İrade

18.7K 467 143
                                    

kranTrkolu bu bölüm senindir tavşancık. Biraz geç oldu ama kusura bakma.

Gerinerek bir saattir yuvarlandığım yataktan kalkıp Dante'nin benim için bıraktığı kıyafetleri giydim. Basit siyah bir kot pantolon ile beyaz bir tişört. Bunun anlamı bugün dışarı çıkacağımızdı. Heyecanlı bir şekilde üstümü giyineceğim sırada Dante kapıyı tıklatıp içeri girdi.

"Günaydın bebeğim." Gülümseyip ona doğru yaklaşıp kollarımı boynuna doladım.

"Günaydın babacık." Üstümde ince kısa şort dışında hiç bir sey yoktu. Dante kalçama hafifçe vurup arkasına sakladığı sol elini uzattığında ne olduğunu tam anlamasamda başıma dert olacağına emin olduğum iç çamaşırına baktım. Siyah ve popo kısmına doğru boğumlu bir plastik vardı.

 Siyah ve popo kısmına doğru boğumlu bir plastik vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Şortunu çıkart ve arkanı dön bebeğim. Fazla vaktimiz yok bugün çekim günü." Başımla onaylayıp üstümdekini yere atıp arkamı döndüm. Dante çamaşırı bacaklarımdan geçirip plastiği kuru deliğimden içeri hiç uyarı yapmadan tekte itti.

"Ah!" Acı dolu inlemem ile kalçalarıma ufak öpücükler bırakıp doğrulduğunda ona doğru döndüm.

"Rahatsız ediyor. Bu ne için babacık?" Dante pis bir şekilde sırıtıp telefonunu açarak bana çevirdi.

"Bu bebeğim seni kotrol etmek için ufak bir yol sadece. Eğer orada babacığını üzecek bir hareket yaparsan şöyle olacak..." Elini uygulamada ki bara götürüp yukarı doğru çektiğinde içimde ki hızla titredi. Nefesim kesilirken son anda kollarına tutundum. Dante gülerek titreşimi durdurduğunda zorla doğruldum.

"Ne demek istediğimi anladın mı?" Hızla başımı salladım.

"Güzel. Şimdi giyin güzelim aşağıda seni bekliyorum." Odadan çıktığında giyinmek için eğilip kalkmak resmen işkence gibiydi. Kalçalarımın arasında ki ip dildonun çıkmasını engellerken bu şekilde yürümek rahatsız ediciydi. Doluluk hissi ile rahatsız olsam da daha ağır bir ceza almamak için çenemi kapalı tuttum.

Dante istediği zaman çok sert biri olabiliyordu.

*-*-*-*

Üstümde ki gömlek çıkartılmış öncekine nazaran daha farklı bir ip ile Dante özenle beni bağlamıştı. Yaptığı iş ne kadar iyi olsa da gözlerinden geçen öfkeyi fark etmemek mümkün değildi. Çünkü bu sefer tek başına bir çekim olmayacaktı.

Dante son düğümü atıp geri çekildiğinde sarışın adam selam vererek yanımıza geldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dante son düğümü atıp geri çekildiğinde sarışın adam selam vererek yanımıza geldi. Adı Bruno'ydu doğru hatırlıyorsam. Altında düşmek üzere gibi duran bir pantolon, sonuna kadar açık olan beyaz bir gömlek ve dağınık saçları ile az önce bir sevişmeden çıkmış gibi duruyordu.

"Seninle ortak bir çekim yapmak beni heyecanlandırıyor Valerio. Ve dokunmak yok kuralı olmasına rağmen sağlam pozlar vereceğimize inanıyorum." Yine Dante'yi görmezden gelmesi ile cevap verme gereği duymadım. Başıma bela almak istemiyordum.

Beni çekim işine sokan Dante'ydi ama kardeşi yüzünden bu duruma gelmiştik. Şimdi işi bozarsa eğer kardeşler arasında çatışma gibi saçma bir dedikodu sızdırıp şirket imajına bir darbe alabilirdi.

Derin bir nefes alıp Dante'nin sinirli bir ifade ile yerine geçmesini izledim. Geçen seferki kameraman ellerini çırpıp kamerasını eline aldı.

"Evvet. En sevdiğim modelim ve yeni bir ateşli parça. Bruno bebek kuralları biliyorsun. Ama bu ortalığı ateşe boğmanıza engel değil." Benim fazla bir hareket imkanım yoktu. Siyah bir sandalye üzerinde ellerim arkadan bağlıydım. Bruno vücuduma sarılı iplere benzer uzun bir ipi eline alıp arkama geçti. Bana dokunacak düşüncesi ile gerilirken Dante'ye baktım.

