A.M.Ş.K || 10. Bölüm

840 86 13
                                    

~ALEDA'DAN~

Sessizce oturmuş duvara bakıyordum. Dokuz saattir baygınmışım ve prens bana evleneceğini söylememişti. Sadece rüyaydı ya da kabus... Peki öyleyse nasıl dokuz saattir baygındım? Bunu şimdilik rafa kaldıracaktım. Derin bir nefes alıp ayağı kalktım. Banyoya girip üzerimdekilerden kurtuldum. Hemen suyun altına girip kendime gelmeye çalıştım. Su bedenimden süzülürken göz rengimin değiştiğini hissediyordum. Hemen suyu kapatıp aynadan gözlerime baktım. Yeşil ve mavi karışımı mı? İlk defa böyle oluyordu. Kendime gelmek için başımı iki yana salladım. Hızla havluyu bedenime sarıp banyodan çıktım. Dolabı açıp birkaç parça kıyafet çıkarıp üzerime geçirdim. Ayakkabımı da giydikten sonra aynanın karşısına geçtim. Ne yazık ki ıslak saçlarım krallıktaki gibi çabuk kurumuyordu. Hızla kurumasını sağladığım an göğsümde acı hissettim.

Element kullanmak yoktu.

Göğsümün acısı geçerken dudaklarımı ve gözlerimi ön plana çıkarıp kontrol bilekliğini taktım. Derin bir nefes alıp hemen odadan çıktım. Koridorda ilerlerken takımdakilere kontrol bilekliğinden toplantı odasına gelmeleri için bir uyarı attım. Toplantı odasına ilerlerken Sam'i gördüm. O da beni görünce hızla yanıma geldi.

"Birincisi dinlenmen gerekiyordu. İkincisi gözlerine ne oldu?"

"Birincisi ben iyiyim. İkincisi bir fikrim yok." dedim onu taklit ederek.

O da benimle birlikte ilerlerken susmayı tercih ettim. Gözlerim çalışan görevlilere kaydı. Hepsi işini iyi yapıyordu. Toplantı odasına girince herkesin Alex ve Michael 'da dahil buradaydı. Masanın ucuna oturdum.

" Güzel kokulum seni iyi gördüm ama... Gözlerine ne oldu?"

"Bir fikrim yok... Fani, sen neden hala buradasın?"

"Aaa, seni merak ettiğim için gitmedim."

Tek kaşımı kaldırıp gözlerinin içine baktım.

"Gördüğün gibi iyiyim, artık evine dönsen iyi edersin."

"Pekala, ama... Her neyse, beni ağırladığınız için teşekkür ederim. Artık gidiyorum. Tanıştığımıza memnun oldum."

Kimse çıtını çıkartmadan ona bakıyordu. Gülümseyerek hızla odadan çıktı. Michael 'a döndüm.

"Lider her yere vampirleri ve Karay' ları gönderdi. Seni bulduğu an öldürecek."

Güldü. "Bundan ne şüphe. Ama tabi ki anlaşmamız var değil mi güzel kokulum?" dedi.

Tepkisizce suratına baktım.

"Birincisi az kaldı o dilini sana beyin yapmama. İkincisi ne anlaşması?"

"Aleda size söylemedi mi?" dedi.

Derin bir nefes alıp ayağı kalktım.

"Karay'ları yaratan vampirlerin gerçek lideri, Michael da bize onları nasıl durduracağımız hakkında bilgi verecek ve aynı zaman da yardım edecek." dedim.

"Anlaşma da bu... Aleda onu liderden koruyacak, o da bize yardım edecek." dedi Cer.

Onu onaylayan mırıltılar çıkardım. Kontrol bildiğindeki görüntüyü büyüttüm.

"Gerçek lider bu."

"Adı Jordan. Genç göründüğüne aldanmayın, kendisi benden oldukça fazla yaşlı..." dedi gülerek Michael.

"O zaman Michael bize bildiğin şeyleri anlatmaya başlasan iyi edersin. Aksi taktirde kalbini sökmek için sabırsızlanıyorum."

"Aa, küçük bey bunu sen yapmazsın ama o." dedi ve beni işaret etti. "O yapar."

ALEDA 2 || Mor Şehrin Koruyucuları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin