gibi davranırken bana çarpanlara ters bakışlarımı atıp lideri takip etmeye devam ettim. Bardan çıkınca ne yaptığını anlamak için sadece izledim. Tekti. Birkaç saniye etrafa baktıktan sonra bir şeyler yapmaya başladı. Başını yere eğmiş saçma sapan hareket ettiriyordu. Birkaç dakika sonra Karay'lar gelince yutkundum. Karay'lar lidere selam verdi.

"Beni iyi dinleyin, bana hemen Michael 'ı bulun ve getirin. Yanında olan herkesi yok edin."

Hızla barın arkasına doğru koştum. Koşarken hemen bir kapı açıp içinden geçtim. Hızlı adımlarla enstitüye doğru ilerlerken kapının birden açılmasıyla durdum. Karşımda nefes nefese kalmış prensi görünce hızla yanına gidip kolundan tuttum.

" İyi misin? Ne oldu?"

Omuzlarımdan tutup bir süre baktı. Daha sonra hızla sarıldı. Elim öylece havada kalırken şaşkına dönmüştüm.

"Sen bir gün beni öldüreceksin."

Ondan ayrıldım.

"Bizsiz nasıl o bara gidebildin? Yetmedi lideri nasıl getirebildin buraya?"

"İçeri geçelim, öyle konuşuruz."

Birkaç saniye baktıktan sonra başını salladı. Beraber içeri girdik. Benim için endişelenmişti ve doğruyu söylemek gerekirse bu hoşuma gitmişti. Tabi ki onu endişelendirmeye hakkım yoktu ama endişelenecek bir şey de yoktu. Neyse ki konumuz bu değildi. Beraber sessizce ilerlerken yan profiline bakmak için kafamı çevirirken göz göze geldik. Kısa bir tebessüm edip hızla önüme döndüm. Bekleme salonuna girince beni gören Michael ve Cerelia hızla ayağı kalktı.

"Ah güzel kokulum. Sonunda gelebildin, doğrusu liderin seni yakaladığını sanmıştım."

"Ben kolay yem değilim Michael."

"Ondan ne şüphe... Ee güzel kokulum seninle mi yatacağım yoksa?"

"Bir daha güzel kokulum dersen o dilini koparır sana beyin yaparım.!"

Austyn 'in bu kelimelerine karşı şaşırmıştım. Ondan böyle bir şey beklemiyordum.

"Vampirler uyumaz!" diyen Cer'e baktım.