Gelin hele gelin. Az daha karıştırayım ortalığı.
*Rita'dan*
Önlüğümün cebinde çalıp duran telefonu belki de onuncuya kapattım. Kimin aradığına bakacak halim bile yoktu. Şuan sadece aylar sonra gördüğüm ilk tepkiye odaklanmıştım.
Valerio... Dizlerini çenesine kadar çekip, başını da bacaklarının arasında gizleyerek oturan biricik kardeşim. Sonunda o duruştan çıkmış sorgular bir eda ile etrafa bakıyordu. Derin bir nefes alıp elimi odanın kapısına uzattım. Tek dileğim odaya girdiğimde korkmamasıydı.
Yavaşça içeri girip kapıyı peşimden kapattığım sırada, dışarıda bekleyen hemşire elinde ki iğne ile bana kısa bir bakış atmıştı. Hah. Bana zarar verse bile onu kullanmasına izin vermezdim. İlaçlara rağmen ilk defa zihni açık görünüyordu.
Kapının kapanma sesiyle bakışları beni bulduğunda irkilmedi. Bu büyük gelişme ile heyecandan titreyen ellerimi cebime soktum.
"Merhaba Valerio, bugün nasılsın?" Gözlerini bir kaç kere kırpıp beyaz yatakta daha rahat bir şekilde oturarak ayaklarını aşağıya sarkıttı.
"Gayet iyiyim." Tanrım! Sana şükürler olsun! Sana inanmadığım her gün için özür dilerim! Yüce tanrım!
Valerio. Valerio konuşuyordu. Vahşi ve içine kapanık adam aylar sonra hayvansı hırıltılılar dışında normal bir ses çıkartmıştı. Tanrı, bana kardeşimi geri vermişti. Kime neye nereye dua edeceğimi bilemezken dışarıdan sakin görünüyordum. Yani ümidim buydu.
"Nerede olduğunu biliyor musun?" Ufak iki adım atıp ona yaklaştım. Geri çekilmedi ama sorum ile kafası karışmış gibiydi.
"Hayır, maalesef bilmiyorum." Tamam. Bu olasıydı. Sonuçta buraya yatırılışı sırasında kendinde değildi. Ama beni ve mesleğimi biliyordu. Zihninin tam açılmadığını umut ettim. Diğer seçenek beni geriyordu. Ama kaçacak bir yerim de yoktu. Duygularımı kenara itip doktor kimliğimi öne koydum.
"Benim kim olduğumu biliyor musun?" Yüzünde ki saf ifade hiç bozulmadan cevap verdi.
"Kusura bakmayın tanımam mı gerekiyordu?" Bir anlık çok kısa bir anlık boğuluyor gibi hissettim. Valerio ise devam etti.
"Burası bir hastane gibi görünüyor. Hasta mıyım?" Sesli bir şekilde yutkundum. Sakin ol Rita. Sen bir doktorsun. Bir doktor. Doktor.
"Öyle de denebilir. Kendin hakkında bana bir şeyler söyleyebilir misin?" Amnezi. İlk tehşisim buydu. Bunu kanıtlamak için onu zormaladan bir kaç soru yeterli olurdu. Ama ne kadarlık bir hafıza kaybı olduğu ve neden olduğunu bilmeden çok dikkatli olmalıydım.
En ufak bir yanlış adım onu o lanet güne geri götürebilirdi.Valerio bir çocuk gibi başını kaşıyarak bir süre tavana baktı.
"Aslındaaaa. Sanırım hayır. Trafik kazası falan mı geçirdim? Çünkü burasını baya boş hissediyorum da." Gülerek başına yavaşça vurması ile bende burukça gülümsedim. Benliğini ve tüm anlılarını kaybetmişti. Ama sıradan bir yetişkin gibi davranıyordu.
"Evet bir kaza geçirdin ve tedaviye cevap vermedin. Bizde seni buraya getirdik ve tedavi etmeye başladık. Bugün ilk defa kendine geldin. Kendini nasıl hissediyorsun?" Hoş bir şekilde gülümseyerek derin bir nefes aldı. Rahatlamış gibiydi.
"Oldukça sağlıklı hissediyorum, biraz açım sadece. Veee biraz kafam karışık. Kaza sonrası üstümden kimlik falan çıktı mı? İşim var mı? Ailem falan?" Boğazıma büyük bir yumru otururken test etmek için ona biraz daha yaklaştım. Yatakta yanına oturup elimi dizine koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let's Play [TAMAMLANDI]
General Fiction"Beni sinirlendirmek hoşuna gidiyor değil mi?" Bedenimde ki kelepçeler yetmezmiş gibi ağzımı da bağladığı için başımla onayladım. Gözlerinden şeytani bir bakış geçerken eline kırbacı aldı. "O zaman babacığının sana sağlam bir ders vermesi gerekiyo...