"Yani şimdi aynı yerde çalışıyorsunuz?"
"Aynen"
"Cenabetsin"
"Siktir git Cenk"
"Can, buraya bak" Zeyno üçüncü kere tekrarlatmıştı ve hala inanamıyordu.
"Şimdi siz ikiniz, hep aynı mesai diyorsun"
"Evet kızım neyi anlamadın? Sikik kaderimi ben kabul ettim, sen neyi zorluyorsun?"
Keyifli bir kahkaha attı. Şimdi sıra hepimizi merakla izleyen Serdar'a gelmişti.
"Abi o zaman bu Burcu da gelir senin oraya artık"
"Ya saçmalama" dedim ama bu ihtimali hiç düşünmemiştim. Alakam olmayan bir karı yüzünden alakam olmayan bir adam bana kafayı takmıştı. Off of.
"Neyse Allah aşkına kapatın konuyu, beynim sikildi. Ders notlarını alabildiniz mi Hüseyin'den?" diye sordum ama kimse oralı değildi.
"Geldi seninki" Cenk'in sesiyle gözlerim kapıdan içeri giren Burak'a yöneldi. Hay sikeyim!
Kendi kendime göz temasında bile bulunmayacağıma yeminler ettiğim uykusuz gecenin ertesinde ilk karşılaşmamızda yine kitlenmiştik.
Kapının önünde bir şeyler konuştuğu Alp'ten bakışlarımı üzerinde hissetmiş gibi bana dönen Burak bir kaç saniye sonra tekrar öbür tarafa döndü. Bense yeminli müşavir gibi onu izlemeye devam ediyordum.
"Bu tipe dikkat et Can" dedi Baran bilmiş bilmiş.
"Noldu Baranım, kızların dikkatini dağıtıyor diye mi küstün sen yeni çocuğa?" diye sordu Zeynep.
"Ne diyorsun lan!" kaşlarını çatarak devam etti "Ne alakası var? Adam yakışıklı dedik. İnsana benzettik başta. Abartmamak lazım. Ama orospunun evladı çıktı. Şu triplere bak. Dışardan baksan böyle normal bir insan gibi görünüyor. Gülseren naber?" üstün bir yetenekle doğmuştu herif. Ne zaman bir hatun radarına yakalansa, böyle bir adaptasyona şahit olduğunuz için kendinizi şanslı hissederdiniz.
"Abi ayakta alkışlıyorum" Zeyno gerçekten ayağa kalkıp alkışlıyordu, Baran ise çoktan yanımızdan ayrılmış, Gülseren'in masasına adımlamış ve kısık sesle bir şeyler anlatmaya başlamıştı bile.
Zil çalmak üzereyken herkes yerlerine geçti. Aylin ve Burak kendi sıralarına geçip oturduklarında ben dışarıyı izliyordum. Edebiyat dersi, hocanın hiç anlamadığım şeyleri anlatmasıyla geçiyordu. Ben kendi hayal alemime bile dalamadan, her defasında Burak'ın ensesinde dolaşırken bulduğum gözlerimi, sinirle başka bir yere çevirmeye çalıştım. Kafamı o kadar karıştırmıştı ki, gözümü adamın ensesinden bile alamaz olmuştum. Hafif yana döndüğünde, kusursuz burnunu sergileyen profiline bakıp oflayarak Zeyno'ya döndüm. Ve hocaya yakalanmamayı umut ederek kulağına doğru eğildim.
"Şu kız vardı ya hani, senin mahallenden Sezgi"
"Ezgi" diye düzeltti beni.
"He onu diyorum işte. Tamam bir buluşma ayarla sen"
"Ne alaka oğlum, nerden geldi aklına?"
"Ayarla işte"
"Yüz kere yalvardım sana, üzerinden ay geçti. Kız sana hasta dedim. Yok dedin. Şimdi noldu birden?"
"Ya ayarlayacak mısın ayarlamayacak mısın, ne uzatıyorsun?" bunu ben bile neden yaptığımı bilmeden ne açıklayacaktım?
"Of tamam kızma ayarlarız" rahatlayarak arkama yaslandım. Rahatlayarak derken yanlış anlaşılmasın.
Zil çalıp ders bittiğinde ve herkes sınıftan çıkmanın telaşıyla ayaklandığında Burak bana döndü.
"Ne bakıyorsun?" yalnızca onun duyacağı şekilde mırıldanmıştım bu sefer. Olay çıkarmak istemiyordum. Zaten Serdar Cenk'in sırtına atlamıştı ve yan taraf Zeyno'nun da katıldığı bir curcunayı ağırlıyordu.
"Rahatsız mı oldun?" dedi sırıtarak. Evet rahatsız olmuştum. Dengesizliğinden değil ama yalnızca. Bir de saçma bir şekilde adamı durmadan izleyen kendimden rahatsız olmuştum. İçimde git gide büyüyen bu güvensizlik hissinden rahatsız olmuştum. Sikik bir mıknatıs mı vardı aramızda, gözlerimi oyup çıkarasım geliyordu ve evet sonuç olarak bok gibi rahatsız oluyordum.
"Konuşma" dedim, kısa kesip atma umuduyla. Gerçekten benden uzak duramaz mıydı?
Çantasını toplama bahanesiyle tüm vücudunu bana çevirdi. İkimiz de aramızda yalnızca sıranın koyduğu mesafeyle birbirimize bakıyorduk ara ara.
Tüm eşyalarımı çantama tıkıştırıp aceleyle arkamı dönüp gitmek üzereyken, sesi kulağıma ilişti.
"Sizin gibiler kızlarla yapabiliyor muydu?"
*****
Evet kısa bölüm ama ve sanırım ve umarım :) bir sonraki bölümü Burak'ın ağzından anlatacağım. Bazı noktaların (çok minnak noktaların) anlam kazanması açısından :)
öperek bye
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret
RomanceBir zaman makinasına ihtiyacım vardı. İki üç dakika önceye gidip o kelimelerin çıktığı ağzımı hiç açmamış olmak istiyordum. O yatakta ona sarılan kollarımı kesmek. Ona aşık olan sikik kalbimi parçalara ayırmak Onu o okul bahçesinde gördüğüm ilk anı...