Asır ile arabaya binerken asyalara veda ettim.Asya arda ile giderken Melisa da Aras ile motorla gitmişti.Kafamı cama koyup dışarıyı izledim.Aklımdan yiğitin büşranın elini tutması, sevgiliyiz demesi çıkmıyordu.Ama ona kızmıyordum kızmaya hakkım yoktu zaten ondan ben istememiş miydim Böyle olmasını?Eve değilde başka yerlerden gittiğimizi anlayınca kaşlarımı çatıp ona döndüm.
"Nereye gidiyoruz"dedim bıkkınlığımı sesime yansıtarak
"Karımla vakit geçirmek istiyorum"göz kırpıp önüne dönünce ben de önüme döndüm.Asırla nasıl vakit geçirebilirdik ki?insanların karnını bıçakla çizmek, uçurumdan arabayı düşürmek falan mı?
Araba durunca etrafıma bakındım.Burda ne işimiz vardı anlamıyordum.Kafamı yana yaslayıp ona döndüm
"Asır halim yok eve gidelim lütfen"
"Hayır hadi in"diyerek inince bende arkasından indim ve yavaşca ve hoşnutsuzca yanına gittim.Elini uzatınca gözlerini devirip tam tutunca çekti ve elleri belime sardı.Evet kocam bana sarılıyordu ama ben rahatsız oluyordum?neden çünkü benim kocam bir ruh hastasıydı.
"Selin"dedi gözlerimin içine bakarken
Size ne yalan söyleyeyim asırın gözlerine bakınca hep karanlık görüyordum tehlike duyuyordum ama bana bakınca bakışları farklıydı sanki kedi yavrusu oluyordu ve başka kimliğe bürünüyordu."Sana yalvarırım bir gün ya sadece bir gün gerçek bir karı kocaymışız gibi vakit geçirelim?"evet arkadaşlar asır bana yalvarıyordu.Asır gibi biri bana yalvarıyordu.
"Selin bir çok şey yaptım sana zarar verdim ailene zarar verdim ama hepsi Sadece beni sev diye "
"Evet bu yaptıklarından dolayı sana aşığım herneyse ne yapacaksan yapalım ve gidelim "diyerek yürümeye başlayınca o da yanımdan yürüdü.Büyük bir yatın önünde durunca ne yalan söyleyeyim ağzım açık kalmıştı.İlk defa yata binecektim her ne kadar yanımda asır olmasından mutsuz olsam bile yata bineceğim için heyecanlıydım.elimi tutup çıkmama yardım edince bir şey diyemedim çünkü sakar ben kesin denize falan düşerdim.Elini bırakıp etrafı incelediğimde ağzım açık kaldı.Ev gibiydi resmen bizim eski evimizden bile güzeldi.Dışarıda güzel bir yemek kurulmuştu ve masa güzel gözüküyordu.Masanın üstünde yok yoktu ve acıkan ben buna hayır diyemezdi.Masanın üstündeki güller de dikkatimi çekmişti hani.İçeriye girince 2 tane siyah koltuk ve bir televizyon karşıladı.Ortada da yine aynı tonlarda sehpa ve bir kaç çerçeve vardı.Mutfak tezgahı ve küçük buzdolabına da bakarken asırın sesi ile ona döndüm
"Kıyafetlerin ile rahat edemezsin diye bir kaç bir şey aldım aşağıda odada umarım olur"
Kafamı sallayarak gösterdiği yere ilerledim.Bir küçük merdiven vardı ve aşağıda da kapıyı görmüştüm.Kapıyı açıp girince beni çift kişilik geniş bir yatak karşıladı.Dolap ise Aksine küçüktü.Dolabı merakıma yenik düşerek açtığımda bir kaç tişört ve sweatshirt den başka bir şey yoktu.
yatağın üstündeki kıyafetleri aldığımda siyah iç çamaşırı görünce gözlerimi kocaman açtım ve elime aldım.Bedenime tam uyuyordu.İyi ama asır bunu nasıl biliyordu? önünde hiç soyunduğumu hatırlamıyordum.Onu yatağa tekrar atıp aldığı bol beyaz tişört ve pantolonu giydim.Bilerek bol almıştı asla ve asla dar ve kısa şeyler giydirmezdi.Üstümğ giyip iç çamaşırları dolaba attım çünkü benim iç çamaşırım zaten içimdeydi.Boşu boşuna masraf