Sesli çığlıklar

88 38 39
                                    

Yeni bölümümüz aylar sonra bizimle. Yeniden yazmak için ayların çok sabırsızlıkla geçmesini bekledim ve yeniden dünyamızdayım. Narçiçeğim benim için çok değerli çokça önemli sizler de çok değerlisiniz. Narçiçeğimi yazmayı çok seviyorum. Burası benimle bütünlenmiş bir dünya. Bu satırlar benden bana armağan. Bu satırlara ruhumun parçalarını serpiştiriyorum. Parçacıklar sizleri buluyorsa, ruhumun parçalarını hissediyorsunuzdur. Kitabı okuyarak parçalarıma dokunuyorsunuz. Zamanla parçaları satırlarda bulmaya devam. Bölümle buluşalım. Bölümün sonuna da bir kaç bir şeyler sıkıştırdım.

Satırlarda nefes alalım...

Bütün taşlar yeniden diziliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bütün taşlar yeniden diziliyordu. Başlanğıçlar bir devrin sonu oluyordu. İçine hiç bir renk katmayan kız içindeki solmuş renkleri anlatıyordu. Bilinmezdi o renklere yeni renkler gelecek miydi? Ama o artık içindeki çıkmaz sokakların sesizliğine ses getiriyordu. Artık her şey yeni başlangıçlarındı. Kitabın başı sandığınız yer onların kapanışıydı... Şimdi her şey tekrar başlayacaktı. Tıpkı bir satranç mücadelesi gibi. Onlar bir oyun oynamışlardı ve oyunu kaybetmişlerdi. Onlar kaybetmeye oynamıştı, savaşmamışlardı. Şimdi kazanmak için oynayacaklardı... Siyahlar ve beyazlar belirlendi. İki genç oyuna başladı. Onlar birbirlerine karşı değil geçmişlerine karşı oynayacaklar. Hakedenler kazabilicek mi?

Selen'in her şeyi söylemesinin üstünden çok geçmemişti. Selen her içindekileri kustukça Burak öfkeden deliriyordu. Bir çocuğa bunları nasıl yaşatabilirlerdi. Doğrusu şaşırması hataydı. Günümzde bu olaylardan milyarlarca oluyordu. Bağzılarını biliyorduk, bağzılarınıda hiç bir şekilde konuşmadığı için ya da zorla susturulduğu için malesef bir şey bilemiyorduk. Bilsek bile bağzılarımız kulaklarını kapatmayı seçiyordu...

Burak ayağa hidetle kalktı. Selen bunları yaşamıştı... Nasıl bu kadar şeye katlanmıştı. Kalbi nasıl dayanmıştı? O bile duyduğunda dayanamamıştı. O nasıl bu zamana kadar susmuştu? Burak Selen'in yorulmuş gözlerine baktı baktı. Sanki bir şey görmek istiyordu; ama gözleri hala kapkaranlıktı, ışıkları yanmıyordu. Sadece ördüğü duvarlardan bir taş düşmüştü. Ne kadar bir taş dahi olsa Selen geçmişine ve Burak'a karşı kocaman bir adım atmıştı. Burak ne diyeceğini seçerek konuşmak istiyordu; fakat dayanamıyordu. Susmak istemiyordu. Konuşucaktı. Burak ciğerlerini hareket etirdi. Yanardağların uyanışı başlıyordu...

"O iğrenç... Sana nasıl bunu..."

Burak, bunun sadece Selen'in yarasını deşmek olduğunu anlayınca sustu. Selen koltuğa tutunarak ayağa kalktı. Gözlerindeki kanama devam ediyordu. Sindiremediği acılar şimdi sızlayarak kanıyordu. Artık biri Selen'in gerçek hayatını ne yaşadığını ve o görünmeyen Selen'i görmüştü. Selen anlatıkça göğüs kafesinden bir taşı kaldırmıştı; fakat hala acıyordu. Burak kendini ve kelimeleri toparlamak adına tekrar konuşmaya başladı.

"Selen anlattıkların..."

Sustu. kaldıramıyordu. Selen kafasını iki eliyle sıkıştırmaya başladı.

 NARÇİÇEĞİM 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin