Yıldızlar

1.4K 209 91
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

Günler sonra:

Saat gece 2.10 oluyordu. Yarın okul olmasına rağmen hiç uyuyasım yoktu.

Odamdan çıktım ve sessizce aşağı inerek binadan çıktım.

Yurdumuzun yanında büyük bir bahçe vardı. Bahçede bir ağaç vardı, hem de çok büyük bir ağaç.

O ağaca doğru ilerledim ve ağaca tırmanarak en yakın olan dalın üstüne oturdum. Yere en yakın dala oturmama rağmen yerden bayağı yüksekteydim.

Sırtımı ağacın gövdesine yasladım ve bacaklarımı da dala uzattım.

Çok fazla ışık yanmadığı için yıldızlar çok parlak ve güzel gözüküyordu.

Yıldızları izlerken aklıma abimler geldi.

Dabi ile günlerdir neredeyse hiç konuşmamıştım. Shigaraki birkaç kez beni arayıp sormasına rağmen kendisi hiç sormamıştı.

Bana sinirli olduğunun farkındaydım ama kendimi nasıl affettireceğimi bilmiyordum.

Uzaktan ses duyar gibi olunca başımı B sınıfının yurduna çevirdim. Onların da büyük bir bahçesi vardı, ve onlarda da büyük bir ağaç vardı.

Büyük ağaca bakarken aşağısında gördüğüm kişiyle biraz doğruldum. Monoma ağacın dibine oturmuş gökyüzüne bakıyordu. Ama bana hiç bakmamıştı, sanırım görmemişti.

Bacaklarımı kaydırdım ve boşluğa bıraktım, öylece onu izlemeye başladım.

Sarı saçlarının alnına düşmesi, mavi gözleri, gülünce kısılan gözleri ve her sabah, hatta beni gördüğü her zaman bana Nepenthe demesi...

Sanırım onun hakkında ilk kez bu kadar detaylı düşünüyordum.

Yalan söyleyemezdim, yakışıklı çocuktu.

Ağaçtan yavaşça indim ve ona doğru ilerledim.

Onların bahçesine girdiğimde kafasını önüne çevirerek bana baktı. "Nepenthe, burada olduğunu bilmiyordum."

Omuz silktim ve hemen yanına oturdum. Omuzlarımız hatta dizlerimiz bile birbirine değiyordu ama ağacın gövdesi her ne kadar geniş olsa da ikimize rahatça yetecek kadar değildi. Bu yüzden dipdibe durmak zorundaydık.

"Neden uyumadın?"

"Uyuyasım gelmedi. Sen neden uyumadın?"

"Uykum yoktu."

Sessizlik oldu. İkimiz de yıldızlara bakıyorduk.

Sanırım o da yıldızları benim kadar seviyordu.

"Yıldızlar... Çok güzel, değil mi?"

Yüzüme istemsizce bir gülümseme yayıldı. "Evet, öyleler."

"Bazenleri gece bu yüzden dışarı çıkıyorum. Yıldızlar burada çok güzel gözüküyor. Geceleri çok ışık yok."

Kafamı ağaca dayadım, uykum gelmeye başlamıştı.

"Bu aralar neden üzgünsün?"

Anlamsız bir şekilde kaşlarımı çattım, "Ne?"

"Bir şeye üzgünsün."

"Üzgün müyüm?"

"Hadi ama, seni senden daha çok mu tanıyorum?"

"Bilmiyorum... Belki." dediğim şeyi resmen fısıldayarak söylemiştim.

Bir şeye mi üzgündüm? Üzgün olmamı hiçbir zaman umursamamıştım. Bu yüzden artık bunu anlayamıyordum bile.

Ona bu konu hakkında cevap vermek istemedim. "Sen neden dalgınsın?"

"Ne?"

"Dalgınsın. Hep bir yerlere dalıp bir şey düşünüyorsun. Ne düşünüyorsun?"

"Dalgın mıyım?"

Gülümsedim, az önce onun bana dediği şeyi tekrarladım. "Hadi ama, seni senden daha çok mu tanıyorum?"

"Eğer bu kişi sensen..." sesi az  öncekinden daha kısıktı. "Olabilir."

Son kelimeyi fısıldayarak söylemiş gibiydi ama ne dediğini duymuştum. Cevap vermek istemedim.

Çok uykum gelmeye başlamıştı, ama nedenini bilmediğim bir şekilde Monoma'nın yanından kalkıp gitmek istemiyordum.

Aylardır bu okuldaydım. Kendime bile söylemek istemediğim, içten içe bilip inanmak istemediğim bir şey vardı.

Her ne kadar Monoma'ya sinirleniyor olsam da en çok onun yanında rahat ediyordum.

"Hey..."

"Efendim?"

"Uykum geldi."

"Uyuyabilirsin."

"Burada mı?"

Kafasını bana çevirdi, ben de ona çevirdim. Bir elini yavaşça kaldırdı ve sağ yanağıma koyarak kafamı omuzuna yasladı.

"Burada."

Monoma x Reader (Bnha x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin