Duvardan kafanı sarkıtarak gelene bakma planın, kapıyı açanı görmenle suya düşmüştü, apaşıp kalmıştın açıkçası.
-Anne? Babaanne hayırdır? Ah hayatım sen niye çıktın hemen? Kapıya bakıp geliyorum, beni bekle demedim mi?
Beyninde binlerce soru dönerken boş boş bakmaya devam ediyordun. Şu anki pozisyonunuzun yanlış anlaşılmaya oldukça müsait olduğu yetmezmiş gibi bir de neler söylemişti öyle.
Tam reddedip olaya açıklık kazandırmak için konuşacakken jonginin sana doğru gelmesi ile tüm laflarını yutmuştun.
O halde, sen de bu haldeyken sana doğru gelmesi ile ee haliyle nefesin teklemişti.
Seni odana doğru omuzlarından tutup yönlendirdiğinde çıplak tenine değen elleri ile yine aklın uçmuş kendini odanda bulmuştun.
Jongin'de sen kendine gelmeden önce annesi ve babaannesini göndermek için hemen kapıya döndü tekrar. Acele etmesi gerektiğinin farkındaydı.
-Beğendiniz mi yaptığınızı, onu utandırdınız. Hem yeni evli çiftin evine öylece gelinir mi? İşimiz gücümüz var.
-Aman iyi be git ne yapıyorsan yap karınla, bi toruna hayır diyecek halimiz yok madem evlenmişsiniz zaten. Bi ara adam akıllı tanışmaya ve hesap vermeye hazır ol gelinimle. Bu arada güzel kızmış aferin eşek sıpası.
-Müsaadenizle karımın yanına gidiyorum o zaman. Hadi görüşürüz öptüm ikinizi de.
Ve kapıyı da kapatmıştı. Başarı ile üstesinden gelmişti bu işinde. Şimdi geriye sadece sen kalmıştın ki karşısına dikilmiştin bile.
-Nerdeler, gittiler mi? Senin yüzünden yanlış anlamış olmalılar.
-Gittiler, torun için çok bekletmeyin bizi diyerek.
-Ne? Sen ne haltlar karıştırıyorsun Kim Jongin? Evimde senin ve ailenin ne işi vardı? Ayrıca,
-Ayrıca?
-Sen neden bu halde durmaya devam ediyorsun, git giyin çabuk.
-İstemiyorum ama.
-Ölmek istiyorsun o zaman herhalde, derhal giyiniyorsun. Yoksa,
Üstüne doğru gelmeye başladığında sen de ister istemez geriye doğru gitmeye başlamıştın.
-Yoksa diyordun?
-Seni bu halde kapı dışarı ederim.
-Kocanın mükemmel vücudunu herkesin görmesine izin mi vereceksin? Eminim en az biri tarafından fena halde kıstırılırım, seni aldatmak istemiyorum karıcım, bana sadece sen dokunabilirsin.
-Ne, ne saçmalıyorsun ya? Sana dokunmak isteyen mi var?
-Vücudumun mükemmel olduğuna katılıyorsun yani?
Yine tamamen istemsizce süzmüştün eşinin vücudunu. Eşindi sonuçta bakabilirdin di mi?
Gözlerini saçlarından vücuduna damlayıp yol alan damladan güçlükle çekip, eşinin gözlerine bakmıştın ve üstüne yürümeye başlamıştın.
-İnan ki umurumda bile değil. Bana ne yani? Ayrıca bilgin olsun diye söylüyorum ilk defa gördüğüm bir şey değil bu görüntü. Kendine fazla güvenmiyor musun?
-Eminsin yani. Karşında böyle duruyorum ve sen hiç bir şeyi merak etmiyor, hiç bir şey istemiyorsun öyle mi?
-Öyle,
Deyip yine ona doğru ilerlemiştin ve düşen yüzüne keyifle bakmıştın, onu sinirlendirmeyi sevmiştin. Yine de karşında hala böyle dikiliyor olması hoş değildi.
