KORE'DE 3 ÇILGIN TÜRK 2

Küslük probleminin getirisi un ile şeker

3 gün sonra

" ceylan, şu yemeği ye. "

" yemeyeceğim yoongi, öleceğim çok yemekten!! "

" sana ye dedim, ilaç içeceksin! "

" yoongi, yüce tanrım! Şu adama akıl fikir ver. "

" benim aklımda fikrim de var, beni sinirlendirmek istemezsin değil mi, sevgilim? "

Otuzlarına girmiş adam sesli nefes verdi, bu kadın onu kesinlikle zorluyordu çünkü başka açıklaması olamazdı şu an yaşadıkları tartışmanın.

kucağında olan tepsiyi masanın üzerine tek kolu ile yerleştirip fizik tedavi aldığı kolunu ovaladı, sinirli bakış atmayı tabii ki de ihmal etmemişti. Çünkü lanet olası bu adam zorla 3 kase çorba + yemek paketini midesine indirmeye çalışıyordu. Kazadan belki ölmemişti ama çok yemekten mide spazmı geçirebilir ve hakkın rahmetine kavuşabilirdi.

" sen beni dinleme zaten ben kimim ki? "

"Yoongi, bana şu an ciddi olmadığını söyle. "

Omuz silkip elinde iki tane ilaç ve suyla sevgilisinin karşısına geçmişti. Gerekirse trip denen şeyden atacaktı, hep kadınlar trip atacak değildi ya? Erkekler de trip atabilirdi, pekala.

Ceylan, gülerek elindeki ilaçları teker teker içmiş sevgilisinin yumuşak ellerini elleri arasına almıştı gülümseyerek, tabii bardak masayı boylamıştı.

" hm, bebeğim 3 tabak benim için çok fazla.. obur biri değilim ben ya hani. "

yoongi, aldırış etmemiş omuz silkmişti, başlangıçta aldığı tavırı devam ettirecekti. Hatta şu an ona küsüyordu evet küsecekti. Koltuğa otururken telefonunu eline almış ilgisiz sevgili rolüne bürünmüştü hemen.

Ceylan ise aralanan dudakları ile beyaz tenli adamı inceliyor, ciddi olup olmadığını tartıyordu.. neden şimdi böyle olmuştu? Saat 12'de kapıyı çalmış  bugün ceren'in gelmeyeceğini bebeklerin aşıları ile ilgileneceklerini söylemişti ve bugün onunla ilgilenecek kişinin sevgilisi min yoongi olduğunu ilave etmişti. Şimdi ise ilgi denilen kelimenin i'sini bile görmüyordu.. bir yemek yüzünden..

Sesli nefes vererek ayağa kalkmaya çalışmış fizik tedavilerin verdiği kadarıyla yürümüştü koluna dikkat ederken, yoongi'nin yanına oturup sağlam olan eliyle telefonunu çekmişti o beyaz, yumuşak ve naif görünen ellerden. Yoongi'nin şaşırdığını o şeklini alan dudaklarından anlarken ceylan'ın hiçbir zaman böyle biri olmadığını biliyordu.. elinden telefonu çeken biri.. bu tam arzu'luk bir haraketti.. ceylan'lık değil.. arzu'ya sinirlenmek istiyordu ama bu aralar iyi olmadığı için sakin kalacaktı.. arkadaşını kendine benzetmemeliydi..

"ee, hayat nasıl gidiyor?"

Ceylan'ın sorusu ile kaşlarını çatmış ciddi misin der gibi bakıyordu yüzüne.. kollarını göğsünde birleştirip devam etti pozisyonuna ilgilenmeyecekti onunla çünkü ona küsmüştü.

"yoongi.. pisi pisi."

Yoongi şaşkınlıkla bu sefer gözlerini büyütmüş ceylan'a bakmıştı sinirli bir şekilde. Kedi muamelesi yapıyordu resmen ona!

Kedi!

Ceylan, kendini tutamayarak kahkaha atmaya başladığında yoongi dudaklarını büzmüştü.. ona kızmak istiyordu ama onun yüzünden zarar gelmişti.. o mutluyken kızamazdı.. youngi'nin büzülen dudakları ile tebessüme dönmüştü koca kahkahası. Bu adamı gerçekten seviyordu.. insan birine dokunmadan da sevebilirdi değil mi?