Sabah evden annemin ısrarlarına rağmen zar zor çıktığımda kapıda lüks jeep e yaslanmış bekleyen, dün bana mesaj atan koruma olduğunu düşündüğüm esmer adam doğrulmuş ve arka kısmın kapısını açmıştı. İlerlediğimde selam verdi."Merhaba Bay Lee."
"Merhaba.." sessizce konuşup elimdeki çantaları ona vermiş, aracın içine girmiştim.
Lee Felix, sen neye bulaşmıştın böyle?! Dünden beri sürekli içimdeki iki farklı kişilik birbiriyle kavga ediyordu ve ben korkuyordum. Bu yaptıklarımın hiçbiri akıl karı değildi. Seksi umursamazdım, çünkü bu yaşıma rağmen çoğu kişi ile birlikte olmuştum ancak sorun şu ki, Hwang Hyunjin'in istediği şey bu değildi. O herif canıma okuyacaktı ve ben aklım beni terkederken o sözleşmenin başına oturmuştum.
San, şoför koltuğuna geçtiğinde ise Hyunjin'in ne yapmaya çalıştığını anlayamamıştım. Kendim gelebilirdim ama adam bana daha akşamından koruma ayarlıyordu. Bunun sebebinin babamla dost olduğuna sayıyordum ve aklıma gelen şeyle donup kaldım. Hyunjin aramızda yaşananları birilerine söyler miydi?
Dikiz aynasına dönüp San'ın suratına baktım. "Hwang Hyunjin nasıl biri?" Bana aynadan baktığında bakışlarımız buluşmuştu.
"Bay Hwang, aşırı disiplinli ve katıdır ama oldukça da ilgilidir. Çalışanlarına karşı." Verdiği ayrıntı ile yutkunup sordum.
"Çalışanı dışındaki kişilere nasıl?"
"Yani yanlış anlamayın Bay Lee ama siz Bay Hwang'ın hakkınızdaki düşüncelerini mi merak ettiniz? Babanızla çok yakın arkadaş olduklarını biliyorum. Sizi de önemsiyordur, o halde." Dediği şeyle içim rahatlamıştı. Pekala Hyunjin kimseye beni köle yaptığını, daha doğrusu benim onun kölesi olduğumu söylememişti.
"Çok önemser beni.." daha iki gün önce tanışmıştım ve beni o kadar önemsiyordu ki, götüm için uzlaşmıştı benimle.
San, tanıdık villaya doğru yanaştığında bu sefer geniş demir kapılar aralanmış ve araçla içeri girmiştik. Bu evin yeri de ıssızdı ters bir şekilde ve ben aşırı geriliyordum.
Araba durduğunda bahçede duran birkaç korumadan biri gelip kapımı açmıştı ve diğeri de San'ın verdiği çantalarımı almıştı.
Ben evin kapısına ilerleyip zile bastığımda, Yugyeom denen kişi kapıyı açmıştı. Bu adam evin kahyası gibi bir şey olmalıydı diye düşündüm. Bana gülümseyip kapının önünden çekildiğinde bende içeri adımımı atmıştım.
Pekala annemin Hyunjin'de kaldığımdan dahi haberi yoktu. Otel tarzı bir şeyler uydurmuştum. Yugyeom önden ilerleyip salona dönmüş ve geldiğimi haber etmiş, ardından beni içeri buyurmuştu.
Adımımı atıp salon kısmına döndüğümde Hyunjin'in tek olmadığını farkettim. Biri geçen Hyunjin ile bize gelen adam Chris'ti. Diğerini ilk kez görüyordum. Fazlasıyla yakışıklı bir yüze sahipti. (Ben minho soktuğumda işin içine övmeden duramıyorum)
"Hoşgeldin Felix." Çocuk neredeydi ya? Olmadı böyle garip hissettim.
"Hoşbuldum." Salona inen üç basamağı inip onlara doğru ilerlediğimde yabancı kişi konuşmuştu.
"Selam Felix, ben Minho." Ayağa kalkıp el uzattığında elini sıkmış, ardından Chris'inkine de aynısını yapıp Hyunjin'in işaret ettiği koltuğa oturmuştum.
"Memnun oldum." Tanrım Hyunjin lütfen kimseye söylememiş ol!
"Dün ki görevin çok iyi geçmiş, şaşırdım açıkçası." Chris konuştuğunda kaşlarımı kaldırıp Hyunjin'e baktım ama onun tavrı dünden beri stabil kalmaya devam ediyordu. Bu poker faceliği anlamıyordum ama biraz tepki gösterse içimi rahatlatabilirdim.
