Eveeeeeeet. Kaldığımız yerden devam edebiliriz.
Karakterleri beğendiniz mi?
Ve yıldızı hiç doldurmuyorsunuz..🥺
***
Kapıda gördüğüm şey ile kalakalmıştım. Masadakiler benim öyle duruşumu fark edip aynı yere baktıklarında farklı bir manzarayla karşılaşmamışlardı.
AYLİN VE SERKAN KOL KOLA GÜLÜŞE GÜLÜŞE MASAYA DOĞRU İLERLİYORLARDI.
Gördüğüm manzara karşısında daha fazla burada beklemeyip yanlarına doğru ilerledim.
"SERKAN"
"C-Ceyda burada ne işin var?" Serkan panikle bana doğru baktığında bunu beklemediği yeterince belliydi.
"Onu benim sana sormam lazım." deyip ters ters Aylin'e baktım.
"Göründüğü gibi değil açıklayabilirim."
"Neyi açıklamayı planlıyorsun?" göz yaşlarımı akıtmamak için direniyordum. Aylin konuşmak için öne doğru bir adım attı.
"Bence uzatmanın bir manası yok. Her şey göründüğü gibi işte."
Uçurumdan düşüyor gibi hissediyordum. Boşluktaydım. Kafamı sinirle diğer tarafa çevirdiğimde masadaki herkesin yanımda olduğunu fark ettim.
"Terbiyesizsiniz." dedi Sena tüm siniriyle.
Serkan ona aldırış etmeyip yanıma geldi. Omuzuma elini attığı sırada "Çek o elini." diye uyarıda bulundum.
"Açıklamama izin ver." diyerek elimden tutmaya çalıştı.
"Sana dokunma dedim." titriyordum. Güçsüz hissediyordum.
"Dokunma diyor sana lan kız anlamıyor musun?" Buğra'nın sesiyle ona doğru döndüm. Nedensizce güçsüz hissetmem az da olsa geçmişti.
"Sanane lan. Sevgilimle konuşuyorum." dediği an yüzüne yediği yumrukla yere yığılmıştı.
Kafede bağırış çağırışlar birbirine karışırken ben Aylin'e bağırıyordum. Sadece pişkin pişkin gülmekle yetiniyordu.
"Kaybettin kızım sen."
Sert bir tokat yapıştırmamla elini yanağına götürdü.
"Karaktersiz." dedim ve Buğra'yı tutmaya çalıştım.
"Buğra gidelim."
Duymuyordu.
"Buğra hadi gidelim lütfen." diye daha sert bir şekilde bağırdım. Kafasını kaldırıp dağılmış saçlarını düzeltti. Serkan'ın burnunu kanatmıştı.
"Ben çantalarımızı alayım. Yusuf sen de hesabı öde." Funda'nın cümlesini başımla onayladım.
"Bir daha sakın ama sakın benim yanıma yaklaşma." diyerek bir tokatta Serkan'a geçirdim. Buğra kolumdan tutarak dışarı çıkardı. Diğerleri de arkamızdan geliyordu.
Dışarı çıkar çıkmaz göz yaşlarıma hakim olamayıp hüngür hüngür ağlamaya başladım. Aklıma gelmeyecek şey başıma gelmişti. Aylin benim en yakınımdı. Serkan ise iki senelik sevgilim. Nasıl olabilirdi bu nasıl?!
Buğra direğe yaslanıp sakinleşmeye çalışırken kızlar da beni teselli etmeye çalışıyorlardı.
Ahmet "Abi cafenin önündeyiz başka bir yere geçelim orada konuşuruz." demesiyle gözyaşlarımı sildim.
"Gerek yok. Ben eve gitsem daha iyi olacak."
"Kuzum bizde gelelim." Dilay'a 'hayır' dercesine başımı salladım. Başımı çevirdiğimde bir taksinin yaklaştığını gördüm. Funda'dan çantamı alıp hızlı bir şekilde taksiyi durdurdum. Sena bir koşu yanıma geldiğinde taksiye bindim. Taksi haraket etmeden önce tek gördüğüm Buğra'nın bana güç verircesine hüzünle gülümseyişiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ YAĞMURU
Teen FictionKitap gençlik kitabıdır. ✔️ • Bir yaz yağmuruna yakalanmak insanı en fazla nasıl bir şeyin içine sürükleyebilirdi ki? Hadi gelin, buna birlikte bakalım :)