Günaydın de

1.7K 252 163
                                    

Beğenin lütfen 🔪

YORUM DA ATIN NOLUR OF

Sabah binadan gelen bağırışlar ile kaşlarımı çattım. Bağırışların azalmasını beklerken daha da artması ile resmen yataktan uçarak çıktım.

Sizce kim bağırıyordu?

Doğru tahmin, Bakugou.

Dün akşam beni, kafama koltuk takımı atmak ile tehdit etmiş ve yaklaşık yarım saatlik bir laf dalaşına girdikten sonra sinir krizi geçirerek balkon kapısını çarpıp odama girmiştim.

Yüzümü soğuk su ile yıkayıp okul formamı giydikten sonra çantamı ve telefonumu alarak odamdan çıktım.

Bakugou ise hâlâ bir yerde bağırıyordu. Sanırım yine Midoriya ile tartışıyordu.

Midoriya ile neden bu kadar tartıştığını anlamıyordum. Buradaki kimseyi sevmiyordum ama Midoriya anladığım kadarıyla saf ve zararsız bir çocuktu. Neyine bu kadar sinir olabilirdi ki?

Merdivenlerden aşağı indiğimde Mina gülümseyen yüzle bana döndü. "Günaydın Yau!"

Duyup duymadığından bile emin olmadığım şekilde mırıldandım, "Sana da."

Buradakiler ile yakın olmak istemiyordum. Buna gerek yoktu. Yapmam gereken tek şey bilgi almaktı. Dabiler saldırı düzenledikleri zaman siktir olup gidecektim.

Kapıya doğru ilerlerken Bakugou mutfak tarafından elinde tava ile bir anda karşıma çıkınca refleks ile tavayı tuttum.

"Ne bok yiyorsun sen?"

"İnsanların kafasında tava kıracağım, senin de kafanda kırmamı ister misin?"

Boş bir ifade ile yüzüne baktım. Bu çocuk neden böyleydi?

Midoriya hızlı adımlarla yanımıza geldi ve aramıza girdi. "Kacchan! Sakinleş!"

Güldüm ve tavayı bıraktım. "Evet Kacchan, sakinleş."

Kaşları iyice çatıldı, "Bana Kacchan diyemezsin. Kimse bana Kacchan diyemez."

"Midoriya diyor."

Gözleri Midoriya'ya döndü, ama bir şey demedi.

Sola döndüm ve kapıdan çıktım.

Midoriya ve Bakugou arasında garip bir bağ vardı. Midoriya'nın Bakugou'ya değer verdiği belliydi ama Bakugou her zaman sinirli davranıyordu. Ama içten içe bazı şeylerde sadece ona izin veriyordu.

Her neyse, bununla uğraşacak vaktim yoktu.

Çimenlerin arasında okula giden yolda yürürken birinin arkamdan seslendiğini duydum. "Günaydın, Nepenthe."

Kaşlarımı çattım ve arkamı döndüm, sarı kafa gülerek bana bakıyordu. "O ne demek?"

Omuz silkti ve bana doğru yürümeye başladı, "Kim bilir?"

Yanıma yaklaştığı an iç çekerek yürümeye devam ettim. O da tam yanımda ilerliyordu.

Sabahın köründe Bakugou'nun bağırışı ile uyanmıştım, bir de sarı kafayla tartışmazdım.

"Günaydın demedin."

"Demem mi gerekiyor?"

"Yani, kibarlık olsun diye denir."

"Demiyorum."

"De."

"Demeyeceğim."

"Desene."

"Hayır."

"Neden?"

"İstemiyorum."

"Dese-"

Adım atmayı bıraktım ve sinirle ona döndüm. "Ya sussana! Sabahın köründe başımı şişiriyorsun!"

Gülmemek için dudağını ısırırken başını hafif yana eğdi, "Günaydın derse-"

Sinirle koluna sertçe vurdum ve hızlı adımlarla okula ilerledim.

Binaya girdiğimde o da hemen peşimden geliyordu.

"Günaydın demedin!"

"YA SİKTİR GİT! SAPIK MIDIR NEDİR YA!"

"Yau! Okulda küfür etme!"

Gözlerim koridor sonunda duran Aizawa senseiye döndü. Tam ağzımı açacakken tekrar kapadım ve başımı eğerek koşarcasına sınıfa ilerledim.

Monoma x Reader (Bnha x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin