1

5.5K 333 252
                                    

İç yüzeyi kırmızı kadife ile döşenmiş at arabası taşlı yolda sarsılarak ilerlerken bu sarsılma baş ağrıma iyi gelmiyor. Yine de şikayet etmeden uzun zamandır peşinde olduğum amacımı gerçekleştirmişken buna katlanmaya çalışıyorum. 

Taşlı yolda uzun süredir ilerliyor oluşumuz sebebiyle nerede olduğumuzu görme amacıyla arabanın penceresini örten perdeyi işaret parmağım ve baş parmağım arasında tutarak hafifçe ucundan açtığımda başımı da cama yaklaştırıyorum. 

Meraklı bakışlarım dışarıyı tarıyor, çevreyi kaplayan bir sis var. İleriyi görmek neredeyse imkansız gibi ancak tuhaf bir şekilde sisin yoğunluğu gittiğimiz yol güzergahı oyunca daha az, sis yolun sınırından ilerisini bir duvar gibi örtüyor. Bu oldukça savunmasız hissettirirken başımı cama daha da yaklaştırıp yolun ilerisini görmeye çalışıyorum, çok uzakta bir kilise tepesini andıran bir cisim var, uzantısının bir haç olduğunu düşünüyorum. 

Merakımı çok da bastıramamış görüntüyle iç çekerek camda uzaklaştığımda perdeyi tekrar eski halinde bırakıyorum ve sarsılan arabanı gerçekliğine geri dönüyorum. Beni fazlasıyla heyecanlandıran ve beklentiye sokan yeni hayatım için biraz daha buna katlanabileceğim konusunda kendimi teselli etmeye çalışıyorum. 

Bu kasabaya gelmek istediğimde zor ikna ettiğim arabacının söylenmeleri ulaşıyor kulağıma. Sisten ve tuhaf havadan, bir de yoldan olsa gerek. Bunların üzerine ben de şikayet etmek istemiyorum, arabadan inmemi isteyip beni burada bir başıma bırakma olasılığı oldukça yüksek. 

Yolumuz bu şekilde bir saat daha devam ederken taşların boyutu küçülüyor olmalı ki sarsılmalarımız azalıyor ve kasabaya da yaklaştığımızı düşündürtüyor bana. Sis yerine insanlığa dair yapılar görme umuduyla tekrar aralıyorum perdenin köşesini ve beklediğim gibi bazı evler gözüme çarpıyor. Merak ettiğim için bu sefer ne fark etmeden burnumun değeceği kadar yaklaştığım camdan uzaklaşıyorum ne de perdeyi kapatıyorum. 

Cama değen burnumun ucunu, camın soğukluğuyla fark edebiliyorum fakat bunu umursamadan gittikçe sıklaşan yapılara bakarken merkeze yaklaştığımızı anlıyorum. Benim gideceğim ev merkezden biraz daha uzak, hatta kasabanın dışına yakın diyebilirim. 

Sokakta tek tük bulunan insanlar at arabasının yolda çıkardığı sesle arabaya doğru bakıyor çoğunlukla. Burasının fazla turist almadığını bildiğimden yeni birini görmelerinin onlar için sıra dışı bir olay olduğunu anlayabiliyorum. 

Bizi gören insanların bakışları gittiğimiz yolu takip ediyor, hepsinin gözlerinde sorgulayan, korkan veya temkinli duygu kırıntılarına rastlıyorum. Daha fazla göz odağı olmak istemediğimden sıkkınlıkla perdeyi kapatıyorum. Sadece biraz daha beklemem gerekiyor.

Tuttuğum eve ulaştığımda ilk başta yerleşmeyi ve düzenlemeyi düşünüyordum ancak şu an sadece gittiğimde dinlenmenin hayalini kuruyorum. Bir süre sonra at arabacısının sesi tekrar kulaklarıma ulaştığında ''Yaklaştık sizin eve küçük bey.'' diyor. 

Buraya gelmekten memnun olmadığı sesine yansıyor fakat buna takılmadan perdeyi aralayarak evi görmeyi umuyorum. Umduğum gibi de ev biraz ileride gözüküyor. Hava tuhaf bir şekilde serinlerken kasabadan uzak kalması sebebiyle olduğunu düşünüyorum. 

Artık taş yol sona erdiği için sadece eski tekerlek izlerinin oluşturduğu yolda gidiyor at arabası ve evin önüne doğru kıvrılıyor. Bu kıvrıma girmeden önce elimi pencerenin camına yaslıyorum heyecanla fakat kıvrıma girmemizle görüntü gözümün önünden kaybolurken elim camdan kayıyor, bakışlarım donuk bir şekilde hala pencerenin üzerine kilitli. 

Bu dalgınlığımdan sıyrılmamı sağlayan arabanın durması oluyor arabacı ''Geldik evlat, çabuk in de şu lanetli yerden uzaklaşayım. Zaten neden burayı tuttuysan, delilik.'' derken bavulumu elime alıyorum. Hızla açtığım kapıdan indiğimde arabacı bir an bile beklemeden ters yöne dönerek uzaklaşmaya başlıyor. 

Tek başıma evin önünde kaldığımda önümde tuttuğum bavulumla durup yeni evime bakıyorum, gözlerim az önce evin camında saniyelik olarak gördüğüm gölgeyi arıyor. Kalp atışlarım hızlanırken dudaklarımda bir gülümseme oluşuyor.












*Spektrofili, hayaletlere yönelik cinsel çekim veya aynalardaki görüntülerden kaynaklanan cinsel uyarılmanın yanı sıra, hayaletler ve insanlar arasındaki iddia edilen cinsel karşılaşma fenomenidir.

*Özgün bir kurgudur, çalmayın.

*Özgün bir kurgudur, çalmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.









Spectrophilia | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin