Lan Sizhui, Jin Ling'e bağırdı:
"Jin Ling, işaret fişeğini ateşle!"
Ardından herkes Wen Ning'i gördü. Lan Rin bir ağacın arkasına saklanmıştı. İç çekerek bir tılsım kullanıp yüzünün şeklini değiştirdi. Saklandığı yerden çıktığında Wen Ning'i gördü. Wen Ning, Dans Eden Tanrıça'yı parça pinçik etmişti. Heykel bir illüzyondu. Wei Wuxian rahatlamıştı fakat Wen Ning vahşileşmişti. Wei Wuxian durumu fark edip "melodim çok hareketliydi, onu vahşileştirdi, daha sakin bir şeyler çalıp onu sakinleştirmeliyim" diye düşündü. Sakin bir melodi çalmaya başladı, yıllar önce karanlık bir mağarada ateşlendiğinde duyduğu bir melodiydi bu.
Lan Rin melodiyi tanımıştı ve içinden "aman Tanrım, hayır" diye geçirdi.
Wen Ning sakinleşip Wei Wuxian'a doğru yürüdü. Wen Ning'in gözleri tamamen siyahtı, suratı normalden de solgundu. Wen Ning ona doğru yürürken Wei Wuxian birkaç adım geriye gitti ve birisine çarptı. Çarptığı kişinin yüzüne baktı, adam yakışıklıydı, gözleri bal köpüğü rengiydi, Gusu Lan Klanı'nın alın şeridini takıyordu. Wei Wuxian adamı tanımıştı, çarptığı kişi Lan Wangji'ydi! Lan Wangji, Wei Wuxian'ın bileğini sıkıca tutarak ona aşk ve hasretle baktı. Wei Wuxian hemen bir melodi çalıp Wen Ning'i oradan başka bir yere gönderip Lan Wangji'nin bileğini tuttu. Wen Ning gitmişti. Jiang Cheng karmaşanın olduğu yere gelerek sinirli bir şekilde sordu:
"Burada ne oldu? Neden hepiniz bu kadar sefilsiniz?"
Yunmeng Jiang Klanı'ndan bir öğrenci konuştu:
"Wen Ning. Wen Ning geldi."
Jiang Cheng:
"İmkansız. Senelerdir uyuyor."
Öğrenci:
"Wen Ning'ti. O, Wen Ning'i çağırdı."
Öğrenci, Wei Wuxian'ı işaret ediyordu. Jiang Cheng daha da öfkelendi çünkü senelerdir ritüellerden ve arama çalışmalarından hiçbir sonuç çıkmamıştı ve bağırdı:
"Harika, geri gelmişsin!"
Jiang Cheng, Wei Wuxian'a Zidian ile vurmaya çalıştı fakat Lan Wangji onu guqin ile durdurdu. Jiang Cheng bağırdı:
"Lan Wangji, bu ne cüret!"
Wei Wuxian kaçmaya çalıştı fakat Jiang Cheng ona Zidian ile vurdu. Wei Wuxian darbeyle yere düştü, ayağa kalkıp konuştu:
"Neden beni rastgele dövüyorsun?"
Jiang Cheng, Wei Wuxian'a tekrar vurmak üzereydi ki bir elin bileğini tuttuğunu hissetti ve Lan Jingyi konuştu:
"Bu kadar yeter Klan Lideri Jiang! O ruhani silah Zidian. Eğer Wei Wuxian bu bedeni ele geçirmiş olsaydı, Zidian onun ruhunu hemen dışarı çıkartırdı. Wei Wuxian'ın ruhu da bedeni de ölümünden sonra bulunamadı."
Jiang Cheng:
"Wei Wuxian'ın öldüğünden nasıl bu kadar eminsin?"
Lan Jingyi:
"Hanguang-Jun ilan etmişti."
Jiang Cheng'in gözlerinden hüzün geçti ve bileğini tutan kişiye baktı, Wen Qing'ti. Jiang Cheng tekrar bağırdı:
"Maskeni çıkart!"
Wei Wuxian:
"Eğer maskemi çıkartırsam korkudan ölürsün!"
Jiang Cheng:
"Söyle bana, sen kimsin?!"
Wen Qing:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANİ KALP
FanfictionThe Unatmed ile ilgili bir kurgudur. Olaylar, Jiang Cheng Mezar Tepe'den ayrılırken beklenmedik bir şekilde değişir. Jiang Cheng'in klan lideri olarak eğitimi azdı ve en genç lider olarak klanı yönetmek zorunda kaldı. Wen Qing ile konuşana dek klan...