14

1.2K 106 75
                                    

Sabah neredeyse gün aydınlanmak üzereydi. Etrafı aydınlatmaya çabalayan minik ışıklar Hyunjin'in yüzüne de vuruyordu.

Ona ne olduğunu anlayamadım ama tek bildiğim şey, onun çok kötü olduğu ve benim çok korktuğum.

O kadar çok korktum ki o uyusa bile tüm gece uyku bana uğramamıştı.

Onu uyutmak da çok zor olmuştu. Titreyen ve buz kesmiş bedeni içimi endişe ile kaplamıştı her saniye.

En sonunda bir bebek gibi uyuyakalmıştı. Söylediğim küçük şarkı sayesinde.

Ne yapacağımı bilemezken aklıma sadece saçlarını okşayıp şarkı mırıldanmak gelmişti. Sonunda gözlerini kapattığında ceketini kıvrılmış bedenine örtmüştüm.

Ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim dahi yok. Tek istediğim iyi olması.

Gün ışığı kendini yavaş yavaş belli ederken Hyunjin'in yüzü aydınlanmıştı.

Burnundan nefes alamadığı bariz belli olurken hafif aralık olan dudakları öpmek geçiyordu içimden ama ben kendine hakim olabilecek birisiyim.

Önüne düşen uzun perçemlerini kulağının arkasına attım. Çok masum duruyordu. Tıpkı bir bebek gibi.

Kendimi ne kadar garip hissetsem de elimden bir şey gelmiyordu. Ne yapmam gerekiyor tam şu an? Ya da uyandığında ne diyeceğim ona.

Kendimi yalnız hissediyorum çok kötüyüm diyordum hep ama acaba Hyunjin nasıl hissediyordu. Ne düşünüyordu.

Onun tarafından düşünmedim hiç, onu hiçbir zaman kırmak istemedim ya da üzmek ama ben çok kırıldım. Kalbim çok kırıldı. Çok yoruldum.

Kendime ne sormalıyım? Nasıl bir soru? Ne yapmalıyım?

Karamsarlıkla dolu içim. Kendime ne sorduğumu, ne dediğimi bile anlayamıyorum.

Hyunjin hareketlenmeye başladığını hissettiğimde bakışlarımı ona indirdim.

Gözleri hafif aralanırken "seungmin?" diye mırıldandı.

"Efendim? Daha iyi misin?"

Kafasını kaldırmadan gözlerini açıp bana baktı. Burnunu çekip gözlerini ovaladı biraz.

"Su var mı?"

Etrafıma bakındım bir süre. Köşedeki şişeyi elime aldım ama içi boştu.

"Bekle getireyim." Kafasını kaldırmaya çalıştığımda beni engelledi.

"Tamam kalsın istemiyorum."

"Bekle hemen alıp geleyim."

"Iı istemiyorum, gitme." Ağlamaklı çıkmıştı sesi, sorun neydi yine?

"Sorun ne Hyunjin? Bana dün olanları anlatman gerek. Ne kadar korktuğumu bilemezsin.

"Seungmin hazır değilim kendimi itiraf edecek kadar iyi hissetmiyorum. Olacaklar, düşüncelerin, bana karşı değişecek olan bakış açın hiçbirini görmeye duymaya veya hissetmeye hazır değilim. Bana zaman ver lütfen."

"Ne dediğini anlamıyorum ama peki sana zaman vericem ama beni korkutma lütfen."

"Özür dilerim."

Ayağa kalkıp yanıma doğru oturmuştu.

Derin nefes verip "Ahh çok yorgun hissediyorum." dedi.

Kafasını omzuma yaslamıştı. Huzur vericiydi. Gökyüzü artık mavileşmeye başlıyordu. Gün neredeyse ayacaktı.

Hyunjinde hareketlenme hissettiğimde ceketini eline almıştı.

never again/hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin