Taksiden indikten sonra esmer genç sana kısaca teşekkür edip ayrılmıştı yanından hızlıca. Acelesinin sebebi bir yakınının hastaneye kaldırılmış olmasıydı.
Elinde bavullarla yolun kenarında ne yapacağını düşünüyordun. İnternete bağlanabileceğin bir yer bulmalı ve arkadaşlarına haber vermeliydin. Fakat nasıl yapabilirdin bunu bir fikrin de yoktu.
Bir süre daha etrafına bakındıktan sonra bavullarla ilerlemeye başlamıştın ki yanına bir adam yaklaşmış ve
-Merhaba, şey rahatsız ediyorum ama bir şey sorabilir miyim sakıncası yoksa, demişti.
Merak dolu bakışlarınla
-Elbette buyurun, demiştin sende.-Baekhyun’u tanıyor olabilir misiniz? Onun bir arkadaşına çok benziyorsunuz da.
-Yoksa siz tanıyor musunuz onu?
Baekhyun ve Jongdae'yi tanıyorum, onların Türkiye’den arkadaşlarıyım., hevesle konuşmuştun zira onları tanıyorsa, onlara haber de verebilirdi seni bulabilmeleri için.-Evet, tanıyorum. İnternetten konuşuyordunuz değil mi, fotoğrafınızı görmüştüm, bi de sizden çok bahsediyorlardı. Kaç sene olmuştu...
-6. 6 senedir konuşuyoruz.
-Ah evet 6 senedir. Ah, kabalığımı mazur görün ben Lay, bu arada ileride ki kafede çalışıyorum onlar gelene kadar gelin isterseniz orada bekleyin., demişti.
Sen de ona kendini tanıttın ve onu onaylayıp kafeye doğru ilerlediniz. Eşyalarını taşımana da yardımcı olmuştu.
Kafede otururken elinde bir kahveyle Lay gelmişti masana.-Onlara haber verdim. Sana ulaşmaya çalışıyorlarmış onlarda. Bir saate gelirler merak etme, demişti.
Sizli bizli konuşmasına gerek olmadığını söylemiştin ve birbiriniz hakkında da konuşmaya fırsat bulmuştunuz. Onu sevmiştin çok tatlı bir çocuktu. Çoktan bir arkadaşın daha olmuştu. Yaklaşık bir saat geçtikten sonra açılan kapıyla, kapıya doğru bakmıştın. Gördüğün kişi gülümsemene sebep olmuştu.
-Hey Jongjong...
Ayağa kalkıp sen de ona doğru ilerledin ve sıkıca sarıldınız. İlk kez canlı olarak onu görüyor olsan da hiç yabancılık çekmemiştin. Ona dair o kadar çok şeyi biliyordun ki yabancı hissetmen mümkün değildi zaten.
-Baek nerde Jongjong?
-Evde, son düzenlemeleri yapıyor, sen al gel dedi bana.
-Dışarı çıkmak zor geldi değil mi?
-Etkisi yok desem de inanmazsın zaten değil mi?
-Eee yani...
Bir süre gülüştükten sonra Jongdae ile de bi kahve içmiştiniz ve Lay’e teşekkür edip ayrılmıştınız kafeden. İyi ki fotoğrafını görüp tanımıştı seni yoksa baya beklemen gerekecekti.
Bir otobüse bindiniz normalde çok uzak değildi ev bulunduğunuz yere fakat elinizdeki eşyalarla zorlanacağınızdan bu yolu tercih etmiştiniz. Yirmi dakika süren yolculuktan sonra inmiştiniz, bu arada otobüste Jongdae sana en sevdiği şarkılardan dinletmişti. Zaten o şarkıları biliyordun ve sen de çok beğeniyordun. Sevdiğiniz şeylerin uyuşması seni çok mutlu ediyordu.
Bir süre yürüdükten sonra apartmana varmıştınız. Asansöre bindiğinizde bilgiç bir tavırla 4’e bastığında arkadaşın da gülümsemişti. Bu sayede tanımışlardı seni sonuçta.
Dördüncü kata geldiğinizde inip 21 numaralı daireye yöneldin ve arkadaşına dönüp
-Burası değil mi? 21-04.