Jiang Cheng ve Wen Qing, Yunmeng'e geri gelmişlerdi. Jiang Yanli ve Jin Zixuan onları karşıladı, ilk konuşan Jiang Yanli oldu:
"A-Cheng, çocuklar nerede?"
Jiang Cheng:
"Yakında gece avına gidecekleri için Gusu'da kaldılar."
Jin Zixuan:
"Wen Ning?"
Jiang Cheng:
"O da Gusu'da."
Jin Zixuan bir soru daha sordu:
"Suibian ve Chenqing nerede?"
Jaiang Cheng:
"Gerçek sahiplerine verildiler. A-jie, Wei Wuxian'ın anma tabletini kaldırmamız lazım."
Jiang Yanli:
"Xianxian, o... geri mi geldi?"
Jiang Cheng başını "evet" anlamında salladı. Jiang Yanli'nin gözleri tıpkı on üç sene önce olduğu gibi parlıyordu, yüzünde insanların uzun zaman önce gördüğü bir gülüseme vardı, A-Xian için sakladığı gülümsemesi geri gelmişti. Wei Wuxian doğrudan buraya gelmediğine göre Jiang Yanli önemli bir mesele olduğunu tahmin etmişti. Jiang Cheng konuştu:
"A-jie, Wei Wuxian on üç senedir yoktu ve sen şimdiden onu savunuyorsun."
Jiang Yanli:
"A-Cheng, yaramazlık yapıyorsun!"
Dördü birden kıkırdadı, böyle gülmeyeli uzun zaman olmuştu, en son böyle güldüklerinde Wei Wuxian hala etraftaydı. Wen Qing konuştu:
"Tamam, tamam. Hadi yemek yiyelim, açız."
Jiang Yanli başını "evet" anlamında salladı, hepsi masaya doğru gitti, böyle yemek yemeyeli uzun zaman olmuştu. Jiang Yanli ve Jin Zixuan yemekleri getirmek için mutfağa gittiler. İkisi de tepsilerde çeşit çeşit yemek taşıyordu. Hepsi oturup yemeye başladı. Yemeklerini bitirdiklerinde Jiang Cheng ve Jiang Yanli ata tapınağına gidip Wei Wuxian'ın anma tabletini oradan kaldırdılar. Jiang Yanli tablete bakarak konuştu:
"A-Xian'ın geri dönmesine sevindim."
Jiang Cheng:
"Ben de A-jie, ben de."
Jiang Cheng, Jiang Yanli'ye sıkıca sarıldı ve burnunu omzuna gömdü. Jiang Yanli'nin kucaklaması çok ılıktı hatta babasının kucağından bile daha ılıktı. Jiang Cheng ağlıyordu, Jiang Yanli konuştu:
"A-Cheng, ne oldu?"
Jiang Cheng:
"Wei Wuxian ve Lan Rin'in aynı yerde aynı zamanda uyanmaları ve onların ardından Wen Ning'in de hareket etmesi oldukça garip."
Jiang Yanli:
"Haklısın. A-Cheng, herhangi bir garip olay duydun mu?"
Jiang Cheng:
"Hayır, A-jie. Ne oldu?"
Jiang Yanli:
"A-Xuan ve ben çevreden mezarların kazıldığına dair bir haber aldık ve siz yokken araştırmaları için birkaç kişiyi gönderdik. Maskeli efsuncular gördüklerini söylediler, onlar her kimse suratlarını gizliyorlarmış. A-Xuan çoktan yakınlardaki mezarlıklarla ilgilendi; kayıp cestler var. Müritler bunu sana anlatmaktan çekiniyorlar."
Jiang Cheng başını "evet" anlamında salladı:
"Mezarlar onarılmış olsa bile oraya gitmek istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANİ KALP
FanfictionThe Unatmed ile ilgili bir kurgudur. Olaylar, Jiang Cheng Mezar Tepe'den ayrılırken beklenmedik bir şekilde değişir. Jiang Cheng'in klan lideri olarak eğitimi azdı ve en genç lider olarak klanı yönetmek zorunda kaldı. Wen Qing ile konuşana dek klan...
