NARÇİÇEĞİM 1

Ruhu kaybedilen bir çocuk

1 haftanın sonunda yeni bölümle karşınızdayım. Geçen hafta yeni bölüm yetişmedi. Ben bu bölümü daha önce yazmıştım. Fakat sonra yanlışlıkla sildim. İki hafta boyunca tekrardan yazdım. Bu bölüm için çok fazla uğraştım. Oy verip, beğenirsiniz çok sevinirim. Sizi çok seviyorum narçiçeklerim.

Model-Sarı kurdeleler bu şarkı Narçiçeğim şarkısından sonra Selen'i en iyi yansıtan şarkı. Bu hafta özelikle bu şarkıyı seçtim. Çok fazla anlamlı. Doğrusu Fatma turgutun hangi şarkısı anlamlı değil ki? Bence hiç biri. Bana göre Fatma turgut en iyi şarkı yazıp, söyleyenler arasında bir kadın ve Model ile birleşince efsane oluyor.

Bölüm sonunda görüşmek üzere.

Satırlarda nefes alalım...

Burak, Selen'in dediğini hazmetmeye çabalıyordu.

"Nasıl?"

Selen içinde kalan son bir güçlükle Burak'ın karşısına geçip,

"Ben..."

Burak, sakin kalmak istiyordu. Selen'in böyle bir şey yapacağına ihtimal bile vermiyordu. Kesinlikle bir olay olmuş olmalıydı.

"Selen ne oldu anlat."

Selen çığlıklarını yeniden diriltmek istiyordu. Kalbindeki taşı kaldırıp, uçsuz bucaksız bir okyanusa hapis edip, Nefes almak istiyordu. Herkesin kolayca gerçekleştirebildiği eylemi o yıllardır yapamıyordu. İçindeki derin yangınları söndürüp, huzurlu olmak istiyordu. Bütün yangınları sönmezdi fakat en azından bir kısmını söndürüp en azından huzura ererdi. Bunun olmasi bile Selen'e yeterliydi. Burak'a baktığında onun bu durumu duymak istediğini her halinden anılıyordu. Burak bunları duyduğunda her şey eskisi gibi olmayacaktı. Biliyordu ama anlatmazsada o yangının içinde kendi sonunu kendi getirecekti...

Selen tüm gücünü toplayıp, yıllardır içinde tutuklarını anlatmaya başladı.

Bu satırlardan sonra bütün taşlar baştan aşağı dizilecek. Bu satırlar Selen'in yeni devrine açılan bir kapı olacak...

(10/04/2012) İstanbul

Selen yumuşacık yatağında sessiz sakin uyurken, odasının penceresinin açılma sesi geldi. Selen kedidir diye aldırış etmezlikten gelmeye çalıştı. Ama camın o gıcırdayan sesini ve ayak seslerini duyunca içine bir ürperti hapis oldu. Pencereden birinin girdiğini hissediyordu. Selen nefesini tutup, yerine sindi. İçinden Allaha lütfen beni farketmesin diye yalvarmaya başlamıştı. İçeri giren yabancı adam Selen'in yatağına yaklaştıkça, Selen'in minik kalbi birbirinden hızlı atan ritimleriyle cebeleşiyordu. Yabancı adam bir anda Sele'nin yatağına oturunca Selen kalkmak için ayaklanacaktı ki, adam bu sefer Selen'in üstüne bir anda atılmıştı. Selen kalkamayacağını anlayınca bu sefer bağırmayı deneyemeye karar verdi. Selen tam ağzını açmış bağıracaktı ki, yabancı adam kanı donduracak sesiyle Selen'in kulağına doğru eğilip, fısıltı şeklinde konuştu.

"Deneme bile bacaksız. Eğer denersen... Ben yapacağım şeyi yapmadan ümüğüne sıkarım duydun mu?"

Selen adamın ne dediğini anlayamamıştı. yapacağım şey derken... Birden annesinin ona anlattıkları geldi. kafasından kaynar sular boşalmıştı. Düşündüğü şeyin olmasını istemiyordu. Annesi biri sana izinsiz dokunursa bilki istismara uğruyorsun demişti ve şu an adam ondan izinsiz bir şekilde kolunu çok sıkı bir şekilde tutuyordu. Belkide koluna dokunmaktan daha başka bir olay planlıyordu. Annesi Selen'e kendisini koruması için bir kaç fikir vermişti. Biri sana dokununca biz yakınındaysak bizi çağır. Eğer biz yoksak çevrendekilerden yardım iste. Eğer hiç kimse yoksa sana zarar verecek kişinin aklını karıştırıp, oradan kaç demişti. Hiç kimse yoktu. Nasıl aklını dağıtacaktı? Bilmiyordu. Adam tam kafasının hizasına geldiğinde, Selen'in gözleri büyümüştü ve çok terlemeye başlamıştı. Nefes alamıyordu. Kalbi içerde feryat figandı. Ne yapacağını bilemiyordu. Sadece kurtulması gerektiğini biliyordu... Adam tam o iğrenç şeyi yapmaya başlıyacaktı... Selen bir anlık hamleyle adamı üstünden itti. Ne kadar yere düşmesede bu aralıktaki sendeleme Selen'i kendisini adamdan kurtarmasına yetmişti. Tam koşup kapıyı açmaya davranacaktı. Adam arkasından yakalayıp, hızlıca belini kavrayıp geri yatağına yatırmıştı. Yabancı adam Selen'in kulağına yaklaşıp, fısıltı şeklinde hızlıca kelimeleri tüketmişti.