Thirty eight

1.8K 269 252
                                    








Gece düşündüğümün aksine gayet eğlenceli ve sakin geçiyordu. Özellikle lavaboda Almanı gördükten sonra gerilen sinirlerimi toparlayabilmiş ve kafamı dağıtabilmiştim. Tabi bunda Hyunjin ve yeni tanıştığım arkadaşlarının payı epey büyüktü.

Yeji ile Chaeryeong sürekli örgüt içindeki dedikodulardan bahsedip ilgimi çekmeyi başarmışlardı. Bazen birbirlerine zıt düşüp kimin haklı olduğu konusunda birbirleriyle tartışıyor ardından ise bana dönüp kendilerince haklı olan düşüncelerine katılmalarımı bekliyorlardı. Ben ise anlattıkları insanları bile tanımadığımdan sessiz kalıyordum.

Yeonjun ile Soobin ise davet edildikleri bir ayinde öldürülen kurbanları, gayet normal bir şeymiş gibi anlatıyorlardı. Ürpermiştim. Açıkçası cidden insanların adak gibi kesilip biçildiğine inanmazdım. Korku filmlerinin abartısı falan sanıyordum, sonuçta orta çağda falan da değildik.

Haliyle eğlencemin yanına bir gerginlikte eklenmişti. Hyunjin ise gayet normal bir şekilde konuşulanlara katılıyor, hatta kendi gördüğü şeylerden de bahsediyordu. Bunları duydukça örgütte geçirdiğim zamanların fazla tozpembe olduğunu düşündüm. Hiç aksiyonlu şeyler yaşamamışım ki ben!

Gece ilerlerken kızlar kumar oynamaya karar vermişler ve masadan ayrılmışlardı. Yeonjun ve Soobin ise hâlâ bizle oturmaya devam etse de, hepimiz kendi halimizde takılmaya dönmüştük.

Ortamın erotik konseptine alışmış ve artık seks yapan insanları gözetlemeyi bırakmıştım. Hafifçe Hyunjin'in omzuna yaslanmış içkimi içiyor ve belimde oynayan elleriyle içimin hoş olmasına izin veriyordum. Ona döndüğümde odağının merkezine bakışlarımı çevirdim. Almanın tam karşımızda oturduğunu ise o zaman farketmiştim.

Benim adama bakışımla, bize kadehini kaldırması bir olmuştu. Rahatsız bir şekilde bakışlarımı kaçırıp kıpırdandım. Hyunjin de bunu farketmiş olacak ki, bana döndü. Hâlâ adamı lavaboda gördüğümden bahsetmemiştim çünkü biliyordum ki bir şey dersem oturmaya devam etmeyi tercih etmezdi.

"Artık kalksak mı?"

"Neden rahatsız oldun?" Omuz silktim.

"Olmadım ki, sadece çok oturduk canım sıkıldı." Elimi çenesine atıp okşadığımda kaşlarını kaldırmış ardından başını sallayarak anladığını belirtmişti.

Ayaklandığımızda Yeonjun ve Soobin bize dönmüştü. "Nereye daha bu saatte?" Yeonjun konuştuğunda gülümsedim.

"Size iyi eğlenceler ama kalksak iyi olacak." Yeonjun dudak büzüp Hyunjin'e baktı.

"Daha oyun oynayacaktık." Dediği şeyle tek kaşımı kaldırdım.

"Ne oyunu?" Sorumla Soobin yan ağız sırıttı.

"Hyunjin iyi bilir." Hyunjin'e döndüğümde gözlerini devirmiş ve bana dönmüştü.

"Gençken oynadığımız bir şey ama çokta önemli değil-"

"Şöyle ki; oyunun adı 'cesaret mi yoksa cesaret mi'" Yeonjun, Hyunjin'in lafını kesip oyunu açıklamaya başlamıştı ve beklemediğim bir şekilde ilgimi çekmişti. "Bir taraftaki cesaret daha ufak şeyleri kapsarken, diğer taraftaki cesaret daha tehlikeli şeyleri kapsar." Kafam karışmıştı.

Trouble // HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin