Wei Wuxian ve Lan Rin öldüğünden beri sekiz sene olmuştu.
Gusu
Gece, Bulutlu Kanyon'u battaniye gibi örtüyordu, ay parlıyordu. Lan Wangji gökyüzüne bakıp bir daha onunla yeniden buluşup buluşamayacağını merak ediyordu, Wei Ying'i ile bir daha birlikte olup olamayacağını merak ediyordu. Wei Wuxian ve Lan Rin'i aramak için bir sürü kişi gönderilmişti fakat hiçbiri başarılı olamadı. Lan Wangji yatağına doğru yürüdü ve yatarak kendisini örttü. Gecenin belli bir zamanında sırtının üstüne dönmüş olmalıydı çünkü sırtının acısı onu aniden uyandırmıştı. Lan Wangji derin bir nefes alıp sırtüstü uyumaya devam etti. Kalbindeki acıyla kıyaslandığında sırtındaki acı, göğsündeki yanık izinin verdiği sızı bir hiçti.
Her zamanki gibi güneş doğdu, kapısının çalınmasıyla Lan Wangji uyanmıştı. Kapıyı açtı ve karşısında Lan Sizhui'yi buldu. Lan Sizhui ona bakarak seslendi:
"Hanguang-Jun."
Lan Wangji:
"Ne oldu?"
Lan Sizhui:
"Bir öğrenci bana Yueyang'ın yardım istediğini söyledi."
Lan Wangji:
"Ne zaman?"
Lan Sizhui:
"Güneş doğmadan önce."
Lan Wangji:
"Hazırlan."
Lan Sizhui selam verdi ve oradan ayrılarak yolculuk için hazırlanmaya başladı. Lan Wangji eşyalarını bir Qiankun kesesine koydu ve hasretle guqin'i Wangji'ye baktı. Guqin'in olduğu masaya oturdu ve her gün her gece bıkmadan usanmadan, yılmadan çaldığı o soruları yine çaldı:
"Wei Ying, neredesin? Canın yanıyor mu?"
Lan Wangji bir cevap için bekledi fakat kimse sorulara cevap vermiyordu. Derin bir nefes alarak guqin'ini paketledi ve atların yanına gitti. Lan Sizhui çoktan oradaydı. Lan Wangji konuştu:
"Gidelim."
Lan Wangji ve Lan Sizhui, Yueyang'a vardılar. Gök yarılmışçasına yağmur yağıyordu, kasaba meydanı kaos içindeydi. Lan Wangji bir kasabalıyı yakalamayı başarıp sordu:
"Sorun ne?"
Kasabalı cevap verdi:
"Mezarlar açıldı."
Lan Wangji:
"Mezarlık nerede?"
Kasabalı:
"Batıda, kasabanın sonuna doğru."
Lan Wangji ve Lan Sizhui kasabalı adama selam verip mezara doğru yürümeye başladılar. Mezarda başka bir kaos vardı. Aşırı yağumur ve toprak kaymasından dolayı mezarlar bozulup açılmıştı ki bu da kin enerjisi birikmesine sebep olmuştu. Biriken kin enerjis kasabayı esareti altına almıştı. Yağmur doğaldı fakat bu derece yağışın sonuçları vardı. Lan Wangji ve Lan Sizhui yere oturup guqin'lerini çıkarttılar. İkisi de "Huzur İçinde Yat"ı çalmaya başladı böylece kargaşa içinde olan ruhları sakinleştirebileceklerdi. Besteyi bitirdiklerinde ruhlar yatışmıştı, kin enerjisi dağılmıştı. Lan Wangji ve Lan Sizhui açığa çıkan cesetleri gömüp mezarlığın üstüne bir bariyer koydular. Bu sayede uzun bir süre geçse dahi kin enerjisi fazla birikemeyecekti. Lan Sizhui gülümseyerek konuştu:
"Hanguang-Jun, bu çok kolaydı."
Lan Wangji:
"Her zaman bu kadar kolay olmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANİ KALP
FanfictionThe Unatmed ile ilgili bir kurgudur. Olaylar, Jiang Cheng Mezar Tepe'den ayrılırken beklenmedik bir şekilde değişir. Jiang Cheng'in klan lideri olarak eğitimi azdı ve en genç lider olarak klanı yönetmek zorunda kaldı. Wen Qing ile konuşana dek klan...