Kiraz Çiçeği | Stark Daughter

81

Unuttunuz mu burayı?

Oy sınırı yine ve yine dolmamış ama isteyenler olmuş. O yüzden atıyorum.

2 Yıl Sonra..

Iris'ın Ağzından

"Hadi ama Leydim, bunun içinde çok güzel duracaksınız" Göz devirdim. "O rahatsız şeyi giymeyeceğimi sana söylemiştim Thor"

"Ama bugün çok özel bir gün, beni kıracak mısınız?" dedi Thor ve masum olduğunu düşündüğü ama aslında tam bir satire benzediği surat ifadesini yaptı.

Hafiften yüzümü buruşturdum. "Şu surat ifadeni silmezsen yüzünün ortasına yumruğumu yersin" Thor göz devirip normal ifadesine geri döndü. Elindeki güzel ama rahatsız edici elbiseyi alarak elime tutuşturdu. 

"Eğer yarım saat içinde bunu giymezsen Loki'ye hançerlerini çalarak kendine koleksiyon yaptığını söylerim"

"bunu yapamazsın!

"Emin misin?" dedi sırıtarak ve kapıyı doğru ilerlemeye başladı. "Tamam! Gİyeceğim, söyleme sakın!"

"Güzel. Yarım saat içinde hazır ol...prenses" 

Makyaj aynasının üstündeki bibloyu laeak Thor'a fırlattım ama o çoktan kaçarak çıkmıştı odadan. "Sensin prenses sarı pipi!"

Oflayarak elimdeki elbiseye baktım ve yatağın üstüne koydum onu. Hazırlanmam için yarım saatim vardı ve benim ilk önce duş almam gerekiyordu. Gİyeceklerimi hazırladıktan sonra kıyafetlerimi çıkarttım ve küvete girdim. Beş dakika içerisinde duş alıp çıkmam gerekiyordu. 

Bugün Asgard'da şenlik vardı. 

Evet Asgard'da. 

2 yıl önce Hela'dan kurtulmak için Asgard, Rangnarok tarafından yok edilmişti ama sonrasında temeller sağlam kaldığı için Halk ve biz canımızı dişimize takarak tekrardan Asgard'ı kurmuştuk ve eskisinden dahaa da güzel bir hale getirmiştik. Tam olarak 2 yıl önce bugün Asgard yeniden kurulduğu için büyük bir şenlik vardı burada. 

Her ne kadar bu şenliği geçen sende yapsak Thor bugün ayrı bir heyecanlıydı. Bir şey sakladığına emindim ama buna kafa yormayacaktım. 

2 senedir ne babamla ne de diğerleriyle konuşuyordum. Sadece Natasha, Clint ve Peter ile iletişimdeydim. Natasha'ya kırgın değildim, bana her şeyi anlatmıştı. Kaçmak zorunda olduğunu ama yine de Clint ile beni uzaktan aradığını, kardeşini ve ailesini bulduğunu, Red Room'u. Başından geçen her şeyi anlatmıştı. 

Bu yüzden ona kızgın değildim. Ama Bucky, Steve ve Sam ile hala görüşmüyordum. 

Hoş nerede olduklarını da bilmiyordum.

Kabul, Bucky'i özlemiştim ama bu ona çok kırgın ve kızgın olduğum gerçeğini değiştirmiyordu. Belki şu an karşıma geçse bana geçerli bir sebep sunsa bile onu affedip affetmemem tam bir muammaydı. 

Duşta çok fazla oyalandığımı farkedip kurulanıp çıktım. Kapımı kilitleyip üstümdeki havluyla birlikte makyaj masamın koltuğuna oturdum ve saçlarımı kuruttum. Yaklaşık on beş dakikada saçımı ve makyajımı yapmıştım. 

Üstüme elbisemi geçirdim ve aynanın karşısına geçtim. Kabul, elbise rahatsız olsada çok güzeldi. Tam benim istediğim tarzdaydı. 

Beyaz, omuzları düşük, yere kadar uzanan tüllü bir elbiseydi. 

(Ayakkabılar, saç modeli, makyaj ve elbise bu)

Kapımın tıklatılmasıyla gözlerimi aynadan çektim. "Leydim, hazır mısın?"

Loki'nin sesiyle kapıya doğru ilerledim. 

Kapının kilidini çevirip kulpu tutarak aşağıya çektim ve kapıyı araladım.

"Sanırım"

Loki'nin gözleri üzerimdeyken dudaklarımı birbirine bastırdım. O hala bir şey demezken elimi hafifçe gözünün önünde salladım.

"Bir şey demeyecek misin?"

Loki irkilerek kendine geldi ve gözlerini kırpıştırdı. "Beyaz bir kuğu gibisin"

Onun bu iltifatıyla dudaklarım iki yana gerilirken bana doğru uzattığı koluna girdim.

"Gidelim mi leydim?"

"Gidelim lordum"

İçimden bir his bu kutlamanın çok da iyi geçmeyeceğini söylüyordu.

Sizce Thor'un bu heyecanı niye?

Oy sınırı neden dolmuyor anlam veremiyorum. Evet oy verenler var onlara çok teşekkür ediyorum ama okuyupta vermeyenler var.

Niye?

Elbet kimse vermek zorunda değil ama emeğe saygı duymak zor olmamalı bence.

Her neyse yapacak bir şey yok.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.

Oy sınırı: 50 oy 30 yorum