"Ahh.. teşekkür ederim. Biraz zorlayıcıydı tabi."
"Biz kalkalım mı artık Chris?" Minho denen çocuk konuştuğunda Chris kafa sallamış ve ayaklanmıştı. Tüm süre boyunca sessiz kalan Hyunjin ayağa kalkmış ve ikisine de sarılıp ayrılmıştı. Minho saçlarımı karıştırıp Chris'in koluna girdiğinde konuştu. "Görüşürüz ufaklık."
Ufaklık mı? Dediği şeyle kaşlarımı çattığımda salondan çıkmışlardı bile. Hışımla Hyunjin'e döndüm. "Bu çocuk kaç yaşında da bana 'ufaklık' diyor?"
"Çocuk mu?"
"Baksana ne kadar genç?"
"Birincisi Minho 25 yaşında, ikincisi ise niye alınıyorsun ki çocuk?" Başladık yine.
"Sizden anlamanızı beklemiyordum zaten Bay Hwang."
"Bakıyorum da, saygı denen şey sana geri dönmüş.. her neyse gel benimle." İlerlemeye başladığında olduğum yerde dondum kaldım. Hayır, hayır bu kadar hızlı olmaz.. "Felix?"
"Geliyorum!"
•••
Öncelikle siktir! Bu adamın neden teklifimi direkt kabul ettiğini şimdi anlamıştım! Bu adam psikopattı.
Evin en üst katlarında geniş bir odaya beni getirdiğinde tek yaptığım şey etrafıma ağzım açık bakmak olmuştu.
Oda son derece genişti. Boylu boyunca camla kaplıydı ve dışarıdan görülmez miydik?! Her neyse sorun bu değildi, sorun duvarda asılı olan kırbaçlar, boylu boyunca seks oyuncakları ile dolu olan vitrinler ve farklı üç yatakta oluşuyordu.İlk yatak beyazdı ve hiçbir şey yoktu. Normal yataktı. Diğer yatak siyahtı ve yatak başlıklarında, ayrıca tavandanda olacak şekilde etrafında bir sürü zincir vardı. Odağım onda biraz fazla oyalansa da asıl korkunç olan kısma yeni geliyordum. Kırmızı yatak.. kırmızı yatağın üstünde birçok elektrik kablosu vardı ve düşündüğüm şeyin olmamasını istiyordum.
Yutkunup Hyunjin'e baktığımda ilerleyip dolapların birinden, bir çift siyah kadife eldiven çıkarmış ve ellerine geçirmeye başlamıştı. O sırada konuştu.
"Kuralların üstünden tekrar geçmekte fayda var."
"Şey Bay Hwang-"
"Evet gerçekten geçmemiz gerekiyormuş." Bana döndüğünde gözlerinin içine bakmaya başladım. "Birincisi, bu kapıdan girdiğimizde aklında sadece bana hizmet etmek olmalı. Bu yüzden ne sızlanma, ne de başka konulardan bir şey duymak istiyorum. Anlaşıldı mı?"
"Bay-"
"Felix?"
"Anladım efendim." Bu adam beni süt dökmüş kediye çeviriyordu. Bu haksızlıktı!
"İkincisi ise, gözünün korkmasını anlayabiliyorum ama ufak şeylere sihirli sözcük söylersen bunu anlarım ve hiçbir şeyi kesmem." Bunun adı zorlamaydı ama hadi ama Felix! Sen kendini düşürdün bu duruma.
"Tamam.."
"Güzel." Ardından ilerleyip siyah yatağa yaklaştı. "Soyun ve yanıma gel."
•••
Allahım sonraki bölümü nası yazıcaaaammmm bu arada ilk defa bdsm konulu smut yazıcam αλανδροσνεκσνεκσνε
(Klavye yunancada kaldı üşenip öyle random attım)Neyse oy verip yorum yapmayı unutmayın öpüyorum sizi
-Jedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trouble // HyunLix
FanfictionFelix, babası tarafından Lux topluluğuna yeni nesil Seçkin üye olarak sokulacaktır. Ama bilmediği şey topluluğun zorunluluk olarak yaptırdığı görevlerdir. Felix ise bu görevleri yerine getirmek yerine topluluğun As üyesi ve başı olan Hwang Hyunjin i...