1

2.2K 114 109
                                    

"Ya! Hyunjin yeter artık seninle mi uğraşıcam ben artık bıktım yeter ya!"

Diğer üyeler de dahil olmak üzere yatağında uyuyan hyunjin irkilmişti.

Daha gözlerini yeni açmasının ve yüksek sesin etkisi ile korkmuştu. Kafasını yastığına koyup kalp atış hızının yerine gelmesini bekliyordu.

Yüksek ve ani seslerden kokuyordu ve seungmin bunu hiçbir zaman düşünmeden ona bağırıyordu.

Kafasını kaldırıp seungmin'e baktı. Yine sinirli bir şekilde elleri belinde elinde anlam veremediği bir şey ile duruyordu yatağının başında.

"Bu ne?" elindeki i iç çamaşırını havaya kaldırıp salladı.

"Ne olduğunu sen de biliyorsun seungmin?"

Seungmin sinirle alıp hyunjin'e fırlattı çamaşırı.

"Evet biliyorum ve genelde insanların giyip kirlettiği bir şeyin neden yatağımın altında olduğunu anlamaya çalışıyorum."

Hyunjin elindeki çamaşıra bakıp yatağında oturur pozisyona geldi ve ayaklarını aşağıya salladı.

Gözlerini ovuşturup uykulu sesi ile "Bu benim değil." dedi. Sakindi, seungmin'in aksine o hep sinirli olurdu, hyunjin'e karşı.

"Emin misin etikete bak." eline aldı ve iç kenardaki etiketi gösterdi.

"Benim markam ama ben bu renk giymem."

Seungmin alayla güldü ve yüzünü avuçladı.

"Hyunjin, hah yalana da mı başladın artık pis ve dağınık biri olman yetmiyormuş gibi yalan da söylüyorsun. İyi olmuş o zaman kişilerin kendine çamaşır markası belirlemesi. Aramızdaki yalancıları rahatlıkla bulabiliyoruz."

Hyunjin hâlâ sakindi genelde tartışmalarında seungmin sinirlenip ona kızar hyunjin de iğneleyici sözleri söyleyip çekilirdi ama birbirlerinden nefret ettikleri söylenebilirdi.

"Seungmin ne saçmalıyorsun ya cidden yalancı damgasını da yapıştırdın sonunda artık için rahata ermiştir umarım."

Elindeki çamaşırla odadaki banyoya gidip kendine ait olmadığına emin olduğu çamaşırı kirlilere attı.

Seungmin hâlâ durduğu yerde boş boş bakıyordu hyunjin'e göre, aslında düşünüyordu.

Herkesin oturduğu salona gidip sinirle konuştu.

"Odaların değişmesini istiyorum, yeter odam düzenli ve temiz olacak diye ortalığa çamaşırını fırlatan hyunjin'in pisliklerini toplamak istemiyorum ve aynı odada kalmak istemiyorum."

Chan elindeki telefondan kafasını kaldırıp hemen yanındaki jeongin'e baktı. Hayır anlamında belli etmeyecek şekilde başını salladığımda seungmin'e döndü.

"İsteğiniz reddedildi seungmin bey geçerli bir mazeret değil. Bu evde 8 erkek yaşıyoruz ve herkes eşyasını bir yerlere fırlatıp dağıtıyor."

Seungmin önündeki sehpadan destek alıp oturmuş ve bağdaş kurup sesini ve bakışlarını yumuşatarak konuştu.

"Ya chan hyung en azından belli başlı kurallar koysak."

Uykulu gözlerini ovarak yanına gelip oturduğunda iğrenircesine bakıp hafifçe itmişti.

Hyunjin hafif sarsılırken gülüp sinirini saklamaya çalışmıştı.

Chan düşünürcesine bakıp çocukların dikkatini çekecek şekilde öksürdü ve eliyle masaya oturması gerektiğini işaret edip kendisi de oturdu.

Herkes oturunca pür dikkat seungmin'i dinlemeye başladılar.

"Ya cidden herkes düşürdüğünü alsa, çıkarttığı şeyi kirlilere atsa, yediğini toplasa kalanı çöpe atsa." Sinirle hyunjin'e bakıp burnundan nefes verdi ve yine onlara döndü.

"Bu salak hyunjin'in ortalığa attığı kazağının arasından tavuk çıktığı gibi iğrençliklerle karşılaşmasak, çok daha güzel temiz ve düzenli bir evimiz olur." son cümlelerini söylerken gülüyordu.

Chan ayağa kalktı ve içeri gitti, büyük bir karton ve kalın bir kalem ile dönmüştü.

Kağıdın başına stray kids ev kuralları diye büyük bir başlık atıp sordu.

"Öncelikle tüm iş seungmin'e yıkılmayacak ne de olsa o yapıyor deyip de ortalıkta pis eşyalar bırakılmayacak." özet geçecek şekilde başına yıldız koyup yazmıştı kartona.

"Sonra ise herkes döktüğünü, bıraktığını, yediğini, kıyafetlerini vb. eşyalarını toparlayacak."

Yine yazdığında çocuklara 'anlaşıldı mı?' dercesine baktığında herkes onaylamıştı.

"Ve benim aklıma gelen son şey ise bu evde bağırmak artık yasak, yüksek ses duymayacağım. Evdeki bireyleri biraz düşünün kendiniz de dahil, siz şarkıcısınız sesinize dikkat etmeniz gerek, değil mi?"

Seungmin'e bakıp kesin bir sesle söylediğinde önce o sonra çocuklar onaylamıştı.

Chan ayağa kalkıp koltuğu üzerindeki tamamen boş olan duvara yaklaştı. Cebinden çıkarttığı bant ile kartonu duvara bantlayıp ucundan kalemi astı.

Seungmin chan geri oturduktan sonra hemen koltuğun üstüne çıkıp kartona bir şeyler daha yazmıştı.

"Waow sungmin hyung'un bacakları hep bu kadar pürüzsüz müydü?" demişti jeongin bacağını okşarken. Seungmin'in altında kısa bir şort vardı.

Seungmin jeongin'e bakıp gözlerini kısıp gülmüştü.

"Çok güzel bacaklarım vardır evet biliyorum iltifata gerek yok."

Demişti sırıtarak.

"Ne yazdın?" demişti chan.

Seungmin koltuktan geri inip herkesin başında dikilmeye başlamıştı.

"Herkesin izinli ve boş olduğu gün, yani bugün toplu temizlik yapılacak bu şekilde evimiz daha düzenli ve toplu olur. Hepinizi biliyorum tüm gün evde oturup akşamları bir yerlere gidiyorsunuz o yüzden kalkın bakalım temizlik yapıcaz!"

Herkes seungmin'in söylediklerini onaylayıp ayağa kalkmıştı.

Herkes kahvaltı için önce mutfağa yöneleceği sırada, minhonun seungmin'in kalçasına şaplaklaması ile durmuştu.

Seungmin ufak bir çığlık attığında minho.

"Seungmin senin kalçan hep böyle dolgun muydu?" demişti seungmin'in kalçasındaki eli çekmeden.

İki kişi hariç herkes gülerken hyunjin.

'şimdi ben onun yerinde olsaydım kıyameti koparırdı' diye geçirmişti.

ivet yeni fic hehe ilk 10 bölümü atıcam düşüncelrinizi belirtirseniz sevinirim 😁

conflict/hyunmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin