KORE'DE 3 ÇILGIN TÜRK 2

seesaw

"küçük kavgalar mıydı her şeyin başlangıcı? "

"siz ciddi misiniz??"

" ben valla bir şey yapmadım.. her şey ceylan'ın planı. "

"Kahretsin, ceylan! Neden böyle saçma sapan oyunlara başvuruyorsunuz?"

yoongi, aşırı sinirliydi çünkü ceylan'ın kurmuş olduğu ona göre saçmalıktan ibaret olan çocukça oyun her şeyi daha fazla berbat edecekti. Ceylan'ın düşüncesiz haraketi jimin'in tüm sabırlarını tüketecekti.. bir ilişkinin sağlam temelleri güven ve sevgi iken güvenin olmadığı bir sevgi asla düşünelemezdi. seokjin sıkıntı ile nefes vermiş uyuyan oğluna bakıyordu dalgın bir şekilde. ceren'de mutsuzdu çünkü onaylamamıştı.. ama ceylan bildiğini okumuştu işte. Yoongi sinirini çıkaramamış gibi tekrardan konuşmuştu sert bir tonlama kullanarak.

"ceylan, jimin hazırdı anlıyor musun deneyecekti eşi ve bebeği için. Kafana göre neden haraket ediyorsun? Kim o tarz bir mesajı normal karşılar ceyla-"

"ya yeter! Deneyecekse deneseydi, neredeydi şimdiye kadar? Pişman değilim, yoluna sokacak her şeyi bu eminim. "

" nah sokar ceylan, jimin'i bilmiyormuş gibi konuşma. "

"ulan, ceren sen de bizimleydin engel olsaydın?? Ben böyle satış görmedim."

Ceren, omuz silkmişti sanki istese engel olabilecekti, ceylan'a. Tam anlamıyla fena batmışlardı hem de çok fena.

"Nereye yoongi?"

yoongi gülmüştü alayla, ceylan'a çok kızgındı fazlasıyla. Jimin'in düşüncelerini düzene koymakla uğraşırken sevgilisi başka bir sorun çıkarıyordu.

"bu başlattığın oyunu bitirmeden hatta arzu ve jimin bu sikik oyunundan bir yara almadan bitir mümkünse, gözüme görünme. "

Ceylan gülmüştü, yoongi'ye karşılık olarak. her şeyi onlar için düşünmüştü ayrıca yoongi'nin bir başkası yüzünden ilişkilerine zarar vermeye çalışmasına sinirlenmişti. Ceren ve jin sakince ikiliyi izliyor, eunji'nin diğer odada uyumasını fırsat bilerek şükrediyorlardı.

"ne var biliyor musun, yoongi? siktir git. "

Kapanan kapılar, ağlamaya başlayan korkuyla sang, telaşa kapınan seokjin o sırada ceylan ve yoongi'nin arkasından söylenmeye başlayan ceren.. gece fazlasıyla uzun olacaktı bu iki huysuz bebek ile.

.....

arzu, tereddütlüydü.. kalbi hızlıca atıyor, duşu bile nasıl aldığını bilmiyordu.. eşinin ona hazırladığı suda yıkanmıştı. eskisi gibi olabilirler miydi?
iç geçirdi genç kadın.. olmalılardı.. bornozun üzerinden elini karnına koydu ve dudaklarını büzerek mırıldandı.

"bebeğim.. baba bize kızar mı çok.. babanı çok seviyorum bebeğim ama galiba o artık anneni sevmiyor.."

dolan gözlerini elinin tersi ile silerken buharlarla dans eden aynaya bakmıştı, ıslak saçları kızaran yanakları çektiği burnu ile kötü göründüğünü düşünüyordu. Elini karnında haraket ettirirken tekrardan başını eğdi ve fisıldadı.

"bebeğim ama seni hep seveceğiz biz.. sakın üzülme tamam mı sen?"

omuzlarını düşürerek banyodan dışarıya adımlamış yatak odasının boş olduğunu görünce kaşlarını çatmıştı. bir yere mi gitmişti?

"jimin?"

sesini yükselterek bütün odalara bakmış dudaklarını ısırmıştı.. kafasına dank eden olayla panik yaparak koşmuş tekrar odasına gitmişti. heyacan ve gerginlikle eli ayağına dolanmıştı. masanın üzerinde duran telefonu eline almış instagrama giriş yapmıştı direk. Mesaj açılmıştı.. evet, mesaj açılmıştı. jimin neredeydi? şu an oturmuş kavgaya tutuşmaları gerekiyordu.. sessiz bir gidiş değil. Sıkıntı ile nefes verirken önce sakinleşmeye çalışmış üzerindeki bornozu yerle buluşturup üzerine bol kıyafetler giymişti. saçlarını da bebeğinden dolayı kurutmuş oturma odasına geçerek koltuğa oturmuştu elinde telefon ile. parmağını kaydırırken sevgilim yazısı üzerinde tedirgindi, dudaklarını ısırıyor, stresle bacağını sallıyordu.