Daha küçücük bir bebekken dünyaya gözlerini açtığında yalnızlığa mahkum edilmişti ama yinede ayakta durmayı başarmıştı.
O, Tony Stark'ın Camelia'sı,
O, Şebek Clint'in bal böceği,
O, annesi yerine koyduğu Natasha'nın biricik kızı,
O, abisi yerine ko...
Iris yatağında sırt üstü yatmış, tavanı izlerken yaşadıklarını düşünüyordu. Baştan özetlemeye çalışsa bu günlerce sürerdi. Hepsi gözünün önünden bir film şeridi gibi geçiyordu.
Babasını çok özlemişti.
Ona burada olduğunu haber vermek istiyordu ama nasıl haber vereceğini bilmiyordu. Tek çare Dünya'ya geri dönmesiydi fakat bu halde gidemezdi.
Tony'nin yanına sağlam ve güçlü bir şekilde gitmek istiyordu.
Kim bilir şu an Tony ne haldeydi? Emindiki Tony şu an kendisini her yerde arıyordu ve çıldırmıştı. Her ne kadar ona kırgın olsada o babasıydı. Nerede olduğunu bilmeye hakkı vardı.
Daha fazla erteleyemezdi.
Neredeyse 2 hafta olmuştu.
Derin nefes vererek yatakta doğruldu ve bacaklarını tutarak yataktan aşağıya sarkıttı. Artık azda olsa bacaklarını hissedebiliyordu, ayakta durabiliyordu ve ufakta olsa adım atabiliyordu.
Ama her ne kadar bunları yapsada Bruce ona kendini zorlamamasını, zaten çok yakın zamanda eskisi gibi olacağını söylüyordu.
Kenardaki katlanmış sandalyesini alarak açtı ve yataktan tutunarak sandalyeye oturdu. Yataktan telefonunu aldı.
Ellerini tekerleklere koyarak ittirmeye başladı. Odanın kapısını açıp dışarıya çıktı ve koridorda durdu. Telefondan saate baktığında yemek saatinin yaklaşmış olduğunu gördü. Tekerlekleri yemek odasına doğru ilerletmeye başladı.
Iris normalde yemeğini odasında yerdi. Odinson ailesiyle yemek istememişti. Çünkü onların biraz ailecek kalmasını istiyordu. Zaten sürekli kendisiyle ilgileniyorlar, ailelerine vakit ayıramadıklarını düşünüyordu Iris.
Yemek odasına girdiğinde masanın başındaki Odin'i onun yanındaki Frigga, Thor ve Loki'yi gördü.
"İyi akşamlar"
"Iris? Hoşgeldin. Buyur gel tatlım. Beraber yiyelim"
Iris Frigga'nın bu nazik teklifini reddetti. Başını iki yana sallayarak gülümsedi. "Teklifin için teşekkür ederim Frigga ama hayır, sağol. Ben buraya sizinle bir şey konuşmak için geldim"
"Tabi tatlım. Konuşabiliriz"
Iris tereddütle ilk Loki'ye ardından Thor'a baktı.
"Ben...Dünya'ya geri dönmek istiyorum"
Bir kaç dakika etraf sessizleşirken Frigga boğazını temizleyerek gülümsedi. "Tabi tatlım. Bu en doğal hakkın. Yanlız, biz istemeden yanlış bir şey mi yaptık yoksa-"
Iris aceleyle konuştu. "Yo yo hayır. Tam tersi bana çok iyi davrandınız, çok yardımcı oldunuz. Bunun için size çok minnettarım. Sadece... Babam beni çok merak etmiştir. Hatta benim tanıdığım Tony Stark etrafı velveleye vermiştir"
Frigga kafasını salladı. "Anladım canım. Ne zaman gitmek istiyorsun?"
"Yarın"
Thor şaşırdı. "Bu kadar erken mi?"
"Evet, artık dönme vaktim geldi"
"Peki, o zaman ben eşyalarını toplamana yardım edeyim canım" dedi Frigga ayağa kalkarken.
"Teşekkür ederim ama gerek yok Frigga. Ben hallederim. Zaten iki üç parça bir şey. Size yeterince zahmet verdim zaten. Afiyet olsun" dedi ve sandalyesini sürerek yemek odasından çıktı.
Iris odasına girdiğinde kenardaki çantaya az olan eşyalarını doldurmaya başladı. O kadar dalmıştı ki arkasından gelen ses ile irkildi.
"Sana çok alışmıştım"
"Bende öyle ama artık gitmek zorundayım"
Loki sıkıntılı bir nefes vererek yatağın üzerine oturdu. "En azından iyileşene kadar kalsan?" Dedi umutla.
"Üzgünüm Loki ama asla anla beni lütfen"
Loki hüzünle kafasını salladı. "Seni sık sık ziyarete gelicem. Ayrıca eğitimlerini aksatmak yok. Tamam mı?"
Iris gülümseyerek kafasını salladı ve sandalyesini ittirerek Loki'nin yanına geldi. Kollarını boynuna doladı ve sıkıca sarıldı. "Her şey için teşekkür ederim Loki. İyi ki varsın"
Loki de kollarını ona dolayarak Iris'in kokusunu içine çekti. "Sen de iyi ki varsın Iris. Benim olmayan kız kardeşim oldun sen"
"Tanıştığımız günü hatırlıyor musun?" Dedi Iris gülerek.
