Lan Wangji ağlıyordu, Lan Xichen'e baktı. Herkes neler olduğunu idrak etmeye çalışıyordu. Lan Wangji ayağa kaltı, Bichen'e yaslanıp düşündü:
"Lan Rin, onu nereye götürüyorsun, neden kaçıyorsun... ne yapcaksın... hayır, kitaplar."
Lan Wangj; Lan Rin'in, Lan Yi'den kalma değerli kitapları kurtardığını hatırladı. Lan Yi Gusu Lan Klanı'nın üçüncü ve tek kadın lideriydi. Yaşlılar o kitapları yasaklamışlardı fakat Lan Wangji, Lan Rin'i kitapları kendisine göstermesi için ikna etmişti. Lan Wangji, Lan Rin'in niyetinin ne olduğunu anlayınca hemen Bichen'e bindi. Lan Xichen konuştu:
"Wangji!"
Lan Wangji:
"Abi, beni durdurma."
Lan Xichen olduğu yerde kaldı. Çok fazla kişiyi kaybetmişti; karısı, kardeşi... Sırtında büyük bir el hissetti ve Nie Mingjue'yi görerek konuştu:
"Da-ge"
Nie Mingjue:
"Xichen, endişelenme, güvende olacaklar."
Jiang Yanli hala ağlıyordu, Jin Zixuan ona sarılmıştı. Jiang Cheng hala tek kelime etmiyordu, Wen Qing onun ellerini tutuyordu ama Jiang Cheng onunla bile konuşmuyordu. Nie Huaisang ve Qin Su çatıdan inip kargaşanın olduğu yere geldiler ve savaşın sonunun felaket olduğunu gördüler. Wen Ning bir köşede öylece duruyordu, olanlar hakkında en ufak bir fikri yoktu. Xiao Xingchen'in gözleri kanıyordu, Song Zichen onu sakinleştirmek için elinden gelenin en iyisini yapıyordu. Luo Qingyang ana savaş alanından uzaktı dolayısıyla olanlar hakkında hiçbir fikri yoktu, kimse de onun olduğu yere gelmiyordu. Sonunda bir askeri yakalamayı başarıp sordu:
"Ne oldu? Herkes nerede?"
Asker:
"Hanımefendi Luo, bunu yapan kişi yakalandı fakat Efendi Wei..."
Luo Qingyang:
"Wei Wuxian? Ona ne oldu? A-Ming, yoksa o..."
Asker:
"Hanımefendi Luo, endişelenmeyin. Klan Lideri Nie iyi fakat Wei Wuxian... o... Göğsüne kılıç saplandı."
Luo Qingyang:
"Nedan hala buradasın? Onu kurtarmayacak mısınız?"
Asker:
"Hanımefendi Luo; Shengkaide-Hua, Wei Wuxian'ı alıp götürdü."
Luo Qingyang şok olmuştu ve konuştu:
"Burada kal ve çocukları koru, ben gidip oraya bakacağım."
Luo Qingyang aceleyle ana alana vardığında gördüğü şey kaostu. Nie Mingjue'ye yaklaşıp sordu:
"A-Ming, ne oluyor?"
Nie Mingjue başını "hayır" anlamında salladı, tek kelime bile etmedi, gözlerinde yaşlar vardı, kendisini tutuyordu, her zaman olduğu gibi sert görünüyordu.
Lan Wangji, kılıcında Wei Wuxian'ı taşıyan Lan Rin'e yetişti, onları yakından takip etti. En sonunda Qishan'a vardılar. Lan Rin vadiye indi ve konuştu:
"Hanguang-Jun, geldin."
Lan Wangji:
"Wei Ying?"
Lan Rin:
"Oradaki davranışım için üzgünüm, onu oradan çıkartmam lazımdı, geldiğine göre, ne yapmaya kalkıştığımı anlamış olman lazım, endişelenme, o henüz ölmedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANİ KALP
FanfictionThe Unatmed ile ilgili bir kurgudur. Olaylar, Jiang Cheng Mezar Tepe'den ayrılırken beklenmedik bir şekilde değişir. Jiang Cheng'in klan lideri olarak eğitimi azdı ve en genç lider olarak klanı yönetmek zorunda kaldı. Wen Qing ile konuşana dek klan...