RU-BANU 1.bölüm

9.6K 265 3
                                    

Ben
Rubanu Korkmaz.
Babasının asi inatçı keçisi, annesinin prensesi, abisinin kıymetlisi.....

Çocukluğumdan beri Anestezi doktorluğuna heves etmiş ve bu yolda ilerlemişdim.
İstanbul Bilgi Üniversitesinde Anestezi Teknikerliği eğitimimi tamamlamış Doktor olabilmek için, sınavlara hazırlanıyordum.

Babama göre deli saçması işlerle uğraşıyordum, abime göre çok güzeldim manken yada oyuncu olmalıydım ve hayatımın en güzel yıllarını boşa harcıyordum. Annem ise hep oku prensesim ben gibi evde boş oturma diyordu......

Hayatıma dair bütün planlarımı o kara gecede bıraktım...
Annem babam abim ve ben bir aile dostumuzun oğlunun düğününe giderken. Aracımız silahlı kişiler tarafından tarandı.
Gözümü açtığımda omzumda bir yanma vardı, kendime geldiğimde her yer karanlık sadece ilerde ki sokak lambası yanıyordu.

Anne baba diye bağırmaya başladım. Kimse cevap vermiyordu.

Arabanın kapısını açıp aşağıya indim. Ön tarafa bakdığımda arabanın camında milyonlarca delik vardı. Ön kapının kolunu tutup açtım babamın ve abimin delik deşik olmuş bedenlerini gördüm, çığlık atarak babama uyan baba diye yalvarıyordum.

Babam çoktan ölmüştü buz gibiydi abimin kapısına koşarak, kapıyı açtım onuda sarstım ama oda soğumuştu.

Arka kapıya dönerek annemin kapısına asıldım , anne anne dediğim anda annem gözlerini aralayarak gözlerime baktı göğsünde vücudunun belirli yerlerinde delikler vardı kollarından tutarak onu aşağıya yola çektim.

Çantamdan telefonu bulup ambulans çağırdım anneme ne olur ölme diye yalvarıyor deliklere tampon yapıyordum.

Annem kısılmış sesinle elime yapışıp "beni iyi dinle Rubanu bana bir şey olursa,"
" Hayır anne olmaycak kurtulacaksın"

"Bana bir şey olursa Gülsüm Ulukaya ya sığınmalısın. Akfırat köyüne git kime sorsan sana yerini gösterecektir.
Sakın kimseye güvenme sadece ve sadece ona git. Ondan başkası sana yardım edemez bize kıyanlar seni yaşatmaz "
Ağlamaya hatta hıçkırmaya başladım.
" anne yalvarırım ölme" diye ağlıyordum.....

Kulaklarımda ki "hanfendi duyuyormusunuz Rubanu Hanım beni duyuyorsunuz?" diye bağıran bir erkek sesi duyuyordum,ve gözüme dolan ışıkla kör olmak üzereyken kafamı sallayarak uyandım.

Beyazlar giymiş yaşlı bir doktor bana, bende ona bakıyordum etrafa bakındım hastane odasındaydım.

Odada 2 tane de polis vardı "Neredeyim ben ne kadardır burada yatıyorum?" diye doktora sorduğumda, doktor "ikinci gününüz.
Ama artık uyandırmamız gerekiyordu ifade vermeniz gerekliymiş" dedi.

Polislerden biraz daha yaşlıca olanı yanıma gelip.
"Geçmiş olsun ve başınız sağolsun Rubanu Hanım aileniz adına çok üzgünüm" dediğinde, gözlerimden sicim gibi yaşlar akmaya başladı, sadece kafamı sallayarak onayladım.

Annem babam ve abim ölmüşlerdi, ama kim bizden ne isteyebilirdi ki babam kendi halinde gıda işi ile uğraşan bir insandı abim ona yardım eder, annem de ev hanımı bize düşmanlık gösterecek silahla saldırıp öldürecek ne kanlımız ne de düşmanımız yoktu.

Polis kimlerin yaptığını gördünüz mü diye sordu sadece kafa salladım çok karanlıktı bir anda önümüzü kesip ateş etmeye başladılar.
Gözlerimi kapatıp koltuğun arkasına eğildim sonra sanırım vurulmuşum ve bayılmışım.
Gözlerimi açtığımda babam ve abim ölmüşlerdi, annem de ağır yaralıydı ambulans çağırdım sonra zaten yine bayılmışım kimin yaptığını ve neden yaptığını bilmiyorum.

Amcamlara haber verdiniz mi??? dediğimde polis memurunun kafasını yere eğmesine anlam vermemiştim.

Tekrar sordum amcamlara haber verdiniz mi telefonumu getirirmisiniz amcamları aramak istiyorum dedim.

Polis memuru çok üzgünüm Rubanu Hanım amcanız ve halanızda evinde silahlı saldırı sonucu vefat etmiş şu anda 1. derecede akrabanız bulunmamakta dediğinde.

Gözlerim biber dökülmüş gibi yanmaya kalbim sıkışmaya başladı. Nasıl yani bize ateş edenler gidip amcamları. Halamıdamı öldürmüştü.

Doktor yaranız ağar değil tek kurşun omzunuzu sıyırıp çıkmış o yüzden istediğiniz zaman taburcu olabilirsiniz dedi.

Ben neyin içindeydim nasıl bir kabusdu bu gıda işi yapan bir insanı silahla tüfekle öldürmekte neydi. Polisten telefonumu istedim. Bir kaç arkadaşımı aradım hepsi ya işdeyim yada şehir dışındayım diyordu. Ne oluyordu bu insanlara en yakın arkadaşım bile telefonuma buz gibi cevap vermişdi.

Kapı açıldı içeri 40 yaşlarında bir adam girdi. Merhaba kızım ben Davut annenin çok yakın Bir arkadaşının kardeşiyim seni çıkarmaya geldim dedi. Merhaba Davut Bey ama ben sizi tanımıyorum ve annemin genelde çok yakın arkadaşlarını tanırım siz kimin kardeşsiniz.
Gülsüm Ulukaya...... İsmi duymamla şok oldum, ben onu bulmadan o beni bulmuşdu........

RU-BANU  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin