Özel baskı üzerine yeni bölüm gelmiştir.
"Dante!" Valerio elinde ki pamuk şekerle fotoğraf kabinine doğru koşarken gülerek peşinden gittim. Lunaparka adımımızı attığımız andan itibaren bir çocuğa dönmüştü. Peşimizden gelen dört korumaya el işareti yapıp küçük kabinin perdesini aralayıp beni bekleyen adamın yanına oturdum.
"Gülümse tamam mı? Ve her flaştan sonra başka poz ver." Başımla onaylayıp makinaya bozuk para attıktan sonra Valerio başını bana yaklaştırıp otuz iki diş sırıttı. Hafifçe gülümseyip elimi beline attım.
Kabinden çıkar çıkmaz Valerio hızla fotoğrafları aldı. Kızarmış yanaklarını elimin tersiyle severek güldüm. İlk beş fotoğrafta Valerio dil çıkartmış, bana tavşan kulağı yapmış, yanağımı sıkmış ve gülümsemişti. Son fotoğrafta ise dudaklarına kapanmıştım.
"Şimdi ne yapmak istersin?" Fotoğrafları güzelce katlayıp cüzdanına özenle yerleştirdi. Böyle anlarda onunla basit bir anlaşma üzerine yan yana olduğumuzu unutuyordum. Hevesle etrafa bakınırken korumalar bize kimsenin yaklaşmaması için tetikte duruyorlardı.
Lunaparkta ki neredeyse her oyuncağa binmiştik. Çocuklar için olan hız treni hariç. Valerio'yu bıraksam ona da binecekti ama küçük koltuklara sığmadığı için dudak büzerek platformdan inmişti.
"Hadi balon alalım!" Neşeli sesiyle gülerek ona baktım. Ciddi değildi dimi? Yo gayet kendinden emin duruyordu.
"Güzelim sen ciddisin?" Sırıtarak elimi tutup beni balon tutan adama doğru çekmeye başladı. Altında açık renk bir kot ve boynunu açıkta bırakan beyaz tişörtü ile fazla tatlı duran adama karşı koyamayarak cüzdanımı çıkarttım.
"Hangisini istiyorsun?" Elinde ki pamuk şekerinin son parçasını yiyip tahta çubuğu çöpe attı.
"Hepsini." Bugün ne isterse onu yapacağıma söz vermiştim. Satıcının gözleri parlarken tüm balonları alıp adamın eline güzel bir miktar para bırakmıştım. Valerio sevinçle balonları iki eliyle tutup yüzünü kalabalığa döndü.
"Şimdi ben insanlara yaklaşamam o yüzden ben tutacağım ve sende çocuklara dağıtacaksın." Korumalara verdiğim işaretle yaptıkları çemberi biraz daha daralttıklarında elimi beline attım.
"Nasıl istersen güzelim."
*-*-*-*
"Al hadi kızım bak amca sana hediye vermek istiyor." Ufak kız elimizde kalan son sarı balonu aldıktan sonra gülerek teşekkür etti. Valerio ufaklığa el sallarken kararan hava ile çıkışa doğru yürümeye başladık.
"Eğlendin mi bebeğim?" Yorgun gözleri, ve mutlulukla parlayan yüzü ile başını salladı.
"Çok fazla eğlendim. Ama gün daha bitmedi değil mi? Hala ne istersem yapacaksın hm?" Arabaya bindiğimizde gözündeki yorgunluk hızla silinmişti.
"Eve gidiyoruz Julio. Bölmeyi kapat." Emrimle şoför arka koltukla sürücü kısmını birbirinden ayıran siyah bölmeyi kapattı. Valerio'yu belinden tuttuğum gibi kucağıma çekerek kulağına doğru fısıldadım.
"Aklında neler var bakalım?" Şoförün bizi görmemesinin getirdiği rahatlıkla kalçalarını kasıklarıma sürttü. Anında hareketlenmeye başlayan penisim ile bu adamdan ne ara bu kadar etkilenmeye başladığımdan emin bile değildim.
"Aklımdakilerden hiç hoşlanmayacaksın babacık. Çünkü bebeğin bu gün seni zorlamak istiyor." Ellerimi kalçalarına atıp hafifçe okşamaya başladım. Şu kıyafetler... Fazla gereksizdi.
"Bana söz vermelisin babacık ne yaparsam yapayım itiraz etmek yok. Eminim seninde hoşuna gidecek." Tek kaşımı kaldırıp ona baksam bile o masum bir şekilde gülümsemeye devam ediyordu. Beni altına almak gibi bir düşüncesi olmadığına emindim ama aklından ne geçiyordu gram fikrim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let's Play [TAMAMLANDI]
General Fiction"Beni sinirlendirmek hoşuna gidiyor değil mi?" Bedenimde ki kelepçeler yetmezmiş gibi ağzımı da bağladığı için başımla onayladım. Gözlerinden şeytani bir bakış geçerken eline kırbacı aldı. "O zaman babacığının sana sağlam bir ders vermesi gerekiyo...