Jongin arabasını evinizin önüne park etmiş, senin uyanmanı beklerken bir yandan da seni izliyordu. Gerçekten de seni uyurken izlemek ona huzur veriyordu.
On beş dakika olmuştu bile evin önüne geleli. Jongin’in telefonu çaldığında hızlıca açsa da uyanmıştın. Evin önünde olduğunuzu fark ettiğinde, seni beklediğini anlamıştın, seni izlediğini.
Bu sana gerçekten garip geliyordu, birkaç dakika olsa belki anlam verebilirdin ama Jongin kadar uzun süre seyretmek ve ne kadar süre baktığını anlamayacak kadar bundan keyif alması ilginçti.Arabanın camı tıklatıldığında kafanı çevirmiştin, arkadaşını görünce keyifle gülümsemiş, Jongin’e de gidiyorum ben deyip arabadan inmiştin.
Jongdae koluna girip sana eşlik etmeye başlamıştı, yavaş adımlarla evinize doğru ilerliyordunuz.
-Jongjong markete mi uğradın?
-Evet Maviş, evde bir iki şey yokmuş da alayım dedim. Sen nasılsın, ağrın var mı?
-İyiyim ya ağrı kesici verdiler zaten. E bizim çifte kumrular nerde?
-Evdeler, yemek hazırlamaya başlamışlardı.
-Rüya gibi değil mi ya kavuşmaları, hala alışamadım.
-Öyle gerçekten, a seninki gitmemiş.
-Jongin?
-Kusura bakma Maviş, inemedim hızlıca önemli bir telefondu.
-Önemi yok Jongin, hem Jongjongum geldi beraber geçeriz biz, sen gidebilirsin.
-Konuşmamız yarım kalmıştı, konuşabilir miyiz?
-Şimdi değil ya, yorgunum.
-Tamam o zaman, senin istediğin bir ara konuşuruz, iyi geceler hayatım.
-İyi geceler.
-Ne oldu Maviş, bir daldın gittin Jongin’in arkasından.
-Ne bileyim ben hayır dedim o da hiç üstelemedi ya, biliyorum aslında oldukça normal bir hareket, yani olması gereken şey bu ama, hoşuma gitti sanırım. Gitmemesi lazımdı ama.
-Nasıl hissetmen gerektiği hakkında kendini sınırlamamalısın Maviş.
-Bilmiyorum Jongdae belki de haklısındır, neyse hadi eve geçelim.
-Tamam hadi gidelim.
Sen Jongdae ile eve geçerken Jongin de Sehunu aramıştı. Arama amcasından gelmişti, onu hızlıca eve çağırmıştı. Sehundan da kardeşiyle onu beklemesini rica etmişti.
Sehun da Profesör Parka söylemiş, beklemek için kafeye inmişti Jongin’in kardeşi ile birlikte. Beklerken de kafeye girmişlerdi.
-Selam Lay nasılsın?
-İyiyim Sehun bayadır görüşemiyorduk, hoş geldin kardeşim.
-Hoş bulduk kardeşim.
-Ne hazırlayayım size?
-Ben sütlü kahve alayım, sen ne alırsın Eun Sang?
-Ben de sütlü kahve alayım, sütü bol olsun.
-Tamam efendim, hemen hazırlıyorum.
-Sağ ol kardeşim, kolay gelsin.
-İyi oldu değil mi böyle, kahvemizi içicez sohbet edicez.
-Sen soracaksın ben cevaplayacağım yani.
-Niye öyle diyorsun ki şimdi ya?
-Yalan mı kızım, çok meraklısın kabul et.