Monoma x Reader (Bnha x Reader)

Bahane

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

"Camı neden kırdınız?"

"Monoma kırdı."

"Sensei, yanlışlıkla oldu!"

"Kamera görüntülerine bakın! Sinek gibi cama yapışıyor!"

Aizawa sensei derin bir nefes aldı ve bilgisayardan kamera görüntülerine baktı. Monoma bir anda cama yapışıyordu.

Bakugou ile gülmemek için dudaklarımızı ısırırken Monoma ise ne bahane uyduracağını düşünür gibiydi.

Sensei tekrar bize döndü. "Monoma, neden cama yapıştın?"

"Efendim şey..."

Ne bahane uyduracağını çok merak ediyordum. Çünkü bunun mantıklı bir açıklaması olamazdı.

"Böcek gördüm, onu öldürmek istedim."

Bakugou ile aynı anda kahkaha atmaya başladık. Öyle bir gülüyorduk ki gözlerimiz yaşarmıştı.

Aizawa sensei sargılarını kullanarak bizi yakaladı ve ağızlarımızı sargı ile kapattı. Tekrar Monoma'ya döndü.

"Böcek gördün ve cama yapıştın. Öyle mi?"

"Aynen öyle."

"Monoma. Benimle taşşak geçme."

"Ama sensei! Bahane uydurmam gerek, o zaman bahane uydurmama yardım edin!"

"Oğlum bahaneyi bana söyleyeceksin zaten, neden uydurmana ben yardım ediyorum?"

Sargılar ağzımı kapamasa hâlâ gülüyor olurdum. Bakugou'da aynı şekildeydi.

Aizawa sensei iç çekerek sargılarını bizden çekti. Tam gülmeye devam edeceğimiz sırada tehditkâr gözlerle bize baktı. "Gülerseniz. Ağzınıza. Sıçarım."

Aynı anda başımızı eğdik, "Tamam efendim."

Daha sonra tekrar Monoma'ya döndü. "Sen benim başıma bela mısın lan?! Her bok senin başından çıkıyor!"

"Öyle demeyin! Birkaç bokta Yau'da vardı!"

"BANA NİYE SUÇ ATIYORSUN LAN?!"

Gözleri bana döndü, "Yediğimiz bokları paylaşmamız gerek."

"Yanına bir de çiş iç, mis gibi olur biliyor musun?" Bakugou'nun dediği iğrenç şey ile yüzümü buruştururken Aizawa sensei sargıları ile onu boğmaya başladı.

"DELİRTMEYİN BENİ!"

Burun kemerini parmakları arasına alarak sıktı. "Çıkın odadan. Bir daha gözüme gözükmeyin."

"Ceza almıyorum muyum yani??"

"Bok almıyorsun! Bir daha A sınıfı yurduna yaklaşmayacaksın!"

"Ama efendi-"

"Monoma! Sevgilin falan mı orada oğlum neden hep oraya gidiyorsun?"

Sessizlik olunca ona döndüm. Gözlerimiz kesiştiği an tekrar senseiye döndü. "Bu ilk gelişimdi ama..."

"Sapık gibi yurdu izliyorsun her zaman! Görmediğimi mi sanıyorsun?"

"Öylesine bakıyorum efendim..."

"Tamam! Çıkın hepiniz!"

Sessizce arkamızı döndük ve kapıdan çıkarak arkamızdan kapadık.

"Her seferinde başımız belaya giriyor amına koyayım."

Bakugou'nun dediği şeyi başımı sallayarak onayladım. "Daha dün başım belaya girmişti zaten..."

Bana döndü, "Dün ne oldu lan? Doğru düzgün anlatmadın."

"Nepenthe ile köpük banyosu yaptık."

Monoma'nın dediği şey ile kafasına vurdum. Bakugou ise hâlâ anlamsız bir ifade ile bize bakıyordu.

"Yani, seviştiniz mi?"

"Ne? Hayır!"

"Olabilir aslı-"

Elimle Monoma'nın ağzını kapadım. Gülümsediği belliydi, gözleri kısılmıştı. İç çekerek Bakugou'ya döndüm.

"Spor salonunu temizlerken bu mal sabunlu suyu yere döktü. Sonra düştü, sonra onu kaldırayım derken ben de düştüm. Sonra zar zor oradan çıkıp hortum ile baştan aşağı kendimi yıkadım. Sonra arkamda birini hissettim, Monoma sanıp suyu direkt oraya tuttum. Sonra bir baktım Aizawa sensei."

Bakugou birkaç saniye garip bir ifade ile ikimize baktı ve karnını tutarak haykırmaya başladı.