Selinden
Gözlerimi açtım çıkan güneşe gözlerimi kısıp baktım.Güneş her olumsuzluğa rağmen doğmaya devam ediyordu.Tıpkı benim her kötü şeye rağmen yaşamaya devam ettiğim gibi.Tabi buna yaşamak denirse.Sayi ben yaşıyor muydum?kendi düşüncemin önemi olmadığı başkalarının dediği şekilde yaşadığım özgürlüğümün kısıtlandığı bu hayata yaşamak denir miydi?
Yataktan hızlıca çıktım maalesef o adam ile yatıyordum.Her gün o yatağa onunla birlikte giriyordum.Bana asla dokunmamıştı ama bu dokunmayacağı anlamına gelmiyordu.Benimle zorla evlenen bir adamdan bahsediyorduk.Banyoya girdiğimde hala zihnimde düşünceler mevcuttu.İnanmış mıydı acaba asya?içimdeki son umudum da gitmişti aslına bakarsanız.Ona seni seviyorum demiştim çünkü ondan yardım istiyordum.Bunu anlamış olacak ki bize yemeğe gelmişlerdi.Ama atladığı bir şey vardı.Bunu ardaya söylemişti.Arda Onun bildiği gibi iyi bir insan değildi.Arda asıra söylemişti asır da bana birsürü tehdit savurmuştu ve biz yine yalan evliliğimize devam etmiştik.Nasıl yaparım bilmiyordum ama Asya'ya yardıma ihtiyacım olduğunu söylemek istiyordum.Ama korkuyordum çünkü diğer hatamda babam hayatta olmayabilirdi.Bugün kahvaltıya annem gelecekti.Asırı zor ikna etmiştim çünkü annem benim özlemim ile yanıp tutuşuyordu ve biz onunla sadece bir gün görüşmüştük.Ona da mutlu evli bir kadını oynayacaktım.Herkes oynadığımız onlar için basit ama benim için zor olan oyunu.
Ama en zoru de şuydu...
Yiğit..yiğite oynamak zorluyordu..Onu severken kalbim hala onun için atarken kalbimde hala taht kurmuşken onun önünde asıra aşık bir kadını oynamak beni çok zorluyordu.
Kıyafetlerimi giyip banyodan çıktığımda asır hazırlanmış ve parfüm sıkıyordu.Onu es geçip ayakkbılarımı giydim ve koltuğa oturdum."Selin umarım bir daha hata yapmazsın çünkü sana yemin ederim hayatta sevdiğin kimseyi bırakmam şimdi annen gelecek ve ona herhangi bir ima veya mesaj vermeyeceksin anladın mı?"
Yavaşca kafamı salladım.Bunlar her gün duyduğum ve alışık olduğum tehditlerdi.
Aşağıya indiğimizde herkes masadaydı.Emir bey,sezen hanım ve Cansu.Cansu hiç bir şey bilmiyordu bunun nedeni ise bana düşman olması ve herkese söyleyebilme ihtimaliydi.Ama sezen hanım biliyordu.Emir bey ona çok güveniyordu ama bana göre parası için evlenen bir kadından başka bir şey değildi.Ama yinede mirasın çoğunluğu asırdaydı.Ve otomatik olarak da benim.Bu durum biraz sezen hanımı hoşnut etmiyordu.Ama asıra bir şey demeye cesareti yetmiyordu.Ama miras benim umrumda bile değildi.Tek istediğim bu evden ve bu insanlardan kurtulmaktı.
Zil çalınca içeriye ayhan bey ve annem girdi.Anneme sıkıca sarılınca ikimizde ağlamaya başlamıştık.Asır beni dikkatlice süzüyordu.Yine mesaj vereceğimden şüpheleniyordu.O kadar göz önünde mesaj verecek kadar salak değildim.Ama aslına bakarsanız nasıl mesaj vereceğimi bile bulamamıştım.Onu geçtim kime verecektim?Asya'ya mı tekrar?tekrar hiç sanmıyorum.Sofraya geçince hala gergindim mutlu olmaya çalışıyordum.Annem anlamasın diye ama annem yine de anlamazdı.Son zamanlarda onunla çok uzaktık.Beni tek anlayan babamdı.Onun da elinden bir şey gelmiyordu.
"Bizim bu kızlar da evlenmeye Dünden razı biri kaçtı evlendi diğeri de ortalıktan kayboldu geldi evlendi"
Bir kahkaha atınca ona ters ters baktım.Komik miydi şimdi?Masadaki kimse tepki vermeyince bozularak yemeğine devam etti
"Okula devam ediyor musunuz"diye soru sordu bu seferde.Ama asır oralı değildi.İnsanlarla pek muhatap olmayı sevmiyordu
"Evet üniversiteden devam ediyorlar"