Selam, nasıl gidiyor hayat?
Bakalım, bakalım bu bölümde neler olacakmış?
***
Buğra tahterevalliden yavaşça beni indirdikten sonra babasının karşısına dikildi.
"Senin ne işin var burada?" dedi kaşlarını çatmış bir şekilde.
"Biraz konuşalım oğlum, lütfen." Emre amca elini Buğra'nın omuzuna attığı an Buğra kendini geri çekmişti.
"Seninle konuşacak bir şeyimiz yok. Git buradan!" babasının gözleri saniyeliğine bana kaymış tekrardan Buğra'ya dönmüştü.
"Pişmanım oğlum, lütfen."
Buğra sinirle "Pişmansın öyle mi?" dedi korkunç bir şekilde kahkaha atarak.
"Lan benim annem senin yüzünden yok, yok! Nerede peki biliyor musun? Senin olman gereken yerde!" bağırıyordu. Baba-oğul arasına girmek istemediğim için orada öylece durmuş onlara bakıyordum.
"Bunları yalnız konuşsak daha iyi olmaz mı oğlum?"
"Bana iki de bir oğlum deme! Ceyda her şeyi biliyor." babası bana dönerek baktığında gülümsedi "Bu küçüklük arkadaşın olan Ceyda mı?"
"Sana ne?!" dedi Buğra, sabrının tükenmekte olduğunu hissediyordum.
"Tamam gideceğim ama şunu bil oğlum ben ömrüm yettiğince senin yanındayım." gözlerinde pişmanlık bariz belliydi. Ama bazı zamanlar pişmanlık bir işe yaramıyordu bu da o zamanlardan biriydi.
"Çok pişmanım insanlar hata yapar benim hatam acımasızdı biliyorum. Aptaldım, cahildim aklım başıma geldi. Beni affetmediğine göre bir daha karşına çıkmayacağım." ağlıyordu cebinden bir kağıt çıkararak Buğra'ya uzattı. "Numaram burada yarın ülkeyi terk ediyorum. Ama eğer bir gün beni affedecek olursan ara olur mu?"
Buğra, Emre amcanın elindeki kağıdı alarak yırttı. "Hata diyorsun birde dalga geçer gibi derhal buradan git. Elimden bir kaza çıkacak." babası arkasını dönüp ağlayarak gitmeye başladığında hızlıca Buğra'nın yanına geçtim.
"İyi misin?" dedim kolundan tutarak "Gel oturalım." başını onaylarcasına sallayınca birlikte banka geçtik.
"Emin ol ne diyeceğimi bilmiyorum. Ama yanında olduğumu bil." gözlerinden tane tane yaşlar süzülürken beni kendine çekip sarılmaya başladı. Gözyaşları boynuma her değdiğinde içim ürperiyor bağıra çağıra ağlamak istiyordum.
"Sana aşığım Havuç." yüzümü ellerinin arasına almış buruk bir tebessümle bana bakıyordu. Bir kereden gelen dürtüyle yüzüme biraz daha yaklaştırıp gözümü kapatarak Buğra'nın dudaklarına kısa bir öpücük bıraktım.
"Ben de sana aşığım Tosbağa." gülerek beni kollarının arasına alıp saçıma öpücük bıraktı.
***
Kızlar ile birlikte kantinde oturmuş çay içip sohbet ediyorduk.
"Kızlar üniversite sınavı yaklaşıyor nereyi istiyorsunuz?" dedi Yasemin.
"Biz Yusuf ile birlikte Kayseri Abdullah Gül üniversitesine gitmeyi düşünüyoruz."
"Ben de Afyon Kocatepe üniversitesine gitmek istiyorum." Dilay da cevap verince Sena daha 11. Sınıf olduğu için sıra bana gelmişti.
"Valla kızlar biz de Buğra ile burada kalmak ve İzmir Demokrasi üniversitesinde birlikte okumak istiyoruz." dedim çayımdan bir yudum alarak.
"Bulut Kahramanmaraş İstiklal üniversitesini istiyor ben de onunla giderim zaten bir yer belirtmemiştim daha doğrusu." Yasemin de gülerek cevapladıktan sonra yanımıza Emir'in gelmesi ile hepimiz ona bakmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ YAĞMURU
Roman pour AdolescentsKitap gençlik kitabıdır. ✔️ • Bir yaz yağmuruna yakalanmak insanı en fazla nasıl bir şeyin içine sürükleyebilirdi ki? Hadi gelin, buna birlikte bakalım :)