31

3.3K 242 107
                                    

"Bir daha dene bebeğim. Yapabilirsin"

"Olmuyor! Yapamıyorum"

Iris sinirle bilmem kaçıncı kez düştüğü yerden kalktı ve önüne gelen küçük tutamları hırsla geriye attı. "kendine inanmıyorsun çünkü" dedi ne ara oarada olduğunu anlamadığı Steve.

"Sen ne zamandır oradasın?"

"Bütün sinir krizlerini görecek kadar desem?"

Iris bir şey demeden arkasını dönüp kendine gelmeye çalıştı. Her yapamadığında daha da sinirleniyordu. "Odaklan Iris" derin bir nefes alıp Natasha ve Steve baktı. Kafasını sallayıp ellerinden kızıl sislerini çıkartıp bedenini sarmasını izin verdi. Bedeni yavaş yavaş havalanmaya başladığında zihnini kontrol altında tutmaya çalıştı.

Gözlerini sımsıkı kapatıp kendini sıkmaya başladı. ( Bu kısımı medyadaki şarkıyla okuyabilirsiniz. Türkçe ama olsun dbjjbcjd ben duygulandım bu kısmı bu şarkıyla yazarken)

"Sen kimseyi haketmiyorsun!"

"Sen Stark olmayı haketmiyorsun!"

"Sen anneni öldürdün!"

"Sen katilsin!"

"Senden nefret ediyorum!"

"Keşke onun yerine sen ölseydin!"

Kapalı gözlerinden yaşlar akarken birden bütün kaleyi sanki patlayan bir bombanın sisi gibi kırmızı sisler sardı. Iris yükseldiği yerden sertçe dizleri üstüne zemine düştü. Kuledi kimse ne olduğunu anlamazken bu olayın kaynağını anlamışlardı. Herkes telaşla spor odasına koşarken odada olan Steve ve Natasha sisten hiç bir şey göremiyordu.

Sisler yavaş yavaş dağılırken kalan kişilerde spor salonuna giriş yaparken gördükleri görüntü herkesi afallattı. Iris dizleri üstünde yere çokmüş, elleri yüzünde hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Natasha üzgün bir şekilde Iris'e doğru yaklaşmaya başladı.

"Bebeğim seni bu kadar zorladığımı bilmiyordum özür dilerim. İstersen daha sonraya erteleyeb-"

Iris yüzündeki çökmüş ifadeyle ayağa kalktı ve sürekli akan göz yaşlarını sildi ama nafileydi sürekli yenileri geliyordu. Tony'e baktı, güçsüz ve kısık sesiyle konuştu.

"Sen haklıydın"

Tony'nin de gözleri sulanmıştı. Kızını ilk defa böyle görüyordu ve bu da onun canını acıtıyordu. Anlamayan bir ifadeyle baktı herkes, Tony de dahil.

"Ben katilim" diye fısıldadı. Bu sözle birlikte odadaki herkesin kanı dondu.

"O-o ne demek meleğim?" Dedi titreyen sesiyle Tony.

"Ben kimseyi haketmiyorum" dedi Iris onu umursamayarak. Gözyaşları yeniden hızlanmıştı.

Hıçkırdı. Hızlı adımlarla kapıya ilerledi. "Iris dur!"

İris dinlemeden Spor odasından çıktı. Koşarak dış kapıya ilerledi. Herkes onun arkasından koşarken bir yandan da ismini sesleniyorlardı ama İris kimseyi dinlemiyordu.

"Beni rahat bırakın!"

Hızla kuleden çıktı. Ekip durup hüzünle arkasından baktı. "Yalnız kalmaya ihtiyacı var"

...

Çok fazlaydı.

Bütün bu olanlar ona çok ağır geliyordu.

Sadece on yedi yaşındaydı.

Bunları yaşamayı haketmiyordu.

Omuzlarında koca bir yük vardı. Her ne kadar güçlü durmaya çalışsada zihni buna izin vermiyordu.

Sürekli kabusunu hatırlatıyordu.

Babasının sözlerini..

Bulanık gören görüntüsüyle koşmayı bırakıp yürümeye başladı. Yarım saattir koşuyordu.

Ne olduğunu anlamadan kendisini duvarla bir adamın arasında buldu.

Kapanan gözlerini açıp dibinde duran adama baktı.

Buz mavisi gözler.. çok tanıdıktı.

Gözlerini adamın gözlerinden çekebildiğinde yüzü daha da tanıdık gelmeye başlamıştı. Saçları..

Bu.. bu adam dövüştüğü demir kollu adamdı!



Ee nasıldı?

Benim içime sindi açıkçası.

Evet oylama yapıyorum.

Iris ile Bucky'i shipleyenler?👉

İris ile Steve'i shipleyenler? 👉

İris ile Nathaniel'ı shipleyenler? 👉

Peter'ı hiç yazmıyorum. Onlar bff dkdnkdns

Vote sayısı: 25 oy

Kiraz Çiçeği | Stark DaughterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin