"Ne diyorsun çocuk?" Hala çocuk diyordu ya!"Duymadın mı? Görevler yerine başka şekilde halledemez miyiz?" Hyunjin dediğim şeyle gözlerini devirdi.
"Burda işler böyle yürüyor ve eğer altından kalkamayacaksan, ki kalkamıyorsun, ne demeye getiriyorsun?" Pekala Felix, adam haklıydı. Ama haklı da değildi! Böyle şeyler yapamazdım ben.
"Ben güçsüz ya da ezik birisi değilim Hyunjin."
"Hyunjin?"
"Evet Hyunjin! Babamın dediğine uyup sana saygı gösteremeyeceğim Hyunjin."
"Beni sınama Felix. Yerini bil."
"Siz yerinizi biliyor musunuz?" Dediğim şeyle kahkaha patlattığında irkildim.
"Deminki mermiyi kafana sıksaydım, emin ol baban bir gram üzülmezdi." Haklıydı ve bende işte bu yüzden buradaydım. Tam olarak hayattaki değerim bir cümle ile özetlendiği içindi içimdeki hırs.
"Biliyorum." Dediğim şeyle gülümsemesini sildi. Yerini ciddi bir ifade alırken devam ettim. "Gücü, insanlara zarar vermek ve tüm bu kirli işleri yürütmek sanıyorsanız evet güçsüz biriyim. Ama babamın altında kalmayı da istemiyorum Bay Hwang." Hyunjin dediğim şeyle kafa sallayıp konuştu.
"Sen babana sikinin boyunu göstermek istiyorsan bu beni ilgilendirmez çocuk." Ne kadar terbiyesiz bir insandı bu!
"Her şeyin bir çözümü vardır illa ki değil mi? Bence bunu halledebiliriz."
"Sadece merakımdan soruyorum.. verdiğim görevleri yerine getiremezken seni neden Lux'a almalıyım." Bilmiyordum ama almalıydı. Ona, bunu bu şekilde diyemezdim de. Bir insanı ikna ederken akla sürekli neden +18 fikirler gelirdi bilmiyordum ama o sıra söylenecek en saçma şeyi söylemiştim.
"Lux'a gireceğim ama görevler ya da topluluğa ayak uydurmak için değil." Dediğim şeyle kaşlarını kaldırdığında ona doğru ilerlemeye başladım. Gözleri ile beni süzmeye başladığında kendimi açıkçası kötü hissetsem de bunu yapmaktan başka çarem yoktu.
Önünde durduğumda başını kaldırıp bana soğuk ifadesini sunarken içimdeki deli cesareti ile bacaklarımı iki yanına atıp kucağına yerleştim. Ellerim omzuna giderken hareketim ile ifadesi değişmemiş olmasına bozulsam da devam ettim. "Sizin için gireceğim Bay Hwang."
•••
"İmzala." Önüme ittiği kağıda baktım. Sözleşme miydi bu? Üstelik iki sayfalıktı ve beni salonda bırakıp bir saat bunun için uğraşmıştı.
Hyunjin'e kesinlikle fazla cüretkar bir teklif götürsem de şu an içimdeki deli cesareti bunu kafaya takmıyordu. Seksten kesinlikle hiçbir sorun gelmezdi. Yani öyle düşünüyordum.
"İki taraflı da öpücük yasak mı?" Hyunjin kafa salladı.
"Öpücük, duygusallık içeren aptal bir hareket yalnızca." Saçmaydı.
"Temasın olmaması ne alaka?"
"Sana hiçbir şekilde değmeyeceğim demek."
"Anlaşma şartlarını ortak ayarlamalıyız Bay Hwang. Senin istediğin değil, ikimizinde istediği zaman olmalı."
"Emin değilim." Tanrım bu adam beni sınıyordu!
"Ayrıca buradaki maddeler! Bana sert davranmanı istemiyorum."
"Bu çok zor. İtiraf etmeliyim ki, seni paramparça etmek istiyorum." Bu adam son derece açık sözlü ve korkunçtu, Lee Felix sen sıçmıştın. O kadar sıçmıştın ki, sıvayamıyordun bile.
"As olup babamı geçtiğimde anlaşma son bulacak. Senin istediğin zaman değil."
"Ben ne zaman istersem o zaman as olursun? Bu yüzden o zamanın gelmesini bekleyeceğim."
"Bana böyle söylememiştin! İki hafta demiştik." Hyunjin içkisinden yudum alıp omuz silkti. "Sen tam bir sahtekârsın."
"Teşekkür ederim, şimdi imzala." Ben son kez maddeleri gözden geçirirken gördüğüm şeyle duraksayıp tekrar Hyunjin'e döndüm.
"Bu eve mi taşınacağım?" Normal bir şekilde kafa salladığında kaşlarımı çattım.
"Annemle babama ne diyeceğim?"
"Bilmem farkında mısın, Lee Felix? Burada seks kölem olman için anlaşma yapıyoruz. Tek düşündüğün şey ailen mi?" Haklıydı ama napabilirdim?!
"Yarından itibaren mi başlıyor? Bu kadar hızlı mı?"
"Bir tane daha soru sorarsan eğer seni buradan yollarım." Gözlerimi devirip kağıdı imzaladım. Eğer sözleşmeye uymazsam ya da feshetmeye çalışırsam bir milyon dolar ödemek zorunda kalacaktım ve dediğim gibi aklım çoktan beni terketmişti bile.
Şu an yaptığım şey çocukluk muydu? Kendi bedenimden, bir içimdeki hırsa yenik düşüp vazgeçebilmiş miydim cidden? Evet. Üstelik hayatımda daha dün akşam gördüğüm, girmek ya da görevlerini yapmak istemediğim bu lanet topluluğun başıyla? Cidden bunu yaptığıma inanamıyordum.
"Oldu mu?"
"Yarın görüşürüz."
•••
Evden çıktığımda Hyunjin'in adamlarından biri beni evime götürmüştü. Eve girdiğimde ise yine kıyamet kopuyordu.
Annem hızla yanıma gelmiş ve beni çekiştirip salona sokmuştu. Babam oturmuş konuşmamı beklerken, abim ise koltukta yayılmış tepkimi ölçüyordu.
"Felix, iyi misin?!" Annem kollarını bana dolarken bende ona doladım ve gergince gülümsedim.
"Neden bu kadar uzun sürdü?" Babam konuştuğunda omuz silktim.
"Basit şeyler değildi." Dediğim şeyle abim konuştu.
"Ne yaptırdılar?"
"Phoenix! Nasıl bu kadar rahat konuşabilirsiniz?!" Annem, abime kızdığında babam girmişti.
"Sana, artık keser misin? Felix'in durumuna bakılırsa iyi bir gün geçirmiş." Dediği şey ile anneme dönüp zoraki bir gülümseme ile kafa salladım.
"Bugünkü görev zordu ama iyi bir şekilde üstesinden geldim."
"Naptınız?"
"Güven testi (!)" Ardından annemi kolumdan kurtarıp selam vermiştim. "Ben odama çıkıyorum. Ayrıca yarından itibaren evde kalmayacağım. Bay Hwang'ın isteği."
"Felix!" Annemin sesini umursamayıp merdivenlere yöneldim. Beni en çok üzen şeyde zaten annemin mutsuz olmasıydı. Ama buna mecburdum.
•••
Bilinmeyen numara:
Bay Lee?:
Buyrun kimsiniz?Bilinmeyen numara:
Ben Bay Hwang'ın özel korumalarından Choi San, numaramı kaydetmeniz iyi olur bundan sonra sizin için çalışacağım.:
bu ne samimiyet be|
bu ne|
b|
Kaydettim.Koruma Choi:
Yarın sizi evinizden alacağım.
İyi geceler efendim.:
İyi geceler•••
Olaylar başlamışkeeee
Yazıyorum ama umarım beğeniyorsunuzdr yeminle çok süpheliyimOy verip yorum yapmayı unutmayın öpüyorum
-Jedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trouble // HyunLix
FanfictionFelix, babası tarafından Lux topluluğuna yeni nesil Seçkin üye olarak sokulacaktır. Ama bilmediği şey topluluğun zorunluluk olarak yaptırdığı görevlerdir. Felix ise bu görevleri yerine getirmek yerine topluluğun As üyesi ve başı olan Hwang Hyunjin i...