Kesinlikle 7'de bir uğursuzluk var. Lanetli gibi bir şey bu 7. bölüm. Bu hikayeyi yıllar önce yazarken de 7. bölümden sonrası bir şekilde gelmemişti. Şimdi de 7'den sonrasını yazmakta zorlandım. Ama neyse ki bu sefer zor da olsa devamı geldi. Umarım laneti kırmışımdır. :D
Bol 7'li bir açıklamadan sonra umarım beğenirsiniz diyor ve sizi gerçekten upuzuuun bir bölüm ile baş başa bırakıyorum.
İyi okumalar. (:
***
"Lütfen, şuraya gelip oturur musun?" diyen Mehmet'e olumsuzca salladım başımı. Kapı önünde durmadan bir ileri bir geri adımlıyordum.
Aklım bu kapının ardındaki kızımdaydı. Akşam yemeğinden sonra huysuzlanmaya başlamıştı Ela. Bir süre sonra da ateşi çıkmıştı. Soğuk bezlerle ateşini düşürmeye çalışmıştım ama fayda etmemişti. En son derecede 39'u gördüğümde bize hastane yolları gözükmüştü. Havale geçirmesinden endişelenmiştim artık.
Saat 9 olmuştu ve Selim'lerin yokluğunda bir tek Mehmet'ten yardım isteyebilirdim. O da da sağolsun yardım isteğimi geri çevirmemişti.
Apar topar hastaneye geldiğimizde kızımı hemen acile almışlardı. Çok fazla müdahele edip doktorların işine karıştığım için de kapı dışarı edilmiştim.
Hastane koridorundaki saate çarptı gözüm. Saat neredeyse 10 olmuştu ve son 10 dakikadır kapının ardında kızımdan haber bekliyordum.
Durumlar aynı olmasa da aklım ister istemez Ela doğduktan sonra küvözdeki zamanlarına gitmişti. Ufak bir ateşlenme diyip geçiştiremiyordum. Korkuyordum ona bir şey olacak diye.
Oturduğu banktan kalkıp yanıma geldi Mehmet. Destek verircesine koluma dokundu. "Sakin olur musun biraz?" dedi telki eden bir sesle. "Doktorlar müdahele ediyor, ateşini düşürecekler ve Ela'yı da alıp döneceğiz. Bir şey olmayacak korkma,"
"Elimde değil Mehmet. Korkuyorum. O benim tek ailem, ona bir şey olmasın."
Canımdı o benim, canımın canı hiç acımasın istiyordum.
Açılan otomatik kapıdan az önce Ela'ya bakan doktor çıkmıştı. "Kızım nasıl?" diye sordum hemen yanına gidip.
"Gayet iyi durumda, ateşini düşürdük. Zamanında müdahale ettiğimiz için bir sorun yok. Sizin de söylediğiniz gibi kızınızın diş çıkarma dönemi şu an. Zaman zaman ateşi yükselecektir. Bugün olduğu gibi 38 dereceyi geçerse tekrar hastaneye gelmenizi tavsiye ederim,"
"Çok sağolun doktor bey," dedim minnetle. "Kızımı görebilir miyim?"
"Evet şu an görebilirsiniz," dedi. "Kayıt işlemlerini yaptıktan sonra da çıkış işlemlerini yaptırmalısınız," diye de ekledi imayla. Geldiğimizde saatin geç oluşundan dolayı acil boştu ve sıra olmamasını fırsat bilerek kayıt işlemlerini es geçmiştik.
Doktora işlemleri halledeceğimi söyleyerek Mehmet'i ardımda bırakıp müşahede odasına girdim. Kızım sedyenin küçücük bir kısmını kaplıyordu sadece. Yanına vardığımda başında duran hemşire tebbesüm ederek ayrıldı yanımızdan. Bir süre önceye kadar ağlamaktan bir hal olan kızım sakince yatıyordu şimdi. Gözleri kızarıktı hala. O kadar ağlamaya bu azdı bile.
Hemen bacağına yapıştırılmış olan yara bandı çekti dikkatimi. "Ah benim küçüğüme iğne mi yaptılar?" dedim içim acıyarak. Sanki bana cevap verir gibi sesler çıkardığında gülümsedim.
Kızımın üzerini giydirip koridora çıktığımızda Mehmet elinde benim telefonum ile bekliyordu. Telefonumun neden onda olduğunu anlamaya çalışarak baktım ona. "Ali diye biri aradı," dedi merakımı gidererek. Gidermez olaydı! "Başta açmayacaktım ama çalmaya devam edince bu saatte önemli bir şeydir belki diyerek açtım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana İhtiyacım Var
RomantizmZeynep & Ali *** Yanımıza gelen Mehmet'e sinirle bakış atıp bagajın kapağını hızla indirdiğinde bana döndü. "Sana bir daha karşıma çıkma dedim. Dinlemek istemiyorum seni." "Bak her şeyi yanlış anlıyorsun. O adamın söyledikleri gibi değil hiçbir şey...