Kiraz Çiçeği | Stark Daughter

50

Iris ve Bucky'nin yakınlaşıp Peter'ın onları basmasının üzerinden iki gün geçmişti. O gün Peter geldikten sonra Iris hızlıca geri çekilmiş ve sonrasında da köşe bucak Bucky'den hep kaçmıştı.

Şimdi ise bütün ekibin olduğu laboratuvara dığru gidiyordu. Tam içeriye girecekken duyduğu konuşmalarla olduğu yerde durdu. 

"Ultron, Strucker'ı öldürmüş" 

"Suç mahallinde bir duvar resmi yapmış, sadece bizim için" 

"Bu bir sis perdesi"

Iris etrafta gezinen adım seslerini duyduğunda duvarın arkasına geçti. Biliyorduki eğer içeriye girerse kendisini endişelendirmemek adına konuşmayı bitireceklerdi.

"Daha yeni konuşma yapmışken mesaj göndermek neden?" 

Iris bunun cevabını anlamıştı. 

Ultron kendisine mesaj vermek istemişti. 

Bir nevi onu tehdit ediyordu. 

"Strucker, Ultron'un bilmemizi istemediği bir şeyi biliyormuş" dedi Steve. 

"Evet eminim ki... evet Strucker hakkındaki her şeyi silmiş" 

O sadece bir göz boyamaydı! 

"Her şeyi değil"

Bir kaç tıkırtı sesinden sonra yeniden konuşmaya başladılar. "Durun o adamı tanıyorum. Eski günlerden. Afrika kıyılarındaki kara borsada silah işinin patronu"

"Toplantılara katılıp insanlarla tanışıyorum. Ona hiç bir şey satmadım" 

"Lakabbı 'ahbab' sanırım" 

"Evet ve Afrika lehçesinde 'hırsız' anlamına geliyormuş."

"Hangi lehçede?" dedi Bucky. 

"Wakanada? Wakanda"

"Bu adam Wakanda'dan satabileceği bir şeyle çıkarsa.."

"Babanın son kalanları aldığını söylediğini sanıyordum"

"Anlayamadım Wakanda'da ne var ki?"

"Dünyanın en güçlü metali" 

Iris korkudan hızlı atan kalbiyle derin nefesler almaya başladı. "Vibranyum" diye fısıldadı kendi kendine. 

"Nerede şimdi bu adam?" 

Konunun gerisini anladığı için içeriye sanki daha yeni geliyormuş gibi girdi. İçeriye girmesiyle beraber tahmin ettiği gibi oldu. 

Konu değiştirdiler. 

"Günaydın ay parçam. İyi uyuyabildin mi bakalım?" 

Hiç uyuyamamıştı. 

"Evet baba. İyi uyudum" 

Tony gülümseyerek kızını kolunun altına aldı. "Sevindim" 

"Siz ne yapıyorsunuz? Bir şeyler bulabildiniz mi?" 

Steve kollarını göğsünde birleştirerek diğerlerinin oyununa ayak uydurdu. "Evet. Nereye gideceğini tespit ettik. Ondan önce oraya gitmemiz lazım" 

"Ne zaman gidiyorsunuz peki?" dedi herkeste gözlerini gezdirerek. 

"Şimdi gitmemiz gerekiyor bebeğim"