Profesör Taemin dersi bitince yanına gelmişti, aklındakileri ona anlatmaya başladığında sen hevesli hevesli anlatırken, o sana bütün dikkatini verememişti.
-Maviş, biliyorum beni bekliyorsun bayadır ama, kafam çok dolu şu an, daha sonra konuşalım olur mu? Belki akşama doğru?
-Tabi, nasıl isterseniz. Bu arada profesör size söylemek istediğim bir şey vardı. Geçen gün yaram tekrar kanadığında size hak etmediğiniz şeyler söyledim, aşırıya kaçtım, özür dilerim.
-Asıl özür dilemesi gereken benim, haklıydın takma kafana.
-Haklı değildim, siz sadece teklif ettiniz, bu teklifi kabul etmek benim seçimimdi, sonuçlarına katlanmam gerekirdi, başka bir suçlu aramam değil. Siz de uygun görürseniz bugün devam etmeyelim, akşam ben aklımdakilerle bir slayt hazırlarım, yarın da sizinle üzerinden geçeriz, gerekli düzenlemeleri yaparız.
-Tamam Maviş, öyle yapalım o zaman.
-Tamam, görüşürüz.
Profesörün odasından çıkmış kantine inmiştin, kendine bir bardak çay almıştın. Jongin’in amcasının söyledikleri döndü kafanda bir kez, sana para teklif edişi...
Çay içmen gerekiyordu bir nebze olsun sinirlerinin yatışması için. Çayını yudumlarken kantinin girişinde duran Baekhyun’a el salladın, hemen yanına geldi o da.
-Napıyorsun Maviş, çalışman yok muydu?
-İptal oldu, hocanın kafası doluymuş, yarın bakacağız.
-Aa anladım, o zaman eve geçelim beraber ne dersin, hem dinlenmen de lazım.
-İyi olur aslında, dur çayımı da bitireyim hemen.
-Hahah, bir yudum kalmış zaten ama haklısın israf olmasın.
-Aynen öyle Baekie hadi gidelim.
Baekhyun ile beraber evinize doğru yola çıkmıştınız, artık sadece yürüme kısmı kaldığında da usulca yürümeye başlamıştınız. Arkadaşına Jongin’in amcasının söylediklerini anlatmıştın, sizi gerekirse rahatsız etmekten çekinmeyeceğini söylediğini, ne olur ne olmaz dikkatli olmaları gerektiğini. Baekhyun da muhtemelen blöf yapıyordur diyerek içini rahatlatmıştı.
Eve vardığınızda önce yarım saat dinlenmiştin, ardından laptopunu açıp sunumunu hazırlamaya başladın. İki saate yakın zamanda sunumunu hazır hale getirmiştin. Laptopunu kapattığında yatağına tekrar uzanmıştın, bugün oldukça yorucu geçmişti senin için.
Ardı ardına basılan zil ile uyandığında dalmış olduğunu fark etmiştin. Odandan çıkınca baekhyun ve jongdaenin de odalarından çıktığını görmüştün, sen uyurken gelmiş olmalıydı Jongdae.
-Bu kim ya böyle?
-Beş kere bastı herhalde şimdiden zile.
-Hadi acele edip bakalım madem.
Kapıda ev sahibiniz duruyordu.
-Buyurun efendim? Bir sorun mu vardı?
-Gençler evi boşaltmanızı istemek durumundayım.
-Anlamadım, birdenbire ne oldu ki?
-Şu kadarını söyleyeyim biri sizinle uğraşıyor, benim gücümün yetmeyeceği biri, hemen hazırlanıp boşaltın evi.
-Bu saatte nasıl hemen hazırlanalım, bari biraz süre verin.
-Elimden gelen bir şey yok bugün boşaltmalısınız.