Twenty five

2.3K 321 354
                                    





John hala cevap beklerken gergince yutkundum. Hyunjin'den izin almam gerekir miydi ki? Niye endişeleniyorsam.. adam, onun abisiydi sonuçta.

Böyle diyince evet endişelenmiştim.

"Felix?" John adımı söylediğinde gözlerim merdivenlerden inen Hyunjin'e döndü. İfadesiz yüzü sinirimi bozduğu için geri John'a döndüm.

"Olur." Dedikten sonra kafa salladım.

"Pekala, salonda bekliyorum." Ardından yanımdan geçip gittiğinde bende üstümü değişmek için merdivene adımlamıştım.

Hyunjin'in yanından geçerken kavradığı kolumla durup ona döndüm. (Kdrama gibi amzlwğdmw) Kulağıma eğildiğinde ise gerilmiştim. "Fazla göze batmamaya çalış, çocuk." Dediği şeyle kaşlarımı çatıp ona döndüm. Ardından kolumu sertçe çekip ondan kurtardım.

"Merak etmeyin Bay Hwang, adımın sizle geçmesine pek meraklı sayılmam." Cevabını beklemeden hızla yukarı çıkmaya başladığımda, normalde olsa böyle davranır mıydım emin değildim. John'un sayesinde belki de, içime bir cesaret dolmuştu.

Odama ilerleyip kapıyı kapattıktan sonra dolabıma ilerlemiş ve aralayarak üstümü giyinmeye başlamıştım.

•••

Aşağı indiğimde Hyunjin yoktu. John'un dediğine göre çıkmıştı ve bunun hakkında fazla düşünmeyip bende John'la birlikte çıkmıştım.

Onun yanında kesinlikle gerilmiyordum. Adamın aurası ne kadar karanlık dursa da, yol boyunca olan konuşmalarımızdan aslında çok sıcakkanlı olduğunu anlamıştım. Öz abim olmasına rağmen Phoenix şerefsizi bile bu kadar değildi. Hyunjin'in şanslı biri olduğunu düşünüyordum.

Tabi Hyunjin'de benim aksime şerefsiz bir kardeş modeli olacaktı ki, John onunla ilişkisi hakkında pekte sağlıklı şeyler söylememişti. Dediğine göre araları fazla soğuktu.

Hyunjin hakkında bilgi öğrendikçe, onu daha fazla tanıma isteği oluşuyordu içimde ve ben bu düşünceyi aklımda bir kenara ittirmiştim.

Geldiğimiz yeri gördüğümde John'a döndüm. "Nereye geldik?"

"Bura Lux'ın kulüplerinden biri. Ofisime uğramam lazımdı ve sende etrafı gör istedim. Canın sıkılmayacak merak etme." Göz kırpıp kapısını açan korumaya dönmüş ve arabadan inmişti.

Hyunjin'in ofisini bile görmemiş biri olarak John'un beni insan yerine koyan ilk kişi olduğunu anlamıştım. Bu düşünce ile gözlerimi devirip arabadan indim.

Siyah ceketimi düzeltip bekleyen John'un yanına ilerlemiş ve mekana doğru yürümeye başlamıştık.

Dışarıdan bakıldığında modern, galeriye benzeyen gri bir yapıydı. İçeri girdiğimizde ise uzun, beyaz aydınlatmaların olduğu siyah bir koridor çıkmıştı karşımıza. Koridorda birkaç
koruma John'a 'hoşgeldiniz efendim' diyip eğilerek selam veriyordu.

Koridorun bitiminde döndüğümüz köşeden sonra John durup bana baktı. "Ben bir şeye bakıp sana katılacağım. Bu sürede barda takılabilirsin Felix." Kafa sallayıp işaret ettiği siyah yüksek kapıya bakmıştım. O giderken bende ilerleyip kapalı ikili kapının kulplarını ittirmiş ve geniş mekana göz gezdirmiştim.

Birkaç kişi dönüp beni incelerken bense şokumu gizleyerek mekana bakıyordum. Tamam John, bar demişti ama Rus rulleti oynanan bir bar olduğundan haberim yoktu.

Hiçbir şeye karışmayıp içeri doğru adımladığımda hala bana bakmakta olan kişiler fazlasıyla beni korkutmaya başlamıştı.

Ardından ise tam bulduğum bir locaya ilerleyecekken gelen sesle arkama döndüm.

Trouble // HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin