18

1K 106 146
                                    

(1 hafta sonra)

Son bir haftamız da normal günlerimizden pek de farklı geçmemişti. Her zaman olduğu gibi ben çalışıyor Eun mi okula gidiyordu.

Bir de ekstramız var. Hwang Hyunjin, birkaç işini burdan halletmeye başlamıştı ama bir an önce 'kısa süreliğine' dönmesi gerektiğini söylüyordu.

Sabah kahvaltısını hazırlamıştım yine herkesten önce kalkıp. Odaya gidip ikiliyi uyandırdım ve sofraya çağırdım.

Hyunjin direkt mutfağa gelirken Eun mi banyoya geçmişti.

"Seungmin benim gitmem lazım ama hep birlikte gitmek istiyorum. Eun mi'nin okulu ne zaman bitecek."

Tabağımda oynadığım yemeği ağzıma atıp telefonumu çıkarttım.

Ders programına ve takvime göz attım.

"Imm yaklaşık 2 ay sonra yaz tatiline girecekler."

Başıyla onaylayıp yemeğe döndü.

"En azından ben gitsem-"

"Nereye gidiyordun baba!" dedi Eun mi biraz endişe ile.

Hyunjin kollarını açıp yanına çağırmıştı onu. Kucağına alıp saçlarını öptü.

"Bir kaç günlüğüne Fransa'ya gidip halletmem gereken işler var buradaki şirkete tahinim'i isteyeceğim ve oradaki evden bir şeyler almalıyım."

Eun mi rahatlamış bir şekilde nefes verip kendi sandalyesine oturmuştu.

Hyunjin devam ediyordu.

"Bilgisayarım, kıyafetlerim, kişisel eşyalar. Kısacası ihtiyacım olan şeyler. Eğer okul derdimiz olmasaydı hep birlikte giderdik."

"Aman boşver biz sanki her gün ülke ülke geziyoruz da Fransaya gitmemiz kaldı sen işlerini hallet gel."

"Neden öyle söylüyorsun ki."

"Bir şey demedim." dedim teslim olurcasına.

Gözlerini hafif kısıp bana baktı. "Peki." diyip yemeğine döndü.

...

Müşterinin kalktığı masayı silerken Felix bana seslenmişti.

"Seungmin Hyung abim geliyor bugün çok iyi gidiyorsun ama dikkatli ol, gözüne giremezsen seni göndermek için elinden geleni yapar."

Biraz endişelensem de başımı iki yana sallamıştım.

"Hayır, hayır endişelenme elimden gelenin daha fazlasını yapmaya çalışacağım."

Felix samimi bir şekilde gülüp başını sallamış ve mutfağa girmişti.

Yaklaşık bir haftadır azimle çalışıyordum burada ve Felix'i de sonunda çözebilmiştim.

Boşta ne varsa onu yapıyordu. Ben patronum diyerek işçiler veya çalışanları ezmiyor, gün içerisinde sanki o da benim gibi bir çalışan olarak davranıyordu.

Sadece gün sonunda bir patron oluyordu 'para verirken'.

Kıkırdayıp temizlediğim masayı yeni gelen müşteriler için hazır hale getirdim.

...

Bir süre sonra içer oldukça havalı ve şık görünümlü birisi girmişti.

Bir masaya oturduğunda hemen bir menü kapıp yanına götürdüm.

"Hoşgeldiniz efendim. Çeşitli ve leziz seçeneklerimiz vardı." dedim samimiyetle menüyü önüne uzattım.

Beyefendi gözlerini kısıp dili ile yanağını şişirmişti. Bakışları biraz içimi ürpertse de yüzüne iyice baktığımda biraz tanıdık gelmişti.

never again/hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin