"Tek başıma evin önünde kaldığımda önümde tuttuğum bavulumla durup yeni evime bakıyorum, gözlerim az önce evin camında saniyelik olarak gördüğüm gölgeyi arıyor. Kalp atışlarım hızlanırken dudaklarımda bir gülümseme oluşuyor."
21/08/21-20/10/21
#1- h...
Yatak odamda duran cesede yaklaşmaktan çekinirken oturma odasını turluyorum. Onu nasıl çıkartacağım veya çıkartıp ne yapacağım hakkında bir fikrim yok. Daha kötüsü kim olduğunu da bilmemem. Vücudu çürümüş değil fakat yeni ölmüş birinin bedeni gibi de değil. Tekrar Chan'ı çağırmak ve daha fazla tuhaf olaylara karıştırmak istemediğimden bunu sadece kendim halletmem gerektiğini düşünüyorum.
Oturma odasının ortasında daire çizerek düşündüğüm için başımın dönmesiyle yakınımdaki koltuğa kendimi bırakıp yığılırken ondan kurtulmak için tek bir temiz yol olduğuna karar veriyorum. Yakmak. Bu noktada da kimliğinin belirsiz oluşu, belki de birilerinin onu arıyor olma ihtimalimi kalbimi kırıyor fakat yapılabilecek başka bir şey yok. Evimde aniden bir ceset çıkmasını kimseye açıklayamam.
Yine de harekete geçmek için acele etmiyorum. Başım buraya taşınmak için geldiğim gün gibi şiddetle ağrırken gözlerimi yumup parmak uçlarımı alnıma bastırıyorum.
Sadece baş ağrım geçene kadar biraz uyumayı düşünürken üzerimdeki kazağın kollarını çekiştirip ellerimi içinde yumruk haline getirdikten sonra koltukta bacaklarımı kendime çekerek küçülüyorum. Yastığı başımın altında daha rahat bir konuma sokarken baş ağrımın etkisiyle gözlerim çoktan uyku ihtiyacıyla kapanıyor.
Gözlerim kapalıyken uykuya dalmadan önce onu düşünüyorum. Gözlerim açıkken algıladığım gerçeklikten daha gerçek gelen rüyalara tekrar bir kapı açsın diye.
Üzerime hayali bir örtü gibi serilen uykunun eseri, üşüyorum fakat kalkıp bir örtü almak için yeterince ayık değilim. Uykuya çekilirken beni yerimden sıçratan alt kattan gelen kapı çarpma sesleri oluyor. Sersemlemiş bir halde kalkıp merdivenlerin başına ilerliyorum. Savsak adımlarım ilerlerken ayılmak için gözlerimi ovuşturarak bir savaş veriyorum, aşağıya inmeden önce.
Yanıma bir mum bile almadığım aklıma geldiğinde hala aydınlık olan hava sayesinde aşağıdaki odada bulunan küçücük cam kısımdan girecek az ışığın yeterli olacağını düşünüyorum. Uyku sersemliğimden sıyrılabildiğimde aşağıya iniyorum. Ardına kadar açık olan kapı beni karşılıyor ve sonsuz bir güvenle içeriye girdiğimde kapı ardımdan çarparak kapanıyor.
"Felix?"
Büyük bir umutla adı dudaklarımdan dökülüyor. Gözlerim kısa bir anlığına tanıdık sandığın üzerinde oyalanırken aynaya doğru ilerliyorum. Aynanın tam önünde durup beklediğimde yine tam arkamda yansımasını görüyorum. Bakışları her zamanki sertliğini taşıyor fakat bu sefer daha fazlası olduğunu da düşünüyorum.
Bir eli omzuma çıkarken dilimi kuruyan dudağımın üzerinde gezdirip baskısını bekliyorum sabırsızlıkla. Beklediğim gibi bir baskı dizlerimin üzerine düşmeme sebep olacak şekilde beni yere itiyor, avuçlarımın içini yere bastırıyorum.
Hızlı baskısıyla uzun saçlarım dağılıp yüzüme dökülürken başımı kaldırıp sadece aynadan görebildiğim görüntüsüne, gözlerine bakıyorum.
Tam arkama geçerken diz çöküp omzumdak elini boğazıma sarıyor, başım ona yer açmak için geriye düşüyor. Nefesimi kısıtlayan bir baskı hissederken aynadan izleyebildiğim görüntüsünden etkilenerek bir elimi bacaklarımın içinden kasıklarıma kaydırıyorum.
Ellerini üzerimden çekip arkamda pozisyonunu bozmadan durmaya başladığında gözlerimi gözlerinin yansımasından ayırmadan ellerimi, üzerimi değiştirmeye fırsat bulamadığım için pijamamın içine kaydırarak çıplak tenimden kaydırıyorum. Heyecanla nefeslerim tekliyor.
Elimi sertliğimin etrafına sarıp hareket ettirmeye başladığımda gözlerimi yummamak için savaş veriyorum, onun görüntüsünden kendimi mahrum bırakmak istemiyorum.
Soğuk, hatta aşağılayıcı bakışları altında vücudum titrerken dudaklarımdan firar eden inlemeler bulunduğumuz odada yankılanıyor. Her geçen saniye ses tonum yükselirken rahat hissediyorum.
Zevkten her an aralık dudaklarım ve geriye kaymaya başlayan irislerimle başım geriye düşüyor, elimi hızlandırıyorum. Diğer elimi ise karnımdan göğsüme doğru çıkartıp göğüs ucumu parmak uçlarım arasında eziyorum.
Soğuğu hissedemeyip alev alev yanan tenimle titrerken vücudum kasılıyor, kendimi daha uzun süre bu duygunun içinde tutmak için savaş veriyorum. Bütün muhtaçlığıma sarılmaya çalışıyorum, birkaç dakika daha kendimi tutabildikten sonra dudaklarımdan kaçan büyük haykırışla birlikte kıyafetimi kirletiyorum.
Vücudum hala titreyerek bütün kasılmaları atlatmaya çalışırken bir kukla gibi yere yığılıyorum. Nefes seslerim süslüyor odayı. Aklımı sadece o dolduruyor ve aynadan görebildiğim tüyler ürpertici yansıması. Sakinleşmeye çalışırken ise bulunduğu yeri izliyorum, sadece bir boşluğu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.