Kitabımda reklam yapmanızı istemiyorum. Başka kitaplardan vibe aldım gibi saçma sapan yorumlarda yapmayın. Dalgasına 1 haftada yazdığım bir kitap.
Başlıyoruz iyi okunmalar:)
___Komutanım: Geldim çık.
Siz: Emredersiniz komutanım, hemen geliyorum.
Siz: Emir erin miyim lan ben senin insan gibi söyle.
Komutanım: Dışarıda götüm dona dona bekliyorum. Gelir misiniz Kiraz hanım. :)
Siz: Neyse acıdım geliyorum dur.
---
Arabada sessiz sakin otururken dışarıda hafif kar atıştırıyordu. Koltukta yan dönerek Fatihe baktım. ''Nereye gidiyoruz?'' Hafif gülümseyip görevden geldiği yeni geldiği için kesmeye fırsat bulamadığı için hafif çıkmış sakallarını sıvazladı. ''Sürpriz.''
Yüzümü buruşturup kafamda ki pembe beremi çıkartıp torpidoya doğru fırlattım. Koltukta biraz daha kayıp rahat pozisyonu bulunca sırıttım. Arabanın içi sıcaktı böyle uzun yolculuğa bile razıydım.
Yarım saatin ardından araba yüksek bir yere çıkarken 'Ay noluyo noluyo?' diye çığlık atasım gelse de sustum. Birkaç dakika sonra ahşaptan yapılmış gibi duran bir yerin önünde durduk.
'Vaziyet kahvaltısı' Kahvaltı yapmaya getirmiş lan adam beni. İçimde pis pis kurup, oynadığım için utansam da yayıldığım yerden doğruldum.
''Kahvaltı mı? Ciddi misin? Ben sana evde hazırlardım.'' Bir an dediğim şeyden sonra duraksadım. İçime annem falan mı kaçmıştı lan? Fatihin gözleri büyürken;
''Gerçekten mi? Hazırlayacaksan dönelim hemen. Ben de sana yardım ederim.'' dedi. Koskoca askeri kedi yaptım ya helal olsun bana. Gülümseyerek;
''Başka zaman sözüm olsun inelim artık. Açlığa dayanamıyorum.'' dedim. Fatih gülümseyip, torpidoya fırlattığım beremi alıp bana yaklaştı. İlk önce saçlarımı geriye attı. Atarken eliyle yüzümü okşar gibi hareket etmeyi ihmal etmedi.
Çıkarcı. Hoşuma gidiyordu orası ayrıydı tabii. Bereyi kafama geçirip, aşağı doğru indirdi. ''Dışarısı soğuk üşürsün.'' dedi. Ya sen ne tatlı birisin. Simli kediciğim misin sen benim?
Arabadan ikimizde inince yanıma gelerek elimi tuttu. Birleşen ellerimize bakarak ona çevirdim kafamı. Hızlıca elini çekerken, gözlerini kaçırdı. Yanakları kızarmıştı. Utanmış mıydı o? Kahkaha atmak istesem de tuttum kendimi.
''Yönlendirmek içindi. Yani kusura bakma birden oldu.'' dediğinde sırıtıp, elini tuttum. Neydi tavrımız? Bulduysan yapış. Fatih yaptığım harekete şaşırsa da kendini hızlıca toparlayıp, içeri adımladı.
Mekanın içine girdiğimizde bizden başka kimse yoktu. Millet mal değildi bu soğukta gelmezdi tabii. Dışarının aksine sıcacık bir yerdi burası. Fatih bana dönerek gülümsedi. Elleri kabanımın düğmelerine gitti. Tek tek çözerken üstümden çıkardı. Bereyi de kafamdan çekerek çıkardı.
''İçerisi sıcak bunalmanı istemedim.'' dedi. Gülümseyerek;
''Teşekkür ederim.'' dedim. Şimdi benimde onu mu soymam gerekiyordu? Anlamadım ki ya. Ama o beni beklemeyerek kendi kıyafetlerini kendisi çıkardı. Eliyle belimde hafifçe ittirerek bir masaya yönlendirdi.
Masaya oturduğumuz zaman Genç bir kız direkt damladı masaya. Dışarıda kar yağıyor kadın alev alev yanıyor. Öyle bir güzellik yani..
''Hoş geldin Fatih.'' dedi. Adam yerine koyulmamak mı? Öyle bir seçenek yok aslanım. ''Hoş buldu Fatih.'' Kızın bakışları bana dönerken;
''Siz de hoş geldiniz.'' dedi. Samimiyetsiz bir şekilde sırıtıp kafamı Fatihe çevirdim. Bana bakarak sırıtıyordu.
''Eylül sen her zamanki kahvaltıdan getirir misin? Bu sefer iki kişilik.'' dedi. Kadın;
''Hemen geliyor.'' Diyerek uzaklaştı. Bu salak neden mal mal gülüyor? Şeytan diyor vur bir tane tövbe estağfurullah ya. Fatihe kafamla 'Ne var' yaptıktan sonra gülümsemesi daha da büyüdü. ''Hiç.'' dedi.
''Ee Fatih biraz kendinden bahsetsene. Sen zaten beni tanıyorsun.'' diyerek kinayeli bir şekilde laf soktum. Umarım anlamıştır. Anlamamışsa onun salaklığıdır o ayrı.
''Bildiğin çok şey var aslında Kiraz.'' dedi. Bu adam hakkında ne biliyordum ki? Adını, yaşadığı yeri, nereli olduğunu, kaç yaşında olduğunu, ne iş yaptığını, davranışlarını, ana harbiden biliyormuşum. O da düşündüğümü fark etmiş olacak ki;
''İşte düşündüklerini biliyorum bende senin hakkında.'' dedi. Adam haklıydı. Dudağımı ısırıp;
''Haklısın. Önümüzde bir sürü vakit var birbirimizi daha iyi tanıyacağımıza eminim ben.'' dedim.
''İyi ki o gün bana mesaj atmışsın, hayatımda bir şeyler değişti.'' Cümlesine devam edecekti ki söylemek ve söylememek arasında kararsız kalmış gibiydi. Söylemeye karar vermiş olacak ki;
''İnsanın hayatında ne yaşarsa yaşasın mutluluğu illa tadacağını öğrettin bana.''
Bölüm sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komutanım -texting ✔️
ChickLitTamamlandı. Bu kitapta kaos, mafya, üzüntü yok. Bol bol mizah var. Tamamlandı. Yetişkin içerik vardır, rahatsız olacaksanız okumayın. Kurgusu tamamen bana aittir. Siz: Nasıl arkadaşsın ulan sen? Siz: bir ceketini çaldım diye numaranı da değişme...