Yeni bölüm geldi uzatmayacağım fazla iyi okumalar oy ve yorum yapmayı unutmayın.
Bölümü hızlı attım yazım yanlışı olabilir affedin.
🥃🥃🥃🥃🌹🌹🌹🌹🥃🥃🥃🥃🥃
BÖLÜM SÖZÜ: "Verilen en küçük kararlar, ruhları çıkmaza sürüklemişti "
İnsanların asla göründüğü gibi olmayıp ya da olduğu gibi göründüğüne inanmadım. Herkes saklı ve çözülmesi gereken bir kutuydu benim için kimilerinin kilitleri sıkı iken kiminin ki gevşekti. Belki de sadece bir anahtar meselesiydi bu ama bulunması en zor anahtar benim için Cesur'un kiydi.
Gözlerimi karanlığa alıştırmak ister gibi araladım. Krem rengi bir tavan karşılamıştı beni. Doğrulmak istediğimde sargılı olan kolumun ağrısı kendini göstermişti. Aldırış etmeyip yattığım yataktan kalktım. Görmeyi asla istemeyeceğim ve asla tek bir eşyası değişmeyen oda beni karşılamıştı.
Beyaz kapının kolu oynamış bir saniye sonra kapı ardına kadar açılmıştı. İçeri adını dahi anmak istemediğim kişi girmişti. Zaman ondan bir şey almamıştı ama çok şey kattığı apaçık belliydi.
"Uyanmana sevindim küçük hanım." dedi gülümseyerek.
"O az önce sana gülümsedi mi? Şuan biraz ölüp gelmek istiyorum. Çok güzel gülüyor vicdansızın oğlu."
"Neden burdayım Kandemir?"diye sordum bana dediklerini umursamadan.
"Hala bana soyadımla hitap etmen ne güzel küçük hanım. Bunu bile çok özlediğimi fark ettim şimdi."dedi kinayeli bir sesle.
"Senin gibi adını da sevmediğimi varsayarsak, gerekmediği sürece adını ağzıma almadım tam altı yıldır. Ne hikmetse bir anda karşıma çıkacağın tuttu." diye, ondan tiksindiğimi belli etmek istercesine konuştum.
"Benden bu kadar nefret ettiğini belli etmemen gerek küçük hanım önceden sonu hiç iyi bitmiyordu çünkü, yine aynı sonuçlarla karşılaşmayalım di mi?"dedi sinirle.
Nefret ettiğim yataktan kalkıp kolumun acısına aldırmayıp aşina olduğum uçurum manzarasının olduğu pencere doğru adımladım. Oda buna kayıtsız kalmayarak yanıma adımladı.
Tam önümde durup gözlerimi hedef aldı. "Ama biliyor musun Kandemir eskiden olduğu gibi, bana yaptıklarından asla korkmadım. Şimdide eskiden olduğu gibi asla seni adam yerine koyup da senden korkmayacağım..."lafımı tamamlayamadan yaralı olan kolumu tutup sıktı.
Ağzımdan çıkan inleme sesine rağmen bırakmamıştı. Yüzümü yüzüne yaklaştırıp, "Küçük hanım benim sabrımı sınama senin beni ne yerine koyduğun sikimde değil. Biliyor musun... Mahzen hala duruyor ve sana garanti ederim ki vücudunda söndürdüğüm tüm izmarit kalıntıları hala yerinde duruyor. Beraber orayı tekrar ziyaret etmemizi istemiyorsan bana diklenme."dedi tıslayarak.
"Ne yapacağın umurumda değil karşında eski Eva yok sen de bunu unutma. Beni buraya ne için getirdin bilmiyorum ama şimdi annesiyle dahi tehtid etsen sana boyun eğecek biri yok karşında Şimdi bırak kolumu yoksa..."dedim lafımı tamamlamayarak.
"Yoksa ne...?" dedi merak eder gibi.
Yüzümü yüzüne yaklaştırıp beklemediği anda bacak arasına dizimi geçirmiştim. Kolumu bırakıp kendini önde kapatmıştı başka bir hamleyi engellemek ister gibi ama beklemediği şey boşta kalan bacağımla diz arkasına geçirip belinde ki silahı alıp ona doğrultmuştum bile.
"Yoksa bu olur Kandemir. Senden çok şey öğrendim. Bundan ilki eline silah alacaksan vurmasını bileceksin."diyip silahı baldır kısmına hedef alıp vurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE "KARANLIK ZİHİNLER" (+18)
AçãoBir savaş vardı, ve herkes o savaşın kaybedeniydi. Eva Kumru Soykan, en dipsiz kuyuda bile cehennemi iliklerine kadar yaşıyordu. 4 Yaşında babasını kaybetti. 13 yaşında kaçırılıp türlü işkenceler yaşadı. 2 yıl esir kaldı. 15 yaşında deli hastane...