Keskin bakışları arkamda ki sarışındaydı. Bruno elinde ki ipi bana dokunmadan boynumdan göğsüme doğru sallandırdı. Başımı geriye atıp ona doğru baktım. Bir eli saçlarında, dudaklarını yalayarak bana bakıyordu. Vücudumu tırmalayan hisle zar zor başa çıkarak ağır ağır doğruldum. Dante kıçımda ki vibratoru çalıştırmıştı. Birden yükselen titreşim ile alt dudağımı ısırdım.

Vibrator içimde deli gibi titrerken Bruno elinde ki ipi bana dokunmadan vücuduma doluyor çekiştiriyor ve ona bakmamı sağlıyordu. Her ona baktığımda vibratorun titreşimi de artıyordu. Kıçımı otruduğum sandalyeye sürtmemek için kendimi zor tutuyordum. Tüm bedenim boncuk boncuk terlemiş ipler canımı yakmaya başlamıştı. Deliğim istemsizce her kasıldığında ölecek gibiydim. Etrafta çok fazla insan, tepemde Bruno karşımda ise sinirli bir Dante vardı.

Kameraman etrafımızda fır dönerken boynumda hissettiğim ip ile Dante'ye baktım. Daha fazlasına dayanamazdım. Bedenim kriz geçirmek üzereydi.  Bruno bir tasma gibi boynuma sardığı ipi çektiği anda ayağa fırladı. Aynı anda titremeyi bırakan vibrator ile derin bir nefes aldım. Ama sanki hala kıçımı zorluyor gibiydi.

"Bu kadar yeter! Modelimiz iyi görünmüyor." Hızla yanıma gelip göğsümde ki düğümü çözdüğünde kollarına tutundum. Resmen bacaklarım uyuşmuştu. Yüzüm alev gibi yanıyor, karnım ağrıyordu. Dante yüzüme düşen saçlarımı geri itip beni kucakladı. Çalışan bir kız mavi bir örtüyü üstüme atığında hala titreyerek ona sokuluyordum. Bu gerçekten berbat bir histi.

*-*-*-*-*

"Bebeğim?" Onun ofisine gelmiş ama ben hala çocuk gibi onun kucağından inmemiştim. Dante geniş koltuğa oturmuş beni sıkıca tutmuştu.

"Seninle konuşmuyorum." Saçlarımın arasında gezen elleri ile mayışmış gibiydim.

"Neden güzelim? Hadi anlat bana. Anlat da bir daha aynı hatayı yaşamayalım." Yüzüne bakmadan konuşmayı tercih ettim. Yoksa söyleyeceklerim onu daha da kızdırabilirdi.

"O adam o kadar yakınımdayken sen vibratoru çalıştırdığın her an ölecek gibi oldum. Çünkü bunu ona baktığım anlarda yaptın. Ve bu sanki o herif bana dokunuyormuş gibi hissettirdi. Ve... Ve ben senin yanına geldikten sonra ilk defa kriz geçireceğimi düşündüm. Bana bir ceza vereceksen eğer bunu kendi bedeninle ya da yalnız olduğumuz zamanlarda yap. Ben... Tekrar o çukura düşmek istemiyorum." Saçlarımda gezen elleri durarak çenemi kavradı. Yaşla dolmuş gözlerimle ona baktığımda acı bir iç çekti.

"Özür dilerim bebeğim bu aklıma gelmemişti. Kendimi sana nasıl affettirebilirim? Ne yapalım istersin güzelim söylemen yeter." Ne istersem mi? Yanımda Dante varken kriz bana uğramıyordu. Normal bir insan gibi olabilirdim. Değil mi?

"Alışveriş! Ardından biraz dolaşalım daha önce hiç sokak tezgahlarında yemek yiyemedim. Ayrıca ayrıca lunapark. O kocaman salıncağa binmek istiyorum. Ve bana ne yemek istersem alacaksın." Dante ilk önce şaşırmış ardından gülerek beni sıkıca sarmalamıştı. Belki isteklerim çok çocuksuydu ama... Her şey için biraz geç kalmış bir adamdım.

"Sen ne istersen o olacak güzelim. Ama şimdi giyinde evimize gidelim. Güzelce dinlendikten sonra yarın tüm günüm tamamen sana ait olacak." Anlımı anlına dayayıp gülümsedim.

"Söz mü?" Yanağımda gezen elleri ile sakinleşmiştim.

"Şüphen mi vardı?"

*-*-*-*

Naber?

Smut diye gösterip lunaparka bağlamak mı? Dayak is coming.

Bruno denen sarışın nevale hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dante'nin planının ters tepmesi nasıl olmuş sizce?

Valerio'nun hastalığının unutulmasını istemiyorum. O yüzden ara ara böyle muhabbetler olacak.

Beğenmeniz dileği ile.

Seviliyorsunuz.

-Burn.

Let's Play [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin