Yeni bölümle geldim. Umarım çok seveceğiniz bir bölüm olur. Ben her bölüm yayımladığımda çok heycanlanıyorum. Benden başka birilerinin daha benim cümlelerimi okuması benim için çok eşsiz. Bu duyguyu tatmak bambaşka bir durum. "NARÇİÇEĞİM" kitabımının bir gün gün daha çok okunması dileğiyle. Sizi çok seviyorum narçiçeklerim. :)♡
Kitabımızın bölümlerini Cumartesi günleri 18:00 da atmaya çalışacağım. Bu durum arada bir değişkenlik gösterebilir tabi.
Şimdi satırlarda nefes alalım...
Selen perdenin ardından odasına vuran rahatsız edici güneşin ışıklarıyla gözünü açtı. Saatin 09:00 a geldiğini görünce, okul saatine az kaldığını farketmişti. Hemen üzerini giyip çıkması gerekiyordu. Yoksa geç kalabilirdi. Selen hiç bir yere geç kalmayı sevmezdi. Her yere tam zamanında giderdi. Yatağından hızlıca kalkıp, terliklerini giydi. Ardından dolaba yönelerek, dolabı karıştırıp. İlk bulduğu siyah swetini geçirmişti. Altına, siyah pantolonunu giyip, saçlarını da at kuyruğu yaparak, çantasını koluna takıp, Odasından çıktı. Merdivenleri inip salona girdiğinde, annesi ve babasının kahvaltı yaptıklarını gördü. Hiç kahvaltı yapası yoktu. O yüzden ailesine görünmeden sesizce salondan geçip, arabasına binip, okula gitcekti ama düşündüğü gibi olmadı. Babası kızını farkedince yumuşak bir ses tonuyla ve gülümseyerek,
"Günaydın kızım."
Dedi. Selen yakalanmanın verdiği rahatsız edici hissle arkasını döndü. Rahatsız edici hissinin yanında kaçma hisside gelmişti. Bu hissin sebebi geçmişte yaşadığı olaydan dolayıydı. O olaydan sonra babası ve annesiyle yakın olamamıştı. Hatta hiç kimseyle yakın olamamıştı. Yinede onları kırmak istemiyordu. Babasına bakarak. Hafif bir tebessümle,
" Günaydın baba. "
Annesi kızına günaydın demek için dönünce, karşılaştığı manzara hoşuna gitmemiş olacak ki;
"Kızım bu aralar fazla bir şeyler yemiyorsun ve çok yorgun görünüyorsun. İyi misin?"
Selen her zaman böyleydi. Sadece ailesine yansıtmıyordu. Çok içine kapanıktı. Kapalı kutu gibiydi. Ailesine bile o kutuyu açtırmıyordu. Hiç bir zaman Selen'in nasıl olduğu anlaşılmıyordu.
"Anne, ben gayet dengeli besleniyorum. Sadece fazla yemiyorum o kadar. Yorgun olmamın sebebi bu aralar çok fazla ders çalışıyorum. Sınavlar yaklaşıyor o yüzden."
Diyip, konuyu geçiştirdiği zaman, Babası,
"Selen sabah arabanı gördüm kaza mı yaptın?"
Diyerek. Selene dönünce annesi endişelenerek,
"Ne kazası kızım? İyi misin sen?"
Selen ailesini endişelendirmek istemiyordu. O yüzden sesinin hafif bir tona aldı.
"Bir şeyim yok. Lütfen sakin olun. Ufak bir şey zaten. Konteynıra çarpmıştım ama hiç bir şey olmadı."
Dedi. Ardından kahvaltı tabağına döndü. Anneside yardımcıları Aysu hanıma seslenerek Selen'in çayını yenilemesini söyledi. Selen çayı yenilenince, bir süre bir şeyler atıştırıp. Kahvaltısı bitince masadan kalktı. Kalkmasıyla beraber babası,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NARÇİÇEĞİM 1
RomansaBiz iki kırık şehirdik... Bir yapboz gibi tamamlanacağımız günü bekliyorduk. NARÇİÇEĞİM Selen ve Burak geçmişinden kurtulmaya çalışan iki insan. Çocuklukları parçalanmış. Bir kenara kırılıp atılmış. İki yıkık,kırık şehirler. İki yapboz parçası... Ge...