Karışamama veya akıl karışması arasında bir yer

1.4K 117 30
                                    

Hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşamıştım. O içerde duş alırken, benim hala mal gibi tavanı izleme sebebim de sanırım buydu. Kalbim, beynim, ruhum karma karışıktı. Bir insan aynı anda hem bu kadar gergin hem bu kadar mutlu nasıl olabilirdi aklım almıyordu. O banyodan çıkmadan, evden koşarak kaçmak istiyordu bir tarafım. Bunun tek nedeninin tekrar bana bok gibi davranma ihtimali olduğunu biliyordum. Ama bir tarafım da, o, banyoya gitmek için sessizce yataktan kalktığında hissettiğim yoksunluk ile çalkalanıyordu. Post modern bir delirme eşiğindeydim sanırım. Yarım saat öncesine kadar aramızda yaşananları tekrar tekrar aklımdan geçirirken, alt tarafımda yine bir kıpırdanma olması karşısında yüz üstü döndüm yatakta. Onun tarafındaki yastığı çekip, yüzümü olduğu gibi kokusuyla dolu olan yumuşaklığın içine gömdüm. Salak gibi çarpan kalbim, sızlayan aletimle derin nefesler alıyor, bir yandan şu sonu gelmeyen erekte halden sıyrılmak veya arkasından banyoya dalarak onu fayansa dayamak istiyordum. Ki bu kaos düşüncelerin bir adım gerisinde asıl ürkütücü olan şey ise, onun ne hissetiği ile ilgili en ufak bir fikrimin olmamasıydı.

Bana bakarken, aletimi tutarken, parmaklarım ağzındayken, dili boğazımdayken her şey o kadar gerçekti ki, yine de tek kelime etmeden kalkmıştı yataktan ve benim tüm ihtimalleri doğru bir şekilde değerlendirmem, ayrıca onu ürkütecek bir hata yapmamam gerekiyordu.

Kendimle ilgili kısmı sonra düşünmeye karar vererek, yastığa daha sıkı sarıldım. Yüzümü yan tarafa çekilip ciğerlerime doğru düzgün hava gitmesi için gerekli boşluğu bıraktım. Huzur ve uyuşukluk yavaş yavaş, tedirginliğe üstün gelmeye başladığında, duyduğum sesle irkildim.

"Kalk duş al" yüzüm diğer tarafa dönüktü. Soğuk sesini duyduğumda gözlerinin de aynı şekilde bakmamasını umarak ve korkarak ona doğru döndüm. Yanağım hala yumuşacık yastığa gömülü bir şekilde, açıkta kalan tek gözümle baktım karşımda belinde yalnızca beyaz bir havlu ile dikilen sanat eserine. Abi bir insan nasıl bu kadar seksi olabilirdi, kafayı yiyecektim. Su damlaları göğsünün üstünden usulca belinde asılı olan havlunun çizgisinde kaybolurken, gözlerimi göğüs uçlarından, göbek deliğinden, gözlerine çıkaramıyordum. İstemsizce dudaklarımı yaladım. Ve bacaklarımın arasında biraz daha hareketlenen penisimin kendine gelmesi için taşla ezmem gerekecekti sanırım.

O da bunu fark etmiş olacak ki, küstahça gülümsedi suratıma.

"Doymadın hala. Kalk soğuk bir duş al" istemeye istemeye doğruldum yataktan. Bacaklarım yerle buluştuğunda hala gözlerimi kırpmadan onun yarı çıplak bedenini izliyordum.

"Salyan akıyor" kendi sesimi kaybettiğim için hala tek cümle çıkmamıştı ağzımdan. Elim refleks olarak ağzımın kenarını bulduğunda kıkırdadı o da.

"Salaksın sen"

"Sen de-" dedim tırtıklı sesimle ama tamamlayamadım. Seksi, taş, ağız sulandırıcı, yenilesi, bu adamı sabaha kadar izleyebilirdim sanırım.

"Ben de?"

"Git üstünü bir şeyler giyin Burak, yoksa"

"Yoksa?"

Gülerek kafamı iki yana salladım. Piç resmen benimle dalga geçiyordu. Gözlerimin içine bakarak elini belindeki havluya attı. Öyle yoğun ve istekli bakıyordu ki, ağırca havlunun içeri soktuğu ucunu dışarı çıkardı. Ben ise büyülenmiş gibi gözlerimi kırpmadan izliyordum bu sahneyi. Sonra yine işkence gibi ağır hareketlerle havlunun ucundan tutarak açmaya başladı. Bakışlarının aynı şekilde üzerimde olduğunu hissetsem de, gözlerimi biraz sonra yere bıraktığı havludan sergilenen yarı sertleşmiş erkekliğinden çekemiyordum. Zorlukla yutkundum. Bana doğru bir adım attığında, boğazım kupkuru olmuştu. Zorlanarak kalktım ayağa. Tekrar dudaklarımı yaladığımda hala gözümü penisinin hafifçe belirginleşen damarlarından çekmemiştim. Tam karşıma gecene kadar kafamı kaldırmadım. Sonra aramızda yalnızca bir kaç adım kaldığında gözlerimi yüzüne çıkardım. Hayvan gibi ukalaca sırıtıyordu piç ama böyle bir güzellik olamazdı. Tuttuğum nefesi yüzüne doğru bırakıp, boynuna doğru eğilmeye kalktığımda bir adım geri gitti. Elimi dokunmak için ona doğru uzattığımda ise bileğimden sıkıca tutup beni yan tarafa çevirdi. Çırıl çıplak karşımda duran bu seksi heykeli değişik pozisyonlarda hayal etmeye başlayan gezi zekalı beynim artık tamamen dengesini yitirmek üzereydi ki, elini taş gibi sertleşmiş penisime götürüp sıkıca tuttu. Acı ve zevk içinde bir inleme kaçtığında ağzımdan, kulağıma doğru yaklaşıp, kısık sesle tekrar etti kendini.

NefretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin