Hello 🙋🏻♀️
Ne habersiniz?
Neler yapıyorsunuz?
***
Odama girip askıya kabanımı astıktan sonra çantamı yatağa bırakıp oturdum.
Niye geldi ki bu şimdi?
Çünkü seni seviyor.
İ-iç ses, sen?
Geri geldim.
Git!
İç sesim bile gelmişti. Onun gelmesi yine bütün devrelerimi yakmış, düzenimi alt üst etmişti. Bugün güzelce giyinip onu umursamayıp eğlenmeye bakacaktım.
Dolabımın önüne geçerek siyah kolları dantel detaylı olan tulumumu çıkartıp giydim. Çekmeceden inci, ortasında gökyüzü süsü asılmış kolyemi boynuma taktım. Gümüş renk üstünde kırmızı parıltılar olan yüzüğümü de işaret parmağıma taktıktan sonra saçımı düzleştirip alttan topuz yaptım. Açık pembe rujumu sürüp maskaramı da kullandım. Son olarak Avon'un çok beğendiğim portakallı parfümünü sıkıp kakaolu kremimi de sürdüm.
Tül çorabımı giydikten sonra yeni aldığım kırmızı topuklu ayakkabımı da ayağıma geçirip siyah omuza asmalı gold mıknatıs desenli çantama telefon ve cüzdanımı koydum. Dolabın içinden Ahmet için yaptırdığım beraber fotoğrafımız olan kupa bardağı da alınca son olarak aynaya baktım. Sade ama şık olduğumda kendime gülümseyerek odamdan çıktım.
Sena da benden saniyeler sonra çıkmıştı. O da göğüs dekoltesi olan salaş bordo elbisesini giymiş üstüne de choker kadife tarzı siyah kolyesini takmıştı. Elde tutulur siyah kadife çantasını da almış ve yanımıza gelmişti.
"Güzel olmuşsunuz." dedi annem gülümseyerek.
"Çünkü sen doğurdun." Sena ile aynı şeyi söyleyince gülmeye başladık.
Saat 19.00 olduğu için evden çıkıp araba ile Dilay'ı evinden almıştık. Arabayı Ahmet'in tanımaması için kafenin biraz uzağındaki otoparka park etmiştim. Kafenin önüne geldiğimizde gülerek içeri girdik.
Gözüm ilk Buğra'ya çarptığında hâlâ çok yakışıklı olduğu inkar edemeyeceğim bir gerçekti. Onun da baştan aşağıya beni süzdüğünü fark etmiştim. İki kere yalandan öksürdükten sonra bakışlarını başka tarafa çevirmişti. Bu beni istemsizce güldürürken kızların yanına ilerledim.
"Allah'ım şunun güzelliğine bakın." dedi Yasemin gülerek bana sarıldığında.
"Sen de çok güzelsin." dedim gülerek.
"En güzel benim." Funda'nın cümlesini onaylarak güldüğümüzde Bulut ve Yusuf da gayet yakışıklı olmuşlardı.
"Her şey tamamsa Ahmet'e ben kafedeyim diye mesaj atıyorum." Sena'nın cümlesini onayladıktan on dakika sonra "Ahmet saniyeler içinde burada olurmuş. Hemen ışıkları kapatın." Sena telaşla yanımıza geldiğinde kafedeki en az elli kişi gülerek etrafa dizilmiştik. Buğra garsona işaret verdiğinde garson ışıkları kapatmış saniyeler sonra da Ahmet kafeden içeri girmişti. Alkışlar, ıslık sesleri, gülücükler birbirine karışmıştı.
"İyi ki doğdun Ahmet!"
"Happy birthday."
Herkes Ahmet'in doğum gününü kutladığında Ahmet'in güler biçimde gözünden yaş gelmişti. Sena Ahmet'in yanına giderek ellerini boynuna doladı.
"İyi ki sevgilim." dediğinde Ahmet fısıltı ile "İyi ki." dediği an Sena'nın dudakları ile dudaklarını birleştirmişti ve tekrardan etrafta ıslık ve alkış sesleri duyulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ YAĞMURU
Novela JuvenilKitap gençlik kitabıdır. ✔️ • Bir yaz yağmuruna yakalanmak insanı en fazla nasıl bir şeyin içine sürükleyebilirdi ki? Hadi gelin, buna birlikte bakalım :)