Seni görmek istedim

1.4K 208 204
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

Günler sonra:

Camımdan garip sesler gelince gözlerimi araladım. Birkaç saniye cama bakınca cama taş atıldığını gördüm ve kaşlarımı çatarak ayağa kalktım.

Ayaklarımı yere sürte sürte cama gittim. Tam açtığım sırada alnıma taş gelmesi ile acıyla alnımı tuttum. "Ah!"

"Hassiktir! İyi misin?"

Gözümü tekrardan açıp aşağı baktım, Monoma aşağıda bana bakıyordu.

"Mal mısın lan sen? Sabahın köründe ne yapıyorsun?"

"Yanıma gelsene."

"Ne?"

"Sıkıldım, yanıma gel."

"Emrin olur paşam ya, başka bir isteğin?"

"Öpücük."

İki elimi kaldırdım ve şak diye ses çıkarken nah çektim.

Gülerek kafasını iki yana salladı. "Uykum yok, saat erken olduğu için sabahın daha ilk ışıkları, sıkıldım... Hadi ama Nepenthe, seni istiyorum."

Kafamı odaya çevirip saate baktım, 6'ydı.

"Geliyor musun? Gel hadi!"

"Geliyorum, bekle."

Dolabıma yöneleceğim sırada tekrar bağırdı. "Balkondan atla!"

Şok içinde ona döndüm. "Kapı var, niye balkondan atlayayım?"

"Daha eğlenceli olur."

"Mal mısın sen? Bir yerimi yaralarım."

"Ben tutarım seni."

Aslında o tutmasa bile kolayca atlayabilirdim. Özgünlüğüm sayesinde bacaklarıma güç verirdim ve bir sorun çıkmazdı.

Ama onun tutması cazip gelmişti.

Bir şey demeden içeri girdim ve yüzümü yıkadım. Daha sonra altıma siyah bol pantalon, üstüme de beyaz body giydim ve telefonumu alarak balkona gittim.

"Beni tutmazsan seni öldürürüm."

"Tutacağım. Bana güvenmiyor musun?"

Balkon demirlerine tutunarak arkasına geçtim.

"Atlıyorum bak."

"Atla işte."

Gözümü kapattım ve kendimi bir anda havaya bıraktım. Birkaç saniye sonra Monoma'nın kollarını vücudumda hissedince rahat bir nefes verdim.

Eğer o tutmasaydı cidden bir yerimi kırma ihtimalim vardı.

Kolları belimi ve bacaklarımı sıkıca tutarken gözlerimi açtım, hafif gülümseyerek bana bakıyordu. "Selam Nepenthe."

"Selam."

"İndireyim mi?"

"İndirmeyip ne yapacaksın?"

"Böyle gelebiliriz."

"Hayır tabii ki! O kadar da zayıf değilim. İndir beni."

"Peki."

Yere indim ve üstümü düzelttim. Yurt bahçesinden çıkıp yola girdiğimizde mırıldandım. "Nereye gidiyoruz?"

"Bilmem."

"Nasıl 'bilmem' ?"

"Bilmiyorum işte."

"E beni niye çağırdın? Sabahın köründe kalktım."

"Seni görmek istemiştim."

"3 saat sonra okul var, görebilirdin zaten."

"3 saat sonra değil, şimdi görmek istemiştim."

Bir şey diyemedim ve başımı önüme çevirdim.

Elimde hissettiğim sıcaklıkla gözlerimi elime çevirdim. Monoma elimi tutuyordu ama parmaklarımızı kenetlememişti. Bir çocuğun elini tutuyor gibi duruyordu.

"Rahatsız olmuyorsun, o zaman tutmamda sıkıntı da yok."

Gözümü elimizden ona çevirdim. "Evet... Yok."

Okuldan çıkmış, çok kişi olmayan caddede sessizce yürüyorduk.

"Yurda yaklaşman yasaktı. Aizawa sensei kameradan görürse kızar."

"Bir şey olmaz."

"Başını belaya sokup durma. Arasaydın da kalkardım."

"O zaman bana küfür edip telefonu kapatıp geri uyuma ihtimalin daha fazlaydı."

Şaşırarak ona baktım, "Salaksın sen."

"Öyle mi?" önüne döndü, "Bir tek sen bana bu kadar çok ve içten salak diyorsun. Senin salağın olabilir miyim?"

"Salak salak şeyler söyleme."

"Bu bir evet mi? Artık senin salağın mıyım?"

Monoma x Reader (Bnha x